Hayat hep böyle bir şeydi zaten; ne zaman kendinizi bulunduğunuz durumdan kurtaracağınızı ya da tepe taklak tekrar aynı koşulların içine düşeceğinizi bilemezdiniz.
Bir şeyi çözdükten sonra durmazdınız. Devam ederdiniz; yeni bir yol, yeni bir yön bulurdunuz, daha iyisini yapmaya ve daha iyisini yaratmaya çalışırdınız. Bir şeyi yıkmak bir son değildi; daha güzelini, daha iyisini, daha doğrusunu yapmakla sona ulaşırdınız. Ya da belki son hedef diye bir şey hiç yoktu. Bir şeyi başarırdınız ve sonrasında değişirdiniz, başka bir şeyi başarmaya hazır olurdunuz. Birbiri ardına problemleri çözerdiniz; ta ki dünyayı değiştirene dek.