Vahiyden Kültüre

Celaleddin Vatandaş

Sayfa Sayısına Göre Vahiyden Kültüre Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Vahiyden Kültüre sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Vahiyden Kültüre kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Haberiniz olsun, iman çarkı (ilelebet) dönecektir. Bu çark her nerede dönüyorsa Allah'ın kitabına uygun olarak döndürün. Haberiniz olsun Sultan ve Kitap birbirinden ayrılacaktır. Sakın sakın siz Kitap'tan ayrılmayın. Haberiniz olsun başınıza öyleleri reis (emîr) olarak geçecek ki onlara itaat etseniz sizi delâlet ve sapıklığa atarlar, itaat etmeyip isyan etseniz sizi öldürürler." Orada bulunanlardan birisi sorar: "Ey Allah'ın Resûlü! Pekala ne yapalım?" Resûlüllah (sav): "İsa'nın ümmeti gibi yapın. Onları ateşe attılar, testere ile biçtiler (fakat yine de dinlerinden dönmediler). Allah'ın taati uğruna ölmek, Allah'a isyan içinde yaşamaktan daha hayırlıdır."
Allah Teâlâ Peygamberimizi bu kitapla (Kur'an'la) hidâyete ulaştırdı. Öyleyse ona sımsıkı sarılın ki hidâyet bulasınız. (Hz. Ömer r.a) Şunu bil ki, iki cihan saadeti, yalnız ve yalnız Resûlüllah (sav)'a ittiba'ya (O'nun yolunda gitmeğe) bağlıdır. O'na ittiba' da ancak şunlarla olur: İslâmî vazife ve hükümleri yerine getirmek, onları halk arasında yürürlükte kılmak, küfrün kaide ve merasimlerini her tabakadaki insandan gidermek ve onları çürütüp ortadan kaldırmak. (İmam Rabbani k.s)
Reklam
İslâm öncesi Farslılarında Şah'ın tanrısal özellikler (hatta tanrı olduğu) taşıdığı inancı yaygındır. Bunlardan müslüman ülkenin vatandaşı olup, müslümanlığı benimsediklerini iddia eden bazıları eski inançlarını unutmazlar. Hakim tarafın dini olduğu için girmiş gibi göründükleri İslâm'a bu inançlarını taşırlar. Şia örtüsüne bürünen bu bazı Farisîler, ilgili inançlarını eski Şahlarının yerine koydukları Hz. Ali veya evladı için kullanıp on(lar)un tanrı olduğunu belirtirler. Onlara göre Hz. Ali insan kılığında bir tanrıdır, veya tanrı olmaya en layık kişidir. Nusayrî, Sebeiyye, Beyanîyye, Galiyye gibi isimler altında sistemleştirilen bu inançlar bazan açıktan bazende çeşitli görüntüler altında varlığını devam ettirme fırsatı bulur.
...Ancak akaid konuları, tartışılarak, aklın sınırlarını zorlayıp bu sınırlar dışında at koşturarak değil, iman ederek anlaşılır ve bu konumda, akıl bir araç durumundadır. Bütün bunlara rağmen salt tartışma heveslisi olanların zaten anlamak gibi dertleri yoktur. Onlar entellektüel ilgi ve tartışmalarına farklı konular bulma hevesi taşımaktan başka bir şey arzulamamaktadırlar.
Sayfa 108Kitabı okudu
Bu zatların kelâm'a karşı çıkışlarının bir özeti olarak İmam Ebu Hanife'nin şu sözleri konuya açıklık kazandıracak ve bir müslümanın tavrını belirleyecek nitelik ve güzelliktedir: "İnsanların ihdâs ettikleri ve kendilerinden ortaya koydukları şey, onları hidayete ulaştırmaz. Aslolan, Kur'an-ı Kerim'in getirdiği ve Hz. Pegyamber'in davet ettiği, insanlar arasında tefrika ortaya çıktığı devreye kadar Hz. Peygamber'in ashabının yapmakta devam edegeldikleri şeylerdir. Bundan başkası ile amel edenler bid'atçı ve kendiliklerinden ihdâs edicilerdir."
Sayfa 118Kitabı okudu
Kısaca özetlediğimiz görüşlerden anlaşılmaktadır ki, filozoflar düşünce ve inançta kendilerine yer açabilmek ve söylediklerini meşrulaştırabilmek için dini kendi anlayışları içerisinde yorumlamaktan, istedikleri şekle sokmaktan çekinmemişlerdir. Eğer bir filozofun söz ve düşüncelerinde dine aykırı şeyler görülüyorsa bunun nedeninin normal insanların (filozof olmayanların) bilgilerinin yetersizliğinden kaynaklandığı inancı genel kabul görür hale getirilmiştir. Böylece filozofların düşünceleri çoğu zaman kabul görür veya takdirle karşılanır olmuştur. Buna göre felsefe zeki, aydın insanların kavrayabileceği birşeydir ki böylelerinin sayısı ise çok azdır. Bu durum filozofların sayısının neden az olduğunu da göstermiş olur.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
296 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.