Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Saçlarını rüzgârın eline verip dağıtma da beni havalandırma, perişan etme. Naza başlama da varlığımı kökünden sökme! Yanağını yalımlandır da beni gülden vazgeçir; boyunu yükselt de selviyi seyretme kaydından geceyim! Şehirde meşhur olma da beni deli divane edip dağlara düşürme; Şirin işvelerini gösterme de beni Ferhat etme. Başkalarıyla şarap içme de ciğer kanımı içmeyeyim. Benden baş çekip çekinme de feryadımı göklere yükseltme. Saçlarını halka halka dökme de beni bağlara, kayıtlara sokma. Yüzünü o kadar güzelleştirme de beni berbat etme! Yabancı bir dost gibi durma da beni kendimden geçirme. Ağyarın gamını yeme de neşemi bozma. Melek gibi dolaşma da Hafız'ı öldürme. Ram ol da kutlu talih bana yardım etsin.
Sayfa 377 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Yeni yetişmiş bir gencin yüzüne âşıkım, bu derdin devletini Tanrı'dan dualar ederek diledim. Âşıkım, rindim, güzellere bakmaktayım... bak, ne kadar hünerlerle bezenmişim; bilesin diye apaçık söylüyorum. Şaraba bulanmış hırkamdan utanıyorum. O hırkayı yüz türlü oyunla, dervişler gibi tarikat çeyizleriyle, yamalarla süslemişim! Ey mum, sevgilinin derdiyle güzelce yan yakıl; hemen şimdi ben de geliyorum, kemerimi bu iş için kuşandım! Öyle bir hayranım ki; elimde ne iş kaldı, ne güç! Fakat gönlümde, canımda ne varsa eksilttikçe, derdimi ve mihnetimi çoğalttım ya! Hafız gibi elbisemin yakasını, göğsünü yırtar, meyhaneye öyle giderim; belki o yeni yetişmiş sevgili beni sarar, koçar.
Sayfa 376 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
- Hayatım tekdüze. Ben tavuk avlıyorum, insanlar da beni avlıyor. Tüm tavuklar birbirine benziyor, tüm insanlar da birbirine benziyor. O yüzden biraz sıkılıyorum. Ama eğer beni evcilleştirirsen dünyama güneş doğmuş gibi olur. Duyduğum bir ayak sesi diğerlerinin hepsinden farklı olur. Diğerlerini duyunca yerdeki deliğime girerim. Seninkiyse müzik gibi, beni ordan dışarı çağırır. Ayrıca baksana! Şu aşağıdaki buğday tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğdayın bana hiçbir faydası yoktur. Buğday tarlaları bana hiçbir şey düşündürmez. Üzücü değil mi bu? Ama senin saçların altın rengi. O yüzden beni evcilleştirdiğinde harika olacak! Altın gibi sarı buğday bana seni hatırlatacak. Ve buğdayları okşayan rüzgarın sesine bayılacağım...
Sayfa 68 - İş BankasıKitabı okudu
- Bir defasında güneşin batışını kırk üç kere gördüm! Biraz sonra şöyle diyordun: - Hani... çok üzgünken günbatımlarını severiz ya... - Kırk üç defa izlediğin gün o kadar üzgündün yani? Ama küçük prens yanıt vermedi.
Sayfa 22 - İş BankasıKitabı okudu