Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitap okuyan bir kişi

Larvadan böceğe, çirkin ve sürüngen tırtıldan rengarenk, muhteşem kelebeğe dönüşümde, bir gerçekten ötekine geçiyoruz izlenimine kapılırız; ne var ki kelebeğin güzelliğini oluşturan her şey zaten tırtılda vardır.
Sayfa 38
Reklam
İki araştırmacı da aynı kitapları okudular, aynı temel buluşlardan, aynı tekniklerden yararlandılar. Yalnızca, bildiklerini aynı şekilde kullanmadılar.
Sayfa 60
İki bin yıldır hiç bozulmamış bu dişi medeniyetteki kadınlar için ise kadın kelimesi gerçekleştirdikleri bütün sosyal gelişimi çağrıştırırken erkek kelimesi sadece eril cinsiyeti anımsatıyordu.
Sayfa 197

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bizim erkek çocuklarımız büyüyünce "güçlü bir asker", "kovboy" ya da canları ne istiyorsa onu olmayı, kız çocuklarımız ise sahip olacakları evleri ya da kaç tane çocukları olacağını planlarken buradaki özgür ve kaygısız çocuklar, büyüdüklerinde ülkeleri için ne yapabileceklerini planlıyorlardı mutlulukla.
Sayfa 151
Bebekler veya küçük çocuklar ise bizim "eğitim" dediğimiz, zihne "zorla yedirme" uygulamasının baskısını hiçbir zaman hissetmiyordu.
Sayfa 139
Reklam
Onu tanıdıkça, o tatlı ruhunun daha da derinlerine indikçe bu hoş arkadaşlık hissim yerini öyle yüce, öyle derin, öyle karmaşık bir duygu düğümüne bıraktı ki düşündükçe nefesim kesilir gibi oluyordu.
Sayfa 131
Terry'nin klasik bir annelik anlayışı vardı, kollarının arasında bir bebek, "ayak altında dolanan çocuk sürüsü" ve kadının sürekli olarak söz konusu bebek veya sürüyle ilgilenmesi. Tüm topluma hükmeden, bütün sanat ve sanayi dallarını etkileyen, bütün çocukları koruyup kollayan ve mümkün olan en mükemmel bakımı ve eğitimi sağlayan bir annelik, annelik gibi gelmiyordu Terry'ye
Sayfa 107
"O zaman kadınların üçte biri en fakir sınıftan. Geriye kalan üçte ikisi de, çok güzel açıklamıştınız az önce, nasıldı? - Sevilir, onurlandırılır ve çocuklara bakmak üzere yuvalarında oturur. O zaman bu alt tabaka olan üçte birinin çocukları yok, yanlış mıyım?" Onlar kadar kötü hisseden Jeff, bu soruya ciddiyetle cevap verdi; aksine, daha fakir ailelerin daha çok çocuğu oluyordu. Bunu doğanın bir kanunu olduğunu da ekledi: "Üreme, bireyseleşmeyle ters orantılıdır."
Sayfa 92
Köleler hariç kurtulan çok az erkek olmuş, bunun üzerine köleler de durumu fırsat bilerek isyan çıkarmış, erkek çocuklar da dahil hayatta kalan bütün sahiplerini öldürmüşler. Yaşlı kadınları ve anneleri de öldürmüş, geriye kalan genç kadınları ve kızları kendilerine ayırıp ülkenin geri kalanına hakim olmayı amaçlamışlar. Fakat bu talihsizlikler silsilesi bu kızgın bakirelere fazla gelmiş. Onlar sayıca fazlaymış, efendi özentileri bu köleler ise az; işte böylece bu genç kadınlar boyun eğmek yerine çaresizliğin verdiği güçle ayaklanmış ve gaddar fatihlerini katletmişler.
Sayfa 80
Bu kadınların neler başardığını gördükçe bizim o gurur duyduğumuz erkekliğimizle ancak başarabildiklerimizden giderek daha az gurur duyuyordum.
Sayfa 87
Reklam
O çok sevdiğimiz "dişil cazibe" denen şeyin aslında dişilikle hiçbir alakası yoktu, aksine bu, bizi memnun etmek için geliştirilmiş - çünkü bizi memnun etmeliydiler ya- erkekliğin bir yansımasından ibaretti ve bu kadınların asıl amaçları için kesinlikle önem taşımayan bir ayrıntıydı.
Sayfa 86
Erkeklerin koruyucu ve gözetici olduğu gelenek yok olup gitmişti. Bu cesur bakirelerin korkacakları tek bir erkek dahi olmadığından korunmaya ihtiyaçları da yoktu.
Sayfa 84
Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun
"Hükümet biçimlerini saymak gereksizdir. Egemenlik sınırsız ve koşulsuz ulusundur. Kime sorarsanız sorunuz, bu cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ancak, bu ad kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin!"
İnsanların, sevdikleri kişilerin yakılmasını itici bulduğunu belirttiğimizde ise sevdiklerinin çürümesi itici gelmiyor mu diye bir soruyla karşılık verdiler. Rahatsız edici derecede mantıklı kadınlardı anlayacağınız.
Sayfa 82
"İneğin çocuğu yok mu?" "Var, tabii ki var. Buzağı deniyor onlara da." "Hem buzağı hem de sizin için yeteri kadar süt var mı yani?"
Sayfa 72
821 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.