Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

12 Eylül Askeri Darbesi

Profil
Ataturk 'u kullanmak ya dasuistimal etmek
12 Eylül darbesi izlenen politikaları Atatürk'e referansla meşrulaştırmak işini çok daha öteye götürür.
Sayfa 244Kitabı okudu
Darbe ve edebiyat
Babamın Ankaralı edebiyatçı arkadaşları arasında Cemal Süreya Metin Altıok Vecihi Timuroğlu Ahmet Telli’yi sayabilirim. Aziz Nesin ve Yaşar Kemal O yıllarda Ankara’ya geldiklerinde bizim evde kalırlardı. 12 Eylül 1980 günüydü telefonumuz sabahın çok erken bir saatinde acı acı çaldı. Babamın bir arkadaşıydı “Ahmet darbe oldu! Tedbirini al, kitaplarını sakla diyordu Hangi kitaplar? Nazım Hikmet’ler Marx, Engels ve Lenin’lerden bahsediyordu elbette…
Reklam
Sanki, günde 3 - 4 kişinin öldürülmesi yetmediğinden, 20 kişi ölsün diye Sıkıyönetim ilân edilmişti.
Sayfa 34 - Anahtar Kitapları
12 Eylül'e sitem
Neyim varsa birer birer Tutup çarmıha gerdiler Bozkurt'uma "it" derdiler Kurdum... Felaketim oldu.
Sayfa 33 - Yakın Plan Yayınları, Yazar: Yavuz Bülent BakilerKitabı okudu
Ali Aktaş - Doğum Gününde İdam Edilen Devrimci
Ali Aktaş 12 Eylül darbesinin ardından tutuklandı ve Adana 1 No’lu Sıkıyönetim mahkemesinin kararıyla, 23 Ocak 1983 gecesi Adana Cezaevi’nde idam edildi. Doğum gününde, idam edilen Ali Aktaş, idam sehpasına marş ve sloganlarla gitti. Uzun bir mektup kaleme alan Ali Aktaş mektubunun bir bölümünde inancını, "Ben yakalanabilirim ama halkımın mücadelesi hiçbir zaman ölmez öldürülemez. Halk bağrında nice tohumu, tohumları türetmiş ve türetecektir. Evet ben ölüme giderken hayata erken veda etmekte olmama yanmaktayım. Yoksa öleceğime değil. Her gün her zaman ölümden korkmadım. Korkmayacağım da." diyerek dile getiiriyordu. Sevgisini, sevgi dolu yüreğini ise kağıda şöyle döküyordu: "Ben şuan yazdığım ve yazamadığım nice dost ve akranlarımın tümünü yüreğimde taşıyarak, bilincimde taşıyarak gidiyorum. Evet Ganime analar, Hatun analar, Hüsne nineler Zehra nineler Hamit amcalar. Abbas babalar, Nursel bacılar, Yusuf kardaşlar ve daha bilmem kimler kimler. Ben sizden gelmiş, ben bağrınızdan türemiş biri olarak sizleri düşünmeksizin nasıl giderim hiç mümkün mü? Evet sevgili analarım, babalarım. Ben gidiyorum. Giderken şerefimle gidiyorum. Ama onlar sömürücüler sömürü soygun düzeninin sahipleri komprador patron ağa devletinin savunucuları şerfsizlikleriyle her gün ölecekler." Ali Aktaş, dünyada belkide doğum gününde idam edilen tek sosyalist olarak hafızalara kazındı.
20 Ağustos 1980 Perşembe
“Sevgili Babacığım! Her şeyden önce selam ve saygılarımı iletip aydınlık yarınlar diliyorum. Sizlere bu satırları yazmamın en önemli nedeni, kendinizi benim için suçlamamanız ve bu konuda soğukkanlı davranmanıza katkıda bulunabilmek istememdir. Sizler elinizden geldiğince bana destek olup, iyi bir şekilde yetişmeme çalıştınız. Ancak içinde
Sayfa 57
Reklam
İskenderun Lisesi son sınıf öğrencisi Ali Aktaş, 17 yaşını doldurduğu gün Adana Cezaevi’nin askeri kamyonlarla çevrilerek kapalı hale getirildiği açık garajında idam edildiği belirtiliyor. Aktaş’ın idam öncesi son kez kaleme alacağı mektubu yazma zamanını uzattığı savunulan tutanaklarda, Ali Aktaş’a 'mektubunu kısa yazması'nın belirtildiği kaydediliyor.
Sayfa 75
İnfazı 20 Ağustos 1981’de Adana Cezaevi’nde gerçekleştirilen Adana Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü 3. sınıf öğrencisi Mustafa Özenç’in, infaz heyetine "Yaşamasını bildiğim gibi, ölmesini de bilirim" dediği ve diğer hücrelerdeki mahkûmlara "Elveda arkadaşlar" diye seslendiği kaydediliyor. Özenç’in hayattaki son 95 dakikası ise infaz tutanağında şöyle geçiyor: "Babasına mektup yazarken sigara istedi. Sigara verilerek, çay arzusunun olup olmadığı sorulunca 'Çayın içerisine başka bir şey konmayacaksa içerim' dedi. 'Yalnız benim içmem olmaz ha, hep beraber içelim' dedi. Arzusu yerine getirildi. Çay içerken sohbet edildi. Mektubu sona erince infaz yerine getirildi. 'Can artık hazır. Yaşam hakkı kadar ölmek de doğaldır. Kimse benim celladım olsun istemem. Ben kendi sandalyemi deviririm' dedi."
Sayfa 57
Gözlemci Mustafa B, Soyergin’in idamını şöyle anlatıyor: "İşlemleri tamamlanıp infaza götürülürken, gözlemcilerden Feyzullah E. düşüp bayıldı. Belki korkudan, belki üzüntüden, nedenini bilmiyorum. Bunun üzerine infazda ben görev aldım. Tanık olduğum ilk infazdı. Hiçbir gözlemci oraya gitmek istemezdi. Hepimiz mecburen gittik. Soyergin’in son istekleri arasında rakı içmek de vardı. Ve rakıyı susuz olarak içti. Rakı isteği tutanaklara geçmedi."
Sayfa 33
Adana'da 12 Saatlik Yargılamayla Verilen İlk İdam Cezası
12 Eylül döneminde idam edilenler arasında yer alan 22 yaşındaki Serdar Soyergin, sıkıyönetim döneminde "suçüstü hükümlerinin" uygulanmasıyla tek celsede mahkum edilen ve 12 Eylül sürecinde ilk idam cezasına çarptırılan kişi. İdam kararı da 26 Ekim 1980'de Adana eski cezaevinde infaz edildi.
Sayfa 27