Politik tandansı sol olan bir yazarın, "fakirler nasıl ölür?" adını verdiği çalışması için, ister istemez meraklı okuyucunun aklında kitabın ideolojik bağlamda yazılmış sosyo-ekonomik yapıyı ele alan ve rejim eleştirisini merkezinde tutan bir kitap olması beklenir. Ancak öyle olmamış. Kitap bir yönüyle politik bir günce, gün gün olmasa da, dönemsel olarak ikinci büyük savaşa odaklanıyor, hitler ve nazizm özelinde ingiltere hükümetinin kararları ve düşmana bakışı ideolojik bir çizgiden irdeleniyor.
Genel olarak dağınık bir kitap. İlk sayfalarda devrin sağlıkçı kadrosu ve sağlık sistemine dair eleştirilerin yer aldığı bölümler hariç, bir kez de antik roma kölelerinin anlatıldığı kısım dışında, adına uygun bir hikaye repertuarı yok. Tabii kitabın isminin ne olacağı yönündeki kararı kim verdi, bilemiyoruz. Yazarın da kaçak çay sevdiğini öğrendiğiniz bölüm kitabın dağınık hüviyetine bir örnek olsa gerek.