Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Yalan Oyunu
Ruth WareYalan Oyunu Yorumları ve İncelemeleri
Yalan Oyunu yorumları ve incelemelerini, Yalan Oyunu kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Yalan Oyunu puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.110 üzerinden
Selam️ Ruth Ware “Yalan Oyunu”..
Korku-Gerilim türünden raflarda yerini bulan eser, yazardan okuduğum “Kapkaranlık Ormanda ve On Numaralı Kamara”nın ardından, üçüncü durak oldu. Türkçeye çevrilmiş dört kitabı olan bir yazarın elinden çıkmış üç farklı metni okuyunca, üslubuna ve düşünme biçimine dair ufak da olsa fikriniz, kalemine aşinalığınız
Ruth Ware’ın kitaplarını Türkiye’de çok bilen olduğunu sanmıyorum. Ancak ben yazarı tamamen şans eseri keşfettim. Önce “kapkaranlık ormanda” sonra ondan etkilenip yeni kitabı çıkmış diyerek tutturup “10 numaralı kamara” ve son olarak da “yalan oyunu” adlı kitabını zorla aldırdım denebilir. Her biri birbirinden etkileyici. Sürüklenip gidiyorsunuz okurken sanki siz yaşıyorsunuz anlatılan onca duyguyu. İsa baş karakter onun geçmişte arkadaşlarıyla yapmış olduğu bir hatanın aslında bildiklerinden daha da kötü olduğunu anlatıyor. Onca okumama rağmen sadece tek bir kısmı düşündürüyor insanı o kadar kısa süreli tanışıklıklar insanın hayatında nasıl bu kadar büyük bir hatayı yapmaya sürükleyebilir insanı dedirtti. İsa’nın Freya’yı savunma şekli onu kötü dünya algısından koruma içgüdüsünü anlatıyor bence. İçinde Müslümanlığa bakıştan da inciler barındırıyor kitap Fatima adlı karakterimiz sayesinde. Onca farklı bireyin nasıl da birbirine tutundurunu da görmüş oluyor insan okudukça. Kitapta sürekli tahminler yürüteceksiniz ama sonuna gelince şaşıracaksınız.
The Sun gazetesinin, 'Yalan Oyunu, Agatha Christie ile trendeki Kız' ı bir araya getiriyor.' şeklinde ortaya koyduğu iddiayı hak etmeyen bir eser olmuş. Klasik New York Times çok satan romanları gibi sıradan ve tahmin edilebilir. Karakter analizleri ve tasvirleri çok zayıf kalmış. Hikaye bir heyecan uyandırır gibi olsa da katiyen sizi içine çekmiyor. Duygusal doygunluk yok denecek kadar az. Yapacak hiçbir şey yoksa sırf okumak için okunabilir.
Biraz da gençlik esintili romanların sürükleyici heyecanına kapılalım diyorum. Bunu yaparken de *acabaların içinde oradan oraya savrularak* bitirelim bu güzel kitabı. Günün önerisi : Yalan Oyunu. Yormayan, sıkmayan en önemlisi de merakı hiç söndürmeden ilerleyen bir kitap kendisi.
Kate, Fatima, Thea ve Isa gençlik yıllarında yakın arkadaş olan kız grubu. Onların aralarındaki yakınlığı sağlayan kitaba adını veren *yalan oyunu* olsa da bunu asla birbirlerine karşı oynamamaları. Kitap ise bu grubun yıllar sonra "Size ihtiyacım var." mesajıyla tekrardan bir araya gelmelerini & sonrasında yaşananları konu ediniyor.
İyi okumalar -.-
424 syf.
10/10 puan verdi
| Yalan Oyunu |
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan birisiyle geldim.
Gerilim severim ama bu kitabın gerilimine ek olarak kurgusu da müthişti. Betimlemeler ile kurgu canlanmış olağanüstü bir boyut kazanmış. Okurken elimden bırakamadığım zaman zaman ürktüğüm ama ne olacak devamın da diye de duramayıp okumaya devam ettiğim kısa zamanda
[Yalan Oyunu]
Kitap gerilim tarzında bir kitap değil onu söyliyeyim. Biraz akıcı yazılmıştı fakat konusu saçmaydı. cinayet kitabında ana karakter bebeğinden bahsediyor sürekli yok bebeğim uyandı yok bebeğimi emzirdim ,sürekli bunaltıcı bir şekilde bebekten bahsediyor. Abi bir olay var ortada kadın bebeğiyle gidiyor heryere (Bara bile bebeğiyle gidiyor) ben beğenmedim kitabı yani paranıza kıyıp almayın. Bir de yalancılığı basitleştirmeye çalışıyor gibi geldi
Yazarın bu okuduğum üçüncü kitabı. Daha önceden On Numaralı Kamara ve Kapkaranlık Ormanda kitaplarını okumuştum. Gerilim doruklarda idi ve onlari da soluk soluğa okumuştum. Bu kitabı ise bambaşka boyutlara götürdü beni. Diğer iki kitabında olduğu kadar cinayetler yok fakat bu kitabı ayrı bir güzel geldi bana.
4 tane birbirine sıkı sıkıya bağlı
4 genc kiz okuduklari yatili okulda birbirlerine siki sikiya baglandilar. Fakat yasadiklari taluhsiz olay yollarini ayirdi ve bir daha bir araya gelmediler ta ki olaylar yeniden gun yuzune cikana kadar.... tekrar biraraya geldiklerinde sirlar, olaylar tek tek ortaya cikmisti. Fakat hicbirsey dogru degildi....
Kitabin baslari merak uyandirici ve hizli gecti. Ortalarinda fazlaca kullanilan betimlemeler ve olaylarin uzatilmasi biraz sikti. Yarim birakmayi dusundum ama bi yandan da merak ettigim icin devam ettim. Iyi ki devam etmisim...
Final sahneleri muhtesemdi... sirlar icinde sirlar cikti...Hicbirsey gorundugu gibi degildi...
Birinci Kural Yalan Söyle
İkinci Kural Hikâyene Sadık Kal
Üçüncü Kural Sakın Yakalanma
Dördüncü Kural Asla Birbirinize Yalan Söylemeyin
Beşinci Kural Yalana Ne Zaman Son Vereceğinizi Bilin
Salten’da güzel bir haziran sabahı köpeğini yürüyüşe çıkaran bir kadın, Menzil’de, nehir kıyısında köpeğinin ağzında bir şey görüyor. O da ne bir insan kemiği...
Olaydan sonraki gün Fatima, Thea ve Isa’nın telefonuna aynı kısa mesaj geliyor. Korkuyla bekledikleri, hiç görmeyeceklerini umdukları bir cümle. Bir zamanlar aralarından su sızmayan arkadaş gruplarının dördüncüsü Kate’in yazdığı üç kelime…
“Size ihtiyacım var.”
Yalan oyunun içine hapsolmuş bu Dört arkadaşın artık omuzlarında taşıdıkları ağır yükten kurtulmaları gerekiyor. .
Hikaye’yi Isa karakteri anlatıyor. Bir Agatha Christie heyecanı yoktu tabii ama son bölüme kadar ters köşe yapmayı başardı yazar. İlk bölüm beni biraz zorladı fakat sonrasında seri şekilde açıldı.
Sündürmüşte sündürmüş. Sıktı. Elli sefer ay ışığında gümüş olan esmer, kavruk teni betimlemiş. İki kardeş birbirleyle sevgililermiş eleman da engel olmak isteyen üvey babasını öldürmüş. Bu.
Yalan Oyunu | Kitap Yorumu
Yalan Oyunu | Kitap Yorumu
Herkese selam!! Çok sevdiğim bir yazar olan Ruth Ware’nin son çıkan kitabının yorumuyla geldim. Yazarın önceki 2 kitabını daha çok sevmiştim kesinlikle, özellikle Kapkaranlık Ormanda beni çok etkilemişti. Psikolojik gerilimi Agatha Christie tarzıyla birleştiriyor ve harika işler çıkarıyor yazar.
Bu kitapta güzeldi ancak çok ama çok ağır ilerledi ilk 250 sayfada hiçbir şey olmadı. Bu kitabı diğer kitaplarına göre sevemedim.
Konusu oldukça ilgi çekici ama klişe de aynı zamanda. Dört kız, lisedeyken bir şey yaparlar ve aradan seneler geçer. Isa, Kate, Fatıma ve Thea. Bir gün Kate’den “Size ihtiyacım var” diye bir mesaj gelir ve hepsi yarım kalan ‘Yalan Oyunu’nu tamamlamak üzere biraraya gelirler.
Zaten Big Little Lies, Pretty Little Liars hatta ülkemizde de Ufak Tefek Cinayetler dizisi benzer konuları işlemişti hatırlarsanız. Bu tarz hikayeleri okumak çok hoşuma gitse de artık özgün gelmiyor bana.
Kızların kaldığı okul bana her şeyiyle Hogwarts’ı hatırlattı birde. O kuledeki oda, ortak alan, yemek yedikleri koca masalar, trenle okula gitmeleri. Bence yazar Harry Potter serisini düşündü kesinlikle kimsede böyle bir yorum görmedim ama Genel olarak okunabilir, çok beyin yakmayan, kafa karıştırmayan, sonunda şoklar geçirmediğim bir kitaptı. Umarım Ruth Ware’in çevrilemeyen son kitabı böyle olmaz çünkü diğer 2 muhteşem kitap hatrına çıkacak olan kitabı hemen edinmeyi planlıyorum.
Keyifle kalın! #yalanoyunu #kitapyorumu #ruthware #mart2 #15 @yazarkitapligi
Polisiye - Gerilim
Kitabın konusu devamlı 4 genç kızın etrafında geçmesine rağmen gizemini hiç kaybetmiyor. Yazar, ana konu dışında olayı dağıtmadan ilerliyor. Atmosfer ve dış mekandan ziyade karakterlere ve olay üzerine yoğunlaşılmış. 17 yıl sonra Isa, Fatima ve Thea aynı mesajı alırlar. " Size ihtiyacım var." Mesaj grubun 4. üyesi olan Kate'den gelmiştir. Diğer 3 arkadaş Kate'in bulunduğu Salten kasabasına gelirler. Kate'in babası ve diğerlerinin öğretmeni olan Ambrose 17 yıl önce intihar etmiştir. Birisi Ambrose'un yaptığı çizimler ile Kate'e şantaj yapmaktadır. 4 arkadaş 17 yıl önce herkesten sakladıkları yalan oyununu devam ettirirken birbirlerine ne kadar güvenebileceklerdir?
Isa, Thea, Fatima ve Kate lise dönemlerinde bir yatılı okulda kalmış 4 kız arkadaş. Kate'in evi okulun orada olduğu için tüm zamanlarını Kate evinde geçiren kızlar kendi aralarında bir oyun oluşturmuşlar. ''Yalan Oyunu'' yakalanmadan herkese ve her şey hakkında yalan söyleyenlerin puanlanıp derecelendirildiği bir oyun. Fakat lise döneminde bir şey yaşanıyor ve kızlar birbirlerinden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Neredeyse 20 yıl sonra Kate'in ''Yardımınıza ihtiyacım var,'' mesajıyla tekrar bir araya gelmek zorunda kalan dek.
Konu çok güzel bir şeye benziyordu açıkçası ama o kadar sıkıcı bir anlatımı ve hiçbir yere varmayan olaylar vardı ki uzun bir süredir bir kitabı bitirmek için bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum. Resmen aylar sürdü bitirebilmem. Kitabın yarısına kadar anlatılanların hepsi ana gizem olayımızla bağlantılıdır diye dikkatle okumam rağmen sonunda her şeyin ama her şeyin neredeyse fos çıkması sonucunda bayağı hayal kırıklığına uğradım. Yarısından fazlasını kitaptan çıkarırsak ne ana hikayemize etkisi olur ne de eksikliğini hissederiz gibi geliyor. Ana karakterimizi (ki tam olarak da değil ama neyse) sevemedim hiç ısınamadım. Bu da kitabı okumamı iyice zorlaştırdı sanırım.
Ortada büyük ve çok acayip bir gizem varmış gibi yaratılmış bir havası var kitabın ama sonunda tatmin edemedi maalesef. Yazarın bende sanırım 3 (ya da 2) kitabı daha olması lazım, açıkçası sevmeyeceğimi düşünmediğim için almıştım kitaplarını :( Umarım onları sevebilirim. Tavsiye edebileceğim bir kitap olamadı maalesef.
424 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle kitabın türünün gerilim olduğu belirtilse de benim gerilim kitaplarından aldığım hazzı vermedi çünkü ortada insanı geren bir olay yoktu, o yönden hayal kırıklığına uğradım. İsminden çarpıcı bir hikaye okumayı umsam da yarım bırakmamak için biraz zorla bitirdim diyebilirim. Yani kitabı önerebileceğimi düşünmüyorum. Dil açısından okumayı zorlaştırmayan akıcı bir dili var ama konu olarak ahım şahım bir konu değil, biraz Tatlı Küçük Yalancılar'a benziyor. Koca bir kitapta tek bir olayı sündüre sündüre anlattığını düşünüyorum. Konu olarak 15 yaşlarında 4 kız arkadaş, Kate, Thea, Fatima, Isa, söyledikleri yalanın kalitesine göre birbirlerine puan verdikleri bir oyun oynuyorlar. Ve söyledikleri yalanlar da cezasız kalmıyor, psikolijik baskısını hayatları boyunca çekiyorlar. Bazı olaylar farklı olabilirdi diye düşünüyorum ayrıca yazarın cevapsız bırakmadığı hiç bir soru yok.
!!BU KISIM SPOİLER İÇERİR!!
Kate ve Luc çok hızlı öldüler onların ölümünü beklemiyordum. Diğer kızların yıllardır arkadaşı oldukları Kate'in ölümüne beklediğim tepkiyi vermemeleri de yazarın kitabı artık bitirmeliyim niyetinde olduğunu düşündürttü. Luc, Kate'in babasının içkisine yüksek miktarda eroin katarak zehirliyor. Adam da eroin yavaş yavaş vücuduna etki ederken bunu farkediyor ve hastaneye gitmektense eline kağıt kalem alıp intihar ettiği süsünü vermeye çalışıyor çünkü Luc ve Kate'i korumak istiyormuş. Bu kısımları saçma geldi daha farklı olabilir dediğim bölümlerden biri de bu idi.