Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Yürek Burgusu
Henry JamesEn Yeni Yürek Burgusu Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Yürek Burgusu sözleri ve alıntılarını, en yeni Yürek Burgusu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
710 üzerinden
144 syf.
9/10 puan verdi
Bir çırpıda okuyuverdim. Çok akıcı ve okuması rahat bir kitap. Korkudan ziyade psikolojik gerilim demek daha doğru olur diye düşünüyorum. Kitabın sonu okuyucunun anlayışına bırakılmış, beklenmedik ve bence yarım kalmış bir son ama ben net bitişleri daha çok sevdiğim için sonunu sevmedim.
Aksiyon dolu bilim kurgu filmi izler gibi bir kitap okudum. Çıkar çıkmaz aldığım iki değerli yazarın bir kitapta buluştuğu ve "zamanlar" arasında yolculuk yaptığım bu kitap, sadece bilim kurgu değil, heyecan, şiirsellik, aşk dolu.
Kırmızı ve Mavi.
Tüm zamanların arasında dolaşabilen, bir liften başka birine geçerek yıllar arasında
Çağdaş korku edebiyatına örnek olabilecek bir kitap okudum.
1895'te yazılan kitap korku türü olduğu için o dönem eleştiriler almış. Kitapta korkutucu varlıklar, vahşet öğeleri yer almıyor .Yazar korkudan çok korkunun insan psikolojisine etkilerine değinmiş. Yazarın anlatım dili kitabı rahat okumamı sağladı.
Kitabın konusuna gelirsek; Birbirine korku hikayeleri anlatan bir grup genç vardır. Gençlerden Douglas yirmi yıldır hayatta olmayan bir kadına ait yazıları okumaya başlar. Babaları ölmüş iki çocuğun bakımı amcasına kalmıştır. Çocukları başka kasabadaki bir eve yerleştirir ve onlara öğretmen arar. Tek şartı her ne olursa olsun hiç bir konuda kendisinin aranmasını istememektedir. Öğretmen şartları kabul eder ve eve yerleşir. Flora( 8) , ve Miles(10) terbiyeli çocuklardır. İşinin kolay olacağını düşünürken kendini çocukları ele geçirmeye çalışan hayaletlerle savaşırken bulur. Öğretmen bu savaşı kazanacak mı? Olaylar karşısında psikolojisi nasıl ? sorularının cevabını okuyunca bulacaksınız.
Şu ana kadar okuduklarım içinde kesinlikle en etkilendiğim kitap oldu. Henry James bu kitapta hayaletlerin sadece gece görünmediğini aktarıyor bize okurken bazen tüylerim diken diken oldu.
Bir anlatıcı tarafından yirmi yıl önce öldüğü düşünülen bir kadının anı defterinden dinliyoruz hikayeyi.
İki çocuğun başına getirilen mürebbiye ve çocuklara musallat olan iki kötü ruhtan çocukları kurtarma savaşı...
Yazarın etkileyici anlatımını ve kurgusunu çok sevdim.
Sizce hayaletler var mı?
Bizlere görünür mü?
Bu muhteşem eseri mutlaka okuyun tavsiyemdir.
144 syf.
·
Puan vermedi
20 yıl önce hayata veda eden bir kadının yazdığı, gerçek mi hayal ürünü mü olduğu bilinmeyen hikaye, genç bir mürebbiyenin anne babasız kalmış iki küçük çocuğa bakıcılık yapmak üzere Bly malikanesine gitmesi ile başlıyor. Çocukların vasilerinin mürebbiye ile yaptığı anlaşmada tek bir şartı vardır; hiçbir sorun için kendisinin rahatsız edilmemesi.. Ancak Flora ve Miles isimli bu iki küçük çocuğa bakıcılık yapmak o kadar da kolay olmayacaktır. Zira mürebbiyeye görünen ölü ruhlar onlara da görünüyor ve etkisi altına alıyor olabilir.
19.yy önemli yazarlarından Henry James'in ABD vatandaşı olmasına rağmen Avrupa'yı benimsemiş olması ve eserlerine Avrupa kültüründen izler aktarması dikkat çekici. Hayaletler ve o dönemin toplum kuralları bu kitapta oldukça hissedilir derecede mevcut. Kitabın 1961 yapımı 'İnnocents' isimli bir sinema uyarlaması, bir de yakın zamanda çekilen 'The haunting of bly manor' isimli Netflix dizi uyarlaması mevcutmuş.
Eğer bir çocuk hikayeyi daha ilgi çekici bir hale getirip yüreğinizdeki burguyu bir tur daha sıkıştırıyorsa, iki çocuğa ne dersiniz?
.
Ateşin çevresinde otururken bize anlatılan korku hikayelerinden ürkmeyenimiz var mıdır? Peki ya, işin içine hayaletler karışırsa... Peki, hayaletler iki küçük çocuğa musallat olmuşsa... O vakit korkmamak mümkün müdür azizim
.
Douglas bizler için el yazması bir öyküyü okuyor. Dinlemeye hazır mısınız? Amcalarının himayesinde yaşayan iki küçük kardeş Flora ve Miles'in hikayesi bu... Onlar için kurtuluş mümküm mü? Neden onlara bakmak için gelen tüm mürebbiyeler sırra kadem basıyor. Son gelen mürebbiye melek yüzlü bu iki çocuk için, akıl almaz bir mücadeleye girişiyor... Ancak ya tehlike çok daha yakınındaysa... Siz yine de pencerelerden ve kuytu köşelerden uzak durun...
Büyük bir ihtimamla ille de klasik kitap diye tutturmam öyle boştan bir eylem değildir. Ne varsa klasikte var. Günümüzde yazılan birçok türün ve bu türdeki eserlerin temeli klasiklerle atılmıştır. Hiç inkar edemem.
Yürek Burgusu da bu düşüncemi destekleyen 'klasik' bir kitap oldu. @bidunyaklasik ekibiyle birlikte okuduğum bu kitabın adını Hasan Ali Yücel Klasikleri listesinde okuduğumda aşk üzerine kurulu bir kitap olduğunu düşünmüştüm. Ancak yanılmışım.
Kitabın temelinde çok az bir aşk kırıntısı olmakla birlikte asıl olay örgüsünü psikolojik gerilimler oluşturuyor ve bu gerilimleri çok sevdim. Bu hisse en son Operadaki Hayalet kitabını okurken kapılmıştım. Çok da memnun kalmıştım. Operadaki Hayalet'ten edindiğim memnuniyeti Yürek Burgusu'nda birkaç tık daha az hissetsem de bu kitabı beğendim. Çünkü ne varsa klasikte var.
Yürek Burgusu'nun özüne değinecek olursam öğretmen-öğrenci ilişkisi yahut da insani değerler diyebilirim. Birbirine zıt kavramlar belirtmiş olsam da kitabı okuduğum süreçte üzerinde düşündüren kavramlar bunlar oldu.
Flora ve Miles adında iki kardeşe eğitim vermekle görevlendirilen bir öğretmenin kır evine gelmesi ve bu süreçten itibaren yaşananlar, kitapta dile getiriliyor. Tabi bu süreç, öyle kolay ve yara izi kalmadan geçen bir dönem değildir.
En belirgin iz ise öğretmenin içinde bulunduğu psikolojik durumdur. Ardından kardeşlerin travması ve evde yaşanan birtakım mazi kırıntıları gelmekte. Epey meşakkatli bir sancı olan bu dönem öğretmenin bakış açısından anlattırılarak gerilime sebebiyet veriyor.
Kitabın sonlarına doğru havada kalmışlık hissetsem de bu psikolojiyi okumak kayda değer bir eylemdi.
1800’lü yıllarda geçen bir korku-gerilim romanı. O dönemi göz önünde bulundurursak alanında çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü gerçekten etkileyici bir hikayesi var. Yazarın dili akıcı ve eseri yazarken geniş bir araştırma yaptığı da belli. O tekinsizlik hissini çok güzel bir şekilde veriyor. Olaydan ziyade olayın kişiler üzerinde bıraktığı etkiyi, duyguları veriyor. Kitap bu yüzden belirsizlikler taşıyor. Korku ve gerilimden ziyade kitabın öznesinin psikolojik gelgitleri ve var olan durumları, farklı kişilerin kendi benliklerine uygun şekilde yorumlamaları söz konusuydu. Çocuklara ne olacak, mürebbiye haklı çıkacak mı, gibi sorular merak unsuru oluşturarak kitabı dinamikleştirmişti. Kitabı bitirdikten sonra öğrendim ki dizisi varmış. Onu da bir an evvel izleyeceğim.
"Ama, ne kadar korkunç olsa da, benim gerçeğim onun yalanlarından oluşuyordu."
.
.
.
Korku unsuru içeren çoğu şeye bayılan biriyim ve epey zaman önce bir korku dizine başlamıştım. Nedenini hatırlayamıyorum ama sadece bir-iki bölüm izleyip bırakmıştım. Muhtemelen daha sonra izlerim diye geçiştirmişimdir. Sonra da klasik bir şekilde
Mart ayının on beşinci kitabını da bitirmiş bulunmaktayım.
Bu kitabı ikinci el olarak almıştım. Kapağında ki resim ve konusu ilgimi çekmişti. Birde ince olması çerezlik bir kitap havası vermişti.Ama açıkçası pek beğenmedim.
Kitabı okurken ne kadar bölümleri kısa olsa da sizi yoran bir etkisi var. Konusu bir hayalet hikayesi. Malikânenin gizemini çözmeye çalışan bir mürebbiyenin hikayesi. Ve sonu çok ucu açık bitiyor. Sanki devamı da olmalıydı diyorsunuz sonunu okurken. Nedenler niçinler doluyor kafanızda.
Kitap sanki sizi reading slump'a sokacak bir auraya sahip. Çeviri konusunda da sanki cümleleri okurken bir şeyler eksik veya farklı geliyor size. O yüzden kitaptan pek hoşlanmadım.
