"Sabahın ilk saatlerinde Yuval Noah Harari, elindeki kahvesiyle deniz manzaralı çalışma odasının geniş penceresine doğru yürüdü. Gözlerinde her zamanki o özgün ışık parıldıyordu; bir düşünürün, yeni bir fikri üzerinde kafa yorduğu zamanlardaki ışık...
Oda hafif bir serinlikle doluydu. Camından dışarıya baktığında, güneş ufka doğru yükselişe başlamıştı. Kırlangıçların cıvıltıları, yeni bir günün başlangıcını müjdeliyordu.
Çalışma masasına oturdu ve kalemini kâğıdın üzerine koydu. Harari’nin, genellikle karmaşık düşünceleri basit ve anlaşılır bir dilde aktarma yeteneğiyle tanınmıştır. Bugün ise kendisi için farklı bir yol seçmişti. Bir mektup yazacaktı; belki de tarih boyunca yazılmış en ilginç mektuplardan birini...