İç içe geçmiş, katman katman kendini açan bir roman #yalan
Romanın baş karakteri Yusuf Aksu, küçüklüğünden beri her şeyi ilk kaynağına kadar inip öğrenmeye meraklı ve kendine yol arkadaşı olarak ansiklopedileri seçmiş, doyumsuz bir şekilde ansiklopedi okuyan ve muazzam belleği sayesinde okuduklarını unutmayan, farklı dillere meraklı birisi.
Lise döneminde tanıştığı Yunus ile birlikte dil kuramları geliştiriyorlar, birlikte evrensel bir dil olabilir mi üzerine araştırmalar yapıyorlar ve kendi kuramlarına göre yazının sözden önce geldiğini ispatlamaya çalışıyorlar. Heyecanla yaptıkları çalışmalar Yunus'un beklenmedik intiharı ile Yusuf'un da hayatını değiştiriyor ve işte bundan sonrası beklenmedik bir şekilde öyle derin, kendini kendi içinde açan bir toplum eleştirisine dönüşüyor ki, her sayfada düşünce dünyasında zenginleştiğinizi hissediyorsunuz.
Dil kuramlarından felsefeye, sosyolojik saptamalara, toplumda alkışlanan insanların maskesiz yüzlerine, insanların menfaatleri uğruna, bile isteye yalanlara inanmak istemelerine ve bu yalanları doğruymuş gibi kendilerini ikna etmelerine, sadece kendilerine değil topluma da aynı yalanları inandırmak için yaptıkları her şeyi bazen gülerek bazen içim acıyarak okudum. Pek çok açıdan farkındalık kazandıran, zengin ve dediğim gibi katman katman açılan bu kitabı okumadan geçmeyin.