Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Varoluşun Psikiyatrisi

Erol Göka

Varoluşun Psikiyatrisi Gönderileri

Varoluşun Psikiyatrisi kitaplarını, Varoluşun Psikiyatrisi sözleri ve alıntılarını, Varoluşun Psikiyatrisi yazarlarını, Varoluşun Psikiyatrisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Varoluşçu yaklaşım , olanca esnekliği ve bütünleştirici gücüyle ve insanı derinlemesine kavramaya çalışan düşünce geleneğiyle daha avantajlı bir konum sergilemektedir. Varoluşçu terapist, hastayı ne biyolojik ne toplumsal ne de psikolojik yanlarına indirgeyecek ama tüm bu yaklaşımların depresyon tedavisindeki olumlu katkılarından yararlanarak hastasını önce depresyondan çıkarabilmek için uğraşacak; sonra da yine her psikoterapi ekolünün hastası için uygun bulduğu tekniklerinden faydalanarak hastasının otantisite yolunda ilerlemesini sağlayabilmek için çaba gösterecektir. Onun teorik önyargıları yoktur ama insanın ne olup ne olmadığı konusunda açık ve net bir fikir ve tavır sahibidir.
Ontoanalitik terapinin temel amacı, bireyin kendisiyle, başkalarıyla ve dünyayla, etkili ve doyurucu bir ritmik kapasite içersinde yaşayabileceği açıklığı ve olanakları göstermeye çalışmaktır.
Reklam
Varoluşçu terapist, hastayı ne biyolojik ne toplumsal ne de psikolojik yanlarına indirgeyecek ama tüm bu yaklaşımların depresyon tedavisindeki olumlu katkılarından yararlanarak hastasını önce depresyondan çıkarabilmek için uğraşacak; sonra da yine her psikoterapi ekolünün hastası için uygun bulduğu tekniklerinden faydalanarak hastasının otantisite yolunda ilerlemesini sağlayabilmek için çaba gösterecektir. Onun teorik önyargıları yoktur ama insanın ne olup ne olmadığı konusunda açık ve net bir fikir ve tavır sahibidir.
Varoluşçu yaklaşıma göre, terapötik içerikte yer alması gereken kişisel işlevsellik düzeylerinin dördüncüsü, bu üç çatışma alanının ötesinde yer alan, otantisitenin yaşama geçirilmesiyle yani yaşamdaki anlam, değerler ve ideallerle ilgilidir. Varoluşçular, yaşamın anlamını keşfetmeye çalışmakla değil, yaşamımızdan bir anlam yaratmaya çalışmakla uğraşırlar; yaşama nasıl cevap vereceğimiz sorusuyla değil, yaşamın bir soru olmadığı cevabıyla ilgilenirler. Varoluşumuzu anlamlı kılan şey, yanında yer almayı seçtiğimiz şeyden türeyecektir. Varoluşçu yaklaşıma göre, yaşamın da terapinin de ideali, varoluşuyla ilgili anlam ve değerler yaratacak şekilde seçimler yaparak, otantik olmak şeklinde özetlenebilir. (Prochaska, 1984; Boss, 1963).
'Başkalarıyla-olan-varlık' yanımızı, tüm diğer yanlarımızın önüne geçirmeden, kendimizi başkalarına teslim etmeden dünya-içerisindeki-varlık'ımızı sürdürmemiz olanaklıdır. Fakat tarihin belli bir zamanında, belli bir yerde, belli bir genetik yapıda dünyaya gelmek gibi yaşam verilerimiz, özgürlüğümüzün gerçek sınırları olarak her zaman bizimledirler. Bu gerçeğin farkında olan varoluşçular, otantik olmak için yaşadığımız toplumdan aşkınlaşmak gerektiğini kabul ederler fakat bunun için mutlaka toplum -karşıtı olmamız gerekmediğini de söylerler. Ne kurallara bağlı olmak, ne de kuraldışı olmak varoluşçuların sorunu değildir. Önemli olan, yaşamımızdaki kuralları kimin koyduğudur. Bu nedenle varoluşçu terapistler, danışanın kendi yaşam kurallarını seçmede özgür olduğunu özellikle vurgularlar. Kimileri için, bazılarına daha hedonistik görünen bir yaşama tarzı otantik olabilir; kimileri ise dünyevi haz ve arzularından vazgeçerek kendi otantik yollarında yürüyebilirler. Bilincine varma ve seçim yapma süreçleri, kişi olgunlaştıkça, onun yaşamında öne geçerler; zaten özgürleşmenin anlamı da budur. Yoksa otantisiteden her kendiliğinden arzunun anında ifade edilmesi ve karşılanması gibi akıldışı bir tutum çıkarılmamalıdır. (Prochaska, 1984; Boss, 1963).
Ölüm, zamanımızın; kazalar, gücümüzün; verilecek kararlarla ilgili kaygılar, bilgimizin; anlamsızlık tehdidi, değerlerimizin; yalıtılmışlık, eşduyumumuzun ve reddedilme olasılığı, diğer insanlar üzerindeki denetimimizin sonluluğunu yansıtmaktadır. (Kişilik Teorisi)
Reklam
Otantik bir varoluş, doğaya, başkalarına ve kendisine açıktır; onları çatıştırmamaya, bir bütün içerisinde toparlamaya çalışır. Yani otantik bireyler, tüm bu ilişki düzeylerine açık olmaları nedeniyle, kendilerinden herhangi bir şeyi gizlemeden, yaşamın önlerine serdiği olanakların çok daha farkında olarak seçimlerini yapan kimselerdir. Otantik bir varoluş, göstermek istemediğim yanlarım açığa çıkar gibi bir korku taşımadığından başkalarıyla ilişkilerinde, daha kendiliğinden ve daha özgürdür. Otantik ilişkilerde insanlar, birbirleriyle gerçekten bizzat o kimseler oldukları için ilgilenmektedirler ve bu ilişkilerde, işitilmek istenene değil de gerçek olanın söylenmesine ağırlık ve prim verildiği için, ortaya çıkan güven de gerçek bir güven olmaktadır. (Prochaska, 1984; M ay, 1958b).
Bir bilim olarak modern psikiyatri, tüm tarihi boyunca olduğu gibi, bugün de tüm özgünlük ve ilginçliği muhafaza ediyor.psikiyatriyi özgün ve ilginç hale getiren ve onu kutupsallıklara mahkum eden şey, zihin - beyin ikilemidir
256 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Heidegger'in varoluşçu felsefesi perspektifinden Lacan'cı psikanalizin yeniden yorumlanmasının mümkün olup olmadığının tartışıldığı teorik olarak çok güçlü olan bir kitap. Tıbbın ve dolaylı olarak da psikiyatrinin biyolojik yaklaşımdan çok yorumsamacı(hermönetik) bir yaklaşım sergilediğinin, saf bilimden ziyade beşeri bir bilim olarak ele alınması gerektiğinin vurguları bolca yer alıyor. Son kısımdaki Freud ve Nietzsche'nin düşüncelerinin benzerliklerine ve ayrılıklarına değinildiği kısmı okurken Yalom'un Nietzsche Ağladığında kitabı aklıma geldi. Severek okudum.
Varoluşun Psikiyatrisi
Varoluşun PsikiyatrisiErol Göka · Vadi Yayınları · 202011 okunma
Çocuk önceden varolan bir sembolik everene doğmaktadır ve konuşma, her zaman söylenilen şeyden daha fazla bir anlam ifade etmektedir. Bu yüzden bilinçdışı güdülemeler, insanın dille bağlantısının özünde bulunan ifadelere yönelik açıklıkları bulacaklardır.
Reklam
Boss'un ileri sürdüğü bu fikirlerden çıkarılabilecek en özet sonuç, onun Freud'un psikanalitik teorisine değil de psikanalitik tedavi anlayışına ve tekniğine sahip çıktığıdır. Boss, iki teori arasında bir kesişim alnını, muhtemel bir geçişliliği mümkün görmemektedir. İşte buggün tartışmanınn takıldığı ve belki psikiyatride yorumsamacı yaklaşıma bir kapı açılabilmesi için en uygun nokta burasıdır: Acaba psikanaliz ile Daseinanaliz arasında teorik bir kesişim alanı var mıdır?
Heideggere'e göre
Ona göre mahrumiyet, bir şeyin çıkartılıp atılması değil, bir eksiklik veya istek olarak insanın içerisinde tutulması demektir.
Sayfa 133
Bir yorumda önyargılar vardır, bunlar etkili bir yorumlamaya yardım edebilecekleri gibi engelleyici de olabilirler.
Sayfa 60 - Gogel ve Tery'nin bakış açısından
Tüm bilgi bir yorum sorunu olduğundan tüm varlıklar birer metin gibi görülmelidir.
Sayfa 56 - Carl Jaspers'ten alıntı
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.