Çarlık Rusya'sında Bir Türk Savaş Tutsağının Anıları

Vetluga Irmağı

Mehmet Arif Ölçen

En Yeni Vetluga Irmağı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Vetluga Irmağı sözleri ve alıntılarını, en yeni Vetluga Irmağı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk gençleri Yemen’de, Arnavutluk’ta savaşarak ölürken, tarlası, bağı, bahçesi ve evi Ermeniler tarafından yok bahasına satın alınıyor, onların çekmeceleri sarı liralarla ve sandıkları tapu senetleriyle doluyor, fırsat buldukça da dişlerini göstermekten geri kalmıyorlardı.
Varnavin’de bizi sokakta sadece kızlar ve kadınlar savunuyordu. Rus erlerin karşısında bizim koruyucu meleklerimizdi onlar. Ne garip bir ülke... Bizde kadınları erkekler korur, burada erkekleri kadınlar koruyor.
Reklam
Bir gün ilginç bir konuşmaya tanık olduk. Tutsak bir Türk binbaşısı, uzakta gördüğü tutsak Türk teğmenini çağırıyordu. Subay, koşarak binbaşının yanına geldi, üç adım kala ayak topuklarını birbirine vurarak selam verdi: “Buyurun komutanım.” Uzaktan seyreden oldukça temiz, düzgün giyimli, kamu görevlisi olduğunu sandığımız iki kişi, kendi aralarında konuşmaya başladılar:“ Görüyor musun tutsak Türk subayının, binbaşının karşısına gelişini” diyordu biri ötekisine. “Üç yıldır bu kentteler. Hâlâ askeri terbiyelerini unutmadılar. Bu disiplinle elbette savaşı kazanırlar. Rus ordusunun asker sayısı milyonları bulmuş ne çıkar. Disiplinleri olmadıktan sonra. “ Gurur ve sevinçten gözlerimizde yaş birikmişti. Yanımdaki, “Bu iki Rusun bize ilgiyle baktıklarını görüyor musun” diye kolumu dürttü. Baktım, biri ötekinin sırtına vurmuş, yürümeye başlamıştı. Sanki o görünümü seyretmeye tahammülleri kalmamış gibi. Hırslı hırslı konuşarak uzaklaşıyorlardı.
Varnavin kasabasında küçük bir sinema vardı. Bazı geceler oraya gidiyorduk. 15 Nisan 1918, tutsak Türk subayları ve erleri için önemli bir gün oldu. Bir gurup o günün gecesinde sinemadaydık. Salonda perdenin açılmasını bekliyorduk. Film başlar başlamaz içeri gireceğiz. Salonda şık giyimli Rus aileleri vardı. Birkaç arkadaş ayakta konuşuyorduk.
Bolşevik Hükümeti, yönetimi ele alalı iki ay olduğu halde, odamıza kadar gelen erler, bize komünizmin erdeminden söz ediyor ve yakında bütün dünya işçilerinin ayaklanacağını, Lenin sayesinde kapitalistlerin yok edileceğini ve işçilerin rahata kavuşacaklarını söylüyorlardı. Karısına göndereceği mektubu bile bizim Rusça bilen subaylarımıza yazdıran bu okumasız yazmasız erlerin iki üç ay gibi kısa bir sürede Bolşevik rejimini kavramaları ve onun savunucusu olmalarını anlamakta güçlük çekiyorduk. Üç yıllık savaşta milyonlarca insanını yitirmiş, yoksul ve perişan duruma düşmüş bu ülkenin koşulları onlara, ilkelerini yaymanın en uygun ortamını hazırlamıştı. Savaştan yenik ve yoksul, aç ve bitkin çıkmış Rusya’nın geçirmesi doğal olan toplumsal bunalımını fırsat bilerek, yoğun bir kampanyaya girişmiş, ülkenin her yöresinde kongreler, bildiriler, söylevler ve gazete yayınlarıyla kendi ilkelerini pekiştirmeye başlamışlardı. Bu cahil Rus erleri bile, şimdi o ilkelerin en azılı savunucularıydı.
Varnavin kasabasına Varşovalı diş hekimi çok güzel bir kadın gelmişti. Tutsak subayların çoğu o gelir gelmez dişlerini tedavi ettirme izni aldılar. Onların arasında ben de vardım. Ama asıl amaç bu ince uzun zarif diş hekimi kadını seyretmek, parmaklarının ağzımıza, dudaklarımıza dokunduğunu duymaktı.
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.