Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ve İnsan Uyanınca

Ali Rıza Malkoç

Ve İnsan Uyanınca Hakkında

Ve İnsan Uyanınca konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
2
Okunma
Beğeni
160
Görüntülenme

Hakkında

Tembelliğe, taklitçiliğe gönlümüz razı olmaz. Keyif ve haz ile gününü gün ederek, ilgisiz ve duyarsız kalarak yerinde saymak mı? asla!... Hızlı gidip de kesintiye uğratmaktansa, doğal ve istikrarlı bir yöntemi tercih ederim. Bundan dolayıdır ki, “İnsanca Yürüyüş Toplumsal Diriliş” olarak şekillenmiştir yolumuz. Öyle bir yürüyüş ki, amacı ve hedefi belli fakat son durağı öngörülmemiştir. Tarihsel ve bilimsel süreç içerisinde, doğal ve insani talepler doğrultusunda sürekli değişip, gelişecek, büyüyecek bir toplumsal hareketin özneleri olmaya niyetlendik kurgumuzda. Bu toplumsal bütünlük bizi, evrensel değerlere de kavuşmayı sağlayacaktır. Ve insan uyanınca, azim ve inancı; onu kararlılıkla, en ideal ufuklara taşıyacaktır. Kurgusal anlatımımızda; arayış, mücadele, kavrayış, çileler, zorluklar, üretim, yönetim, müzakere, coşku, huzur, aşk, doyumsuzluk, kıskançlıklar, cehalet, itham, adalet, savunma, anlam arayışı, yönetim modeli… ve benzeri konular/kavramlar işlenmiştir. İnsan hakları hukuku, ceza ve ceza muhakamesi hukuku, hukukun evrensel ilkeleri hakkında, bilinç artırma gayreti olduğu gibi, demokratik/laik/ hukukun üstünlüğünü ilke edinmiş, sosyal bir devlet nasıl olmalı ve nasıl yönetilmeli arayışlarına da ağırlık verilmiştir. Bireyin hukuk bilincini, toplumun yargı kültürünü, yargının özgüvenini artıran ve modern dünyayla bütünleşmek için; kabul edilebilir bir bilgi, bilinç, idrak, irade ve eylem planına ihtiyaç var. Önce din ve inançlar ile yola çıkıp; sonra bilim, mantık, etik, siyaset ve hukukla içli-dışlı olduğumuzda, hepsini dine uyarlama, onun süzgecinden geçirme, senkronize etme ihtiyacı duyabiliriz. Fakat önce düşünce ve davranış, bilinç donanımlarımızı geliştirirsek; inançlarımız daha kalıcı, kapsayıcı, güven verici, tutarlı, kucaklayıcı, sevgi ve umut dolu olacaktır. -Serzeniş- Düşünceyi hakir görüp Mantığı şüpheye kattık Ahlâkla yoğurmak varken; Odundan adam yarattık. Şiirsel serzeniş ve özdeyişimizle de bu paradigmamızı pekiştirelim. Hemen şimdi bazı kesimlerden, "yaratmak Allah'a mahsustur" anlamında itirazlar geleceğini tahmin edebiliyorum. Biz öyleyse baştan cevaplayalım: Tüm evreni ve canlıları bir yaradan var elbette. Fakat insanın olgunluğa, doygunluğa, derinliğe, içtenliğe, bütünselliğe erişmesi; kendi tercih, irade ve girişimleriyle olacaktır. Olgunlaşmak da odunlaşmak da bizim elimizde. Okuduklarımdan, gördüklerimden, yaşadıklarımdan şunu anladım: Dünyanın en çirkin, insanlık dışı davranışı/öğretisi odur ki; hukuk, adalet, özgürlük, eşitlik, hakkaniyet arayışı ve toplumsal normları, politik çıkar, inanç kalıpları, grup aidiyeti, cehalet bağnazlığı, maddi çıkar beklentisine alet edip, farklı düşünen insanların hakkının gasp edilmesidir. Bu dar ve kısır düşüncenin içerisinde boğulanları, önce ıslah etmek, yargılamak, en güzele davet etmek bir insanlık görevi olduğu gibi; en azından caydırıcılık adına, düşünsel ölçekte, koruyucu önlemler almak, tedirgin ve rahatsız etmek de toplumsal bir sorumluluktur. Geçmişe ancak; kronolojik gözlem, deneyim, ibret, bilgi, kıyas ve ders almak için bakmalıyız.Geçmişe özlemle sığınmak, geri geleceğini ummak, beklenti içinde olmak; ancak nostaljik bir hatıra, anı olarak kalabilir. Umut ve özlemlerimiz arasına katmak ise günümüzü ve geleceğimizi yaralayabilir. Sağlığında sahibine fazladan bir faydası olmayan, onu yük taşımaktan, hakir görülmekten alıkoymayan bir “at nalı” uğur getirsin diye dış kapıya çivilense, kime ne faydası olabilir ki? Buradan çıkaracağımız ders şudur; varoluşu, gereği, amacı, niteliği ve donanımı dışında, hiçbir nesne, obje ve canlıya abartılı değer biçmemek. Mantık, bilim, akıl ve sürekli gelişmekte olan deneyimlerin kapsamında hüküm ve tanım geliştirmek daha makul ve kabul edilebilir bir yaklaşım olur. Çıkış noktamız neresidir, hangi donanım, birikim ve güçle, kimlerle, nereye varmaya çalışıyoruz? Neye davet ediyoruz? Fantastik, mitolojik, ütopik ve maceracı polisiye kurgudan öte; yaşamın her alanına dokunan, iddiasını, önerisini, tezini, gerekçesini ve savunmasını da bünyesinde barındıran; gerçekçi bir yaklaşımın, yazıya dökülmüş aşk/sevgi/heyecan/özveri ve azimle harmanlanmış haliyle karşılaşacaksınız. Kitap çalışmamız; yasa yapanların, uygulayanların, iddia/sav/savunma/teori üretenlerin, denetim ve yönetim görevi olanların, dikkatini çekebilecek öğreti, öneri ve argümanlar içermektedir. Duyum, gözlem ve sezgilerin; akıl ve mantık süzgecinden geçirildikten sonra, ifade öğesi olarak kullanıldığını belirtmek isterim. Kurgusal anlatımla, duygu ve düşünce dünyanıza bir şeyler katabilmişsem, görevimi yapmanın huzur katsayısı artacaktır. Bu kitap ayrıca; bilim, inanç, düşünce, siyaset, teknoloji, ahlak ve adalet kavramları arasındaki dengeyi nasıl kuracağımızı, bizim onlara karşı ve onların aralarındaki mesafe/ ilişkinin nasıl olması gerektiği konularında mantıklı ve sarsıcı örneklerle donatılmıştır.
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 49 dk.Sayfa Sayısı: 382Yayınevi: Gülnar Yayınları
ISBN: 9786258116144Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Ali Rıza Malkoç
Ali Rıza MalkoçYazar · 14 kitap
1965 yılında Samsun’da doğdu.İlk ve ortaöğrenimin Samsun’da tamamladı.Teknik Lise elektrik bölümünden mezun oldu. Yükseköğrenimini Eskişehir Anadolu Ü. İktisat Fakültesinde tamamladı.Kısa dönem askerlik görevinden sonra, Samsun ve Bursa’da medya, eğitim, bilişim ve iş dünyası kuruluşlarında 25 yıl görev yaptı. Küçük yaşlardan itibaren edebiyatla ve şiirle ilgilenmeye başlamış olmasına karşın yaklaşık 40 yaşında hece şiiri yazmaya yöneldi. Ozan Sentezi’nin yardımıyla da geleneksel şiiri öğrendi. Ayrıca okuduğu kitaplar aracılılığıyla kendini geliştirdi ve bilgisini pekiştirdi. Ali Rıza Malkoç geleneksel bir usta-çırak ilişkisinde yetişmemesine karşın Kuddusi (1760-1848), Everekli Seyrani (1807-1866), Deliktaşlı Ruhsati (1836-1912), Narmanlı Sümmani (1860-1915), Daimi (1932-1983), Sefil Selimi (1933-2003), Ozan Sentezi (1962-) gibi aşıkları/şairleri kendisine usta olarak kabul etti. Ali Rıza Malkoç’un şiirleri çeşitli gazete, dergi, web sitesi ve araştırmalarda aktarıldı. Ali Rıza Malkoç’un şiirlerine ilişkin 3 üniversitede lisans bitirme tezi ve 1 üniversitede yüksek lisans tezi çalışması yapıldı. Şahin Çahan (2007), KTÜ Fen Edebiyat Fakültesi İrem Güler ve Merve Alkan (2008), Fatih Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tuğba Özdinç (2010 ), Konya Selçuk Üniversitesi Fen edebiyat Fakültesi Ahmet Demircan (2010) Yüksek Lisans Tezi Gazi Üniversitesi tarafından bitirme ve yüksek lisans tezleri hazırlandı. Ayrıca »Türküler Bizi Söyler 1« (2004), » Türküler Bizi Söyler 2« (2005), » Duygular Dillensin« (2006), » adlı şiir kitapları yayınlandı. Hüseyin Karakoç ve Bilal Kırbaş tarafından 10 şiiri türkü formunda bestelendi. 2016 yılı itibariyle yaklaşık 400 hece şiiri bulunmaktadır. Ayrıca toplumsal içerikli makale ve özdeyişleri, farklı web siteleri ve sosyal medya ortamında yayınlanmaktadır. Felsefe, psikoloji, sosyoloji ağırlıklı yayın ve tüm yazılı çalışmalar da ilgi alanına girmektedir. Ar-ge, ür-ge, inovasyon, iç denetim, kalite,verimlilik ve planlama da ilgi, bilgi ve uygulama alanları arasındadır. Alıntı: arm.web.tr Yazar, aynı zamanda
Ali Rıza MALKOÇ
Ali Rıza MALKOÇ
adıyla 1000kitap.com (1k) okurudur.