Ciddi bir yaşam sürmelisin. Saçma sapan filmlere canın çekse bile gitme; ucuz gazeteleri okuma; radyo veya televizyondaki aptallıkları dinleme; havadan sudan konuşarak zamanını boşa harcama. Yaşamını kullan.
Cahillikten ne kadar nefret ediyorum! Caliban'ın cahilliğinden, kendi cahilliğimden, dünyanın cahilliğinden! Ah, öğrenmeyi ne kadar, ne kadar, ne kadar istiyorum. Ağlayabilirim, öylesine çok öğrenme arzusu duyuyorum ki.
Bazı kitaplar vardır, ismiyle çekerler seni önce sonra istesen de kıskaçlarından kurtulamazsın.
Şermin Yaşar,
Ne çok sevdim kalemini.
Geçtiğimiz yıl Çocuk Edebiyatı Kulübümüzün söyleşisinde tanıdım kendisini. O tanıyış bu tanıyış, hayran kaldım kalemine. Dedemin Bakkalı, Tarihi Hoşça Kal Lokantası derken bu kitapta buluştuk. Kitap da kitap ama,
Onlardan nefret ediyorum. Eğitimsizden ve cahilden nefret ediyorum. Kendini beğenmişten ve sahteden nefret ediyorum. Kıskançtan ve kızgından nefret ediyorum. Kabadan, sıradandan ve alçaktan nefret ediyorum. Kalın kafalı ve küçük olmaktan utanç duymayan bütün kalın kafalı ve küçük insanlardan nefret ediyorum. G.P.’nin Yeni Kitle dediği insanlardan; arabaları, paraları, TV’leri, aptal bayağılıkları ve aptal, yaltakçı, burjuva bozuntusu sonradan görmelikleriyle bu yeni sınıftan nefret ediyorum.
Dürüstlüğü ve özgürlüğü ve eliaçıklığı seviyorum. Yaratmayı seviyorum; yapmayı seviyorum. Dolu dolu yaşamayı seviyorum; oturmayan, seyretmeyen, kopya çekmeyen ve yüreği ölmemiş olan her şeyi seviyorum.
Romanı anlatmaya nerden başlasam bilmiyorum.
Neredeyse ilk 200 sayfası romanın baş karakteri olan halası ve tekerlekli sandalyeye mahkum kız kuzeni ile yaşayan silik kişiliğe sahip kelebek koleksiyoncusu Frederick Clegg adında bir memurun gözünden okuyoruz.
Clegg , resim öğrencisi olan hayat dolu Mirandaya uzaktan uzağa tutkundur, ancak ona