Vahiyden Kültüre

Celaleddin Vatandaş

En Eski Vahiyden Kültüre Sözleri ve Alıntıları

En Eski Vahiyden Kültüre sözleri ve alıntılarını, en eski Vahiyden Kültüre kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu arada haklı olarak şu sorulabilir. Eğer ictihad her zaman gerekliyse, bu da dinin Resûlüllah (sav) tarafından eksik bildirildiği anlamına gelmez mi? Gelmez çünkü Resûlüllah genel çözümler getirmiştir ve din bu şekliyle tamamlanmıştır. İctihad ise ayrıntı, tek olaylarla ilgilenir. Onun ilgi alanı şeriatın sınırları dahilindedir. Dolayısıyla Resûlüllah'ın insanlara bildirdiği din, genel esaslar açısından tamdır ve insana ictihadla bu genel esasları özel olaylara uygulama yetkisi verilmiştir. Halbuki birkaç müctəhidin ictihadıyla problemlerin tamamına çözüm getirildiği iddiası, gizli de olsa Resûlüllah (sav)'ın bildirdiği şekliyle dinin eksik olduğu ve birkaç müctehidle bunun tamamlanabileceği anlamına gelir. Bu nedenle dinin eksik olduğunu söylemekle, dinin tamamlandığını ve çözümlerinin hayata aktarılmasının insanlara bırakıldığını söylemek arasında büyük farklar vardır.
Sayfa 293Kitabı okudu
Eyvah! eyvah! ne kadar uzaklaştık. İnsanlardan güven kayboldu. Söylenir yapılmaz, bilinir sabredilmez. İman vardır ama yakîne ulaşmamıştır. Ne oluyor bana; erkekler görüyorum akılları yok. Hışırtılar duyuyorum, kimsecikler yok. Evet, yemin ederim ki, cemaat içeri girip çıktılar, öğrendiler, sonra da inkâr ettiler. Önce haram dediklerine sonra helâl dediler. Sizin dininiz, dilinizin üzerindeki lokma gibidir. Birinize "hesap gününe inanıyor musunuz?" diye sorulursa "evet" der. O ceza gününün sahibine yemin olsun ki yalan. (Hasan-ı Basri)
Sayfa 301Kitabı okudu
Reklam
Bir müctehidin ictihadlarının kesin doğru olduğunu düşünmek, içtihadın anlamına ve İslâm'daki yerine ters düşer. Zira kesin (mutlak) doğru ancak vahiydedir ve onun tezahürleri, başta Kur'an olmak üzere Peygamberin uygulaması (Sünnet) dır. İctihad ise vahyin bilgisi (Kur'an ve Sünnet) tarafından çizilen çerçeve içerisinde doğruluğu veya yanlışlığı kesin bilinemeyen beşeri gayret ve çabadır.
Sayfa 302Kitabı okudu
Asıl ölçü vahye uygun olup olmamaktır. Eğer bir düşünce veya sistem Vahiy bilgisinin kalıpları içerisinde yer alıyorsa o hak, eğer sınırları taşmışsa o bâtıldır.
Sayfa 310Kitabı okudu
...Suyûtî ise "el-Makametü'l-lû'lüiyyesinde konuyla ilgili olarak şunları yazar: "İlim öğrenen amel için öğrenmiyor. Fıkıh öğrenmek dünyalık oldu. Ahiret hatıra getirilmez oldu. Büyükler horlandı, küçükler öne geçirildi. Kötüler yükseldi, iyiler aşağılandı. İlim adamına uyulmuyor, halim selim insanlardan haya edilmiyor. Bid'atler Sünnet oldu, Ömer gelse değiştiremez oldu, ölüm alimlere kızıl altından sevimli oldu. Cahiller alimlere, bayağı insanlar hayalılara galebe çaldı. Din işlerini ehli olmayanlar üstlendi. Cehalet ölçüsünce, her cahil aşırı çirkinlikler yapar oldu."
Sayfa 312Kitabı okudu
Bir organizmanın sağlıklı oluşu, nasıl ki bütün organların sistemli, uyumlu ve düzenli çalışmasına bağlıysa, İslâm da öyledir. Eğer İslâm'ın bir unsuru gözardı edilmiş, işlevi yerine getirilmiyor veya yok kabul ediliyorsa, bunun sıkıntısı her alanda hissedilir. Bütün bunları teorik bir düzlemde söylemiyoruz. Müslümanların tarihi, söylediklerimizin canlı tanığı durumundadır.
Sayfa 319Kitabı okudu
Geri142
426 öğeden 421 ile 426 arasındakiler gösteriliyor.