Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ward No. 6

Anton Çehov

En Eski Ward No. 6 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ward No. 6 sözleri ve alıntılarını, en eski Ward No. 6 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek gibi alçakça bir iştir…
"My illness is only that in twenty years I have only found one intelligent man in the whole town, and he is mad."
Reklam
“…ama yeni bir hayatın şafağındayız, doğruluk ve adalet galip gelecek ve o zaman sıra biz ezilmişlere gelecek! Ben bunu görecek kadar yaşamayacağım, ölüp gideceğim, ama bazılarının torunlarının torunları görecek o günleri. Onları bütün kalbimle selamlıyorum ve onlarla birlikte mutluluk duyuyorum! İleri!”
"Zekâ yerini başka hiçbir şeyin tutamayacağı bir eğlence kaynağıdır."
Isırgan otunun bir yerinizi dalamasından korkmuyorsanız, paviyona giden dar yoldan birlikte yürüyelim, içeri şöyle bir göz atalım.
Sayfa 5 - Yankı Yayınları - 1966
Altıncı Koğuşta yatanlardan yalnız onun, koğuştan h a ttâ hastane avlusundan çıkmasına izin vardı. Besbelli bu imtiyazı hastanenin demirbaşı, uslu, zararsız bir deli ve şehrin soytarısı olduğu için kazanmıştı.
Sayfa 8 - Yankı Yayınları - 1966
Reklam
Çılgınca sıraladığı sözleri kâğıda aktarmak güç. Nelerden bahsetmez : insanların alçaklığından, gerçeği çiğneyen zorbalıktan, zamanla yeryüzüne gelecek yepyeni, güzel bir hayattan; zulüm ve duygusuzluğu her an hatırlatan demir pencere parmaklığından... Tıpkı eski ama henüz sönmemiş şarkılardan kesik, kopuk bir potpuriye benzerdi Gromov’un konuşmaları.
Sayfa 10 - Yankı Yayınları - 1966
Zilin, kapının her çalmışında ürperiyor, ev sahibesine gelen her yabancı ona ecel terleri döktürüyordu.
Sayfa 16 - Yankı Yayınları - 1966
Bir yıl geçti. Gromov şehirde tamamiyle unutuldu, ev sahibesinin sundurmasındaki kızağa yığılı kitaplarını sokak çocukları çekip çekip götürdüler.
Sayfa 19 - Yankı Yayınları - 1966
Öğle yemeğine ekşi lahana çorbasiyle kaşa (**) gelirdi. Akşam da öğleden kalan kaşa yenirdi. ------------------------------------------------------------------------------------------- (**) Rusların darı ve karabuğdayla yaptıkları bir çeşit pilâv.
Sayfa 21 - Yankı Yayınları - 1966
Reklam
Onu aldattıkları, yaltaklanarak, göz göre göre, alçakça şişirilmiş faturaları imzalattıkları zaman pişmiş İstakoz gibi kızarır, kendini suçlu hisseder, gene de imzalardı bunları.
Sayfa 26 - Yankı Yayınları - 1966
...Sergey Sergeyiç arada bir söze karışır, — Hastalığımız da yoksulluğumuz da hep merhametli Tanrıya dua etmediğimiz için... derdi. Öyledir bu.
Sayfa 29 - Yankı Yayınları - 1966
Söylentilere bakılırsa orada bir avul (*) prensiyle sevişiyormuş. — Amaniin... Sen bizi koru Meryem Ana Tanriçem! diye iç çekti Daryuşka. ---------------------------------------------------------------------------------- (*) Avul: Kafkas köyü. Ruslar, her avul sahibinin bir prens olduğunu söyliyerek, Kafkaslıların unvan düşkünlüğüyle alay ederlerdi.
Sayfa 34 - Yankı Yayınları - 1966
Saat dokuzu geçti mi Mihayıl Averyanıç eve gitmek üzere kalkardı. Antrede kürklü paltosunu giyerken iç çeker: — Ne yaban yere atmış bizi felek!... derdi. Yazık ki ne desek boş, kemiklerimiz burada kalacak... Öyle aziz dostum.
Sayfa 36 - Yankı Yayınları - 1966
Ruh hastalıklarının sınıflandırılması; bunların teşhis ve tedavi metodları kökten değişmelere uğramıştı. Artık delilerin tepelerine soğuk su dökmek, deli gömleği giydirmek âdeti kalkmıştı, onlara da insanca davranılıyordu. Hatta gazetelerin yazdığına göre tımarhanelerde hastalar için balolar, temsiller veriliyordu.
Sayfa 39 - Yankı Yayınları - 1966
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.