Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Varisler Öğrenciler ve Kültür

Pierre Bourdieu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Var olmayı istemek ve ne olacağını tercih etmeyi istemek, öncellikle, kendi tercih etmediğin şeyi olmamayı istemektir.
Sayfa 66 - Heretik
Eğitim sisteminin kullanıcıları olarak öğrenciler, aynı zamanda bu sistemin birer ürünüdürler...
Sayfa 29 - Heretik
Reklam
Gerçekten demokratik bir öğretim sistemi kendisine kayıtsız şartsız amaç olarak olabilecek en fazla sayıda bireye, en kısa sürede,en eksiksiz ve en mükemmel biçim de, verili bir anda tedrisi kültürü oluşturan kabiliyetler arasından olabilecek en büyük miktarda unsuru elde etme imkânı sağlamayı verense bu nevi bir sistemin, iyi ailelerden gelen kimselerin oluşturduğu bir elitin eğitimine ve seçimine yönelmiş geleneksel öğretimin olduğu kadar, ısmarlama uzmanların seri üretimine dönük teknokratik öğretimin de zıttında konumlandığı görülür. Ancak öğretim siteminin gerçek manada demokratikleşmesini kendine amaç edinmek yeterli değildir. Kültürel eşitsizliğe etki eden sosyal faktörlerin tesirini sistematik biçimde ve sürekli olarak etkisiz kılmak için anaokulundan üniversiteye gerekli tüm önlemleri alan akılcı bir pedagojinin yokluğunda, öğretim hususunda herkese eşit şartlar verme yönünde bir siyasi irade gerçek eşitsizliklerin üstesinden gelemez; tüm kurumsal ve ekonomik araçlarla imkânlarla donansa bile. Diğer taraftan ise, gerçek manada akılcı, yani kültürel eşitsizliklerin sosyolojisi üzerine inşa edilmiş bir pedagoji, kültür ve okula ilişkin eşitsizlikleri azaltmaya kuşkusuz katkıda bulunabilir ancak bu nevi bir pedagoji, meselenin özüne gerçek anlamda, sadece ve sadece, öğretmen-öğretim elemanı alımlarının ve öğrenci seçimlerinin gerçek manada demokratikleşmesinin tüm koşulları (en başta akılcı bir pedagojinin tesisi) bir araya gelmiş olursa nüfuz edebilir.
Dolayısıyla, kuralın dışsal tazyikine karşı isyan, kuralın dayattığı değerlerin içselleştirilmesinin yollarından biridir. Bir anlamda Freudçu mitte olduğu gibi, içe yansıtılan babanın hükümdarlığı babanın öldürülmesiyle başlar.
Öğrenim görmek, yaratmak değildir; kendini vücuda getirmektir...üretmeye mahir biri olarak kendini üretmektir.
İdeolojik oyunlar, kaygı dolu ve mutsuz bir öğrenci ahvali tecrübesinin üstesinden gelmenin yollarından biri de olabilir. Tanımadığı rakiplerden oluşan koca bir kalabalıkla tedirgin edici bir temasın uyandırdığı endişeyi her an hisseden ve son derece güç çalışma şartlarıyla karşı karşıya bulunan Parisli öğrenci için, ne pahasına olursa olsun orijinal olmanın peşinde koşmak fevkalade hayati bir işleve sahiptir. Bunalma ya da tecrit olma gibi daha kolaylıkla itiraf edilebilen tecrübelerin, yer değiştirmiş olarak öğrencinin temel kaygısını ifade ediyor olması da mümkündür: “Ben neyim” ve “değerim ne” sorularını hiç durmadan sormaya mahkûm olup okuldaki başarı dışında bir seçilmişlik göstergesine sahip olmadığından ötürü başarısızlık veya anonimlik hissiyatını mevcudiyetinin derinliğinde hisseder. Hoca tarafından fark edilmek (“göze girmek”) için yapılan kurnazlıklar ve gösterilen gayretler veyahut da onun tam tersi olan küçümseme ve çekiştirme gibi ideolojik tartışmalar da neredeyse bir terk ediliş tecrübesine benzeyen bu tecrübeden kaçınmanın yöntemlerindendir.
Reklam
Her ne kadar öğrencilerin büyük kısmı, nasıl konumlanacaklarını bilemedikleri bu tartışmalara ancak çok uzaktan katılsalar da karşı çıktıkları veya sonu gelmeyen tartışmalarda onları karşı karşıya getiren siyasal görüşler veya estetik değerler aynı mantığa riayet eder. Kendini farklılaştırma arzusu, aynı anda hem siyasal düzeyde hem felsefî düzeyde hem de estetik düzeyde gayet iyi işleyebilir: Bir Troçkizm bir başka Troçkizme, Maoizme karşı durduğu kadar ve farklı bir şekilde karşı dururken erken Antonioni’nin hayranları geç dönem Antonioni’ye düşkün olanların karşısındadır ve bu arada bu iki grup bambaşka gerekçelerle Bergmanın infazı hususunda uzlaşırlar. Aslına bakılırsa farklılık arayışı, farklılık oyununun oynanabileceği sınırlara ve oyunun bu sınırlar dâhilinde oynanmasının gerekliliğine ilişkin bir mutabakatın varlığına dayanır. Ancak mutabakat sınırlarını aşmadan gerçek farklılıklar bulmanın güçlüğünden ötürü, karşıtlıkların her daim yapay veya şeklî olma riski vardır ve tartışabilmek esas üzerinde mutabık kalmayı gerektirdiği için esası asla tartışmamak mevzubahistir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.