Ne atın yıllar verdin hep
Dirilsin diyordun ve yöneliyordu binlerle
Kapkara parlak ışıklı ve ışıtan göz
Kıvırcık utangaç ve uçurumlardan güvenlere götüren
Ve yalın
Henüz gelmiş gibi kınından
Ne altın yıllar verdiğin hep
Ve ağır ağır çeviriyordun
O dalgın ve ağır yüzünü devrin
Yuya yuya o güzel Elçiye
Ne altın yıllar verdiğin hep
Biriki bronz kişi konabilseydi önüne
Ve ne altın yıllar daha çiledin
Artık yalnız değil adımların
Şimdi daha iri doğuyor sabahları
Horantası bir hayli arttı güneşin
Kişinin güzelliği ağa ustalarına göredir
İyi perşembeler, bugün de #99236053 Ocak ayı öykü etkinliği kapsamında ismini vermek istemeyen genç bir okuyucunun öyküsünü paylaşacağım. Geçen aylarda da bir kere paylaşmıştım kendisinin öyküsünü. Şimdiden iyi okumalar.
-----
Her zamanki gibi sabah uyanıp telefona bakınca bir an dikkatimi çeken bir şey oldu. Bugün