KAĞITTAN UÇAK GİBİ
Kaç kalemi öksüz bıraktım,
Kaç kağıdın akına karalar çaldım...
Ne resimler çizdim senin gökyüzüne...
Ortak oldum güneşinin sıcağına...
Baş başa bıraktım topraklarıyla,
Papatya ile gülü...
Gülüşün ile kokunu taklit edemediler diye...
Kızdım Pazartesi'ye de Cumartesi'ne de...
Senden haber getiremediler diye..
Lanet ettim seni bana takdim Temmuz’un beşine...
Nice uçaklar katlayıp da fırlattım...
Ne şiirler yazdım üzerine,
Ne dualar ne isyanlar ettim...
Sol kanadını poyraz kırdı,
Sağ kanadını lodos...
Kimsenin bilmediği bir coğrafyada kaldı...
Tıpkı hikayemiz gibi...
Bir yaşa kadar çok içine kapanık biriydim. Dünya sanki beni çevreleyen dar bir çemberden ibaretti ve burada mutluydum, çocuktum. Sonra okul denilen şey başladı. İlk gün çok ağladım... Ve öğretmenime derse başladığı için çok kızdım. Çalışkan bir öğrenci olacak diye yordular bu davranışımı ama yanıldılar. Ben diğer çocuklarla nasıl iletişim
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayımmm; böyle budalaca bir özleme kapılıyor.Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayımm? Yok. Peki albayımm. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayımm,
Parıltılı oyunlar istemiyorum, çamura batmış suratların, düşünce deposunda yer kalmamış kahramanların oyunlarını istiyorum.
55 günlük bir yaşam savaşı içinde kalmış bulundum. Bazen 10 gün dokunmadım kitaba. Sanki kendi hayatımın telaşı sona erecekmiş gibi, sakin bir zihinle okuyacakmış gibi kandırdım kendimi. Sonra zihnimin, düşüncelerimin rahat
Didem Kazan Sol - Kusura Ayna
Biraz fantastik, biraz erotizm, biraz çocukluk, biraz kadın ve bolca hayal. Ucu açık bir kalemle ucu açık hikaye yazmak zor mu? Hayal dünyan ne kadar geniş? Yazarımızın dünyası ufuk çizgisinin ötesinde, çok güzeldi. Eğlendim, şaşırdım, kızdım… Kısa hikayeler ve tadındaydı.
Pa ta tes, pa ta tes. Neden böyle yazdım