Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Anı-Mektup-Günlük-Biyografi
Siyah Onuru
"Sabah kendimi iyi ve
Siyah hissederek uyandım.
Siyah yatağımdan kalktım,
Siyah sabahlığımı çıkardım,
En iyi siyah plaklarımı çaldım ve
Simsiyah bir kahve içtim
Sonra siyah ayakkabılarımı giydim ve
Siyah kapımdan dışarı çıktım...
Ve Aman Allahım, bembeyaz kar!"
s.17 | Muhammet Ali
Asıl ismi Cassius Clay ..
Müslüman olduktan sonra Muhammed Ali olarak tanınan, dini için savaşan, ırkı için mücadele veren ve hatta Parkinson hastalığı ile bile boks maçına giren büyük savaşçı..
Muhammed Ali, ringlerde dünyanın en efsanevi dövüşçülerinden biriydi. Ama onu büyük yapan asıl mücadelesi ringin dışında ırk ve islam savaşıydı.
Bu kitap, Muhammed Ali'nin hayattan öğrendiklerini, mücadelelerinden edindiklerini kendi kaleminden okuyoruz .Ve kızı Hanna'nın yardımıyla ..
"Ruhum yıllar içinde büyüdü ve bazı görüşlerim değişti. Hayatta olduğum sürece daha da fazla şeyi anlamaya çalışacağım çünkü kalbin işleri asla bitmez. Hayatım boyunca sınandım. Cesaretim sınandı, gücüm sınandı. Şimdi ise sabrım ve tahammülüm sınanıyor. İnanıyorum ki yoldaki her adımda Allah da benimle birlikte oldu. Ve şimdi benimle olduğunu her zamankinden daha iyi biliyorum. Hayatımı her seferinde tek bir adım, tek bir nefes ve tek bir an olarak yaşamayı öğrendim. Yine de uzun bir yol oldu. Sevginin, hakikatin peşinde olmanın, barışın ve anlayışın yolculuğuna koyuldum."
İnancıyla büyük olmuş bir insan..
Edebi açıdan hafif ama böylesine büyük bir insanın biyografisine dair kesitler okumak adına etkiliydi.. Dinlendirici ve motive edici tarafı da mevcut ..İlgilenenlere iyi okumalar dilerim ..
“Siyahta çirkinlikler kayboluyor. Eğer güzellikleri görmek istiyorsan onları kendin bulabilirsin.”
O kadar güzel bir kitap ki bu. Burçak yazdıklarıyla herkese ilham olacak bir kız. Sanatçı ruhlu, arkadaş canlısı ve cesur. O kadar cesurki en büyük hastalığın pençesinde bile hayallerine ve yaşama hevesine, ailesine, arkadaşlarına sıkı sıkı tutunuyor. Kitabın sonuna kadar küçük zevklerden (moda,film,müzik..) keyif almayı bırakmadı. İnanılmaz güzel bir müzik zevki var. Günlüğe hemen hemen dinlediği çoğu şarkıyı yazmış. Ayrıca son zamanlarda kendimi en küçük başarısızlıkta koyveren biri olarak okurken çok utandım diyebilirim. Hastalığını öğrenince olgunlukla karşıladı ve bunu atlatılacak bir süreç olarak gördü. Günlük ve mektup yazmayı olabildiğince aksatmadı. Onun sayesinde ben de günlük yazmaya geri döndüm. Hayata olan hevesini yitiren insanlar için bu kitabın bir ilaç olduğunu düşünüyorum ve herkes okumalı.
Yaşamayı ve hayallerini gerçekleştirmeyi en az bizler kadar hak ediyordu. Artık her Kurt Cobain dinlediğimde aklıma bu hızmalı, mavi saçlı kız gelecek.
Çöl Çiçeği | Waris Dirie
TOP MODEL Waris Dirie'nin; yoksulluğa ve toplumdaki kadın erkek ayrımına karşı verdiği kahramanca savaşın öyküsü!
Bilge Kültür Sanat Yayınlarından çıkan Çöl Çiçeği, ünlü top model Waris Dirie'nin hayat öyküsünü anlatıyor. Waris Dirie, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir Somali kültüründen geliyor. Henüz küçücük bir çocukken gelenekler
Theo'ya Mektuplar
Merhabalar Bugün çok sevdiğim Vincent Van Gogh'un, kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplardan oluşan "Theo'ya Mektuplar"la geldim. Dün de ressamın ölüm yıl dönümü. Kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum. İyi ki bu dünyadan geçmiş büyük usta. Vincent Van Gogh'un;
*Sanat tarihinin en ünlü ve etkili kişiliklerinden biri
Bir Dinazorun Anıları
Merhabalar :) Bugün İngiliz edebiyatının en önemli eserlerini Türk edebiyatına kazandıran yazarlardan biri olan Mina Urgan'ın "Bir Dinazorun Anıları" adlı kitabıyla geldim. Geçtiğimiz hafta yazarımızın ölüm yıldönümüydü. Kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum. Mina Urgan'ın;
*Babasının Fecr-i Ati şairi Tahsin Nahit Bey
Ah Türkan
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum
kaderleri bana benzeyen,
yalnızlıkta açarlar kimse bilmez onları
geniş ovalarda kaybolur kokuları
yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri hepinizi , hepinizi istiyorum ,gelin görün beni toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni
ben bir bahçe suluyordum gönlümden
kimse bilmez ,kimse anlamaz dilimden
ne güller fışkırır çilelerimden
kandır, hayattır ,emektir benim güllerim
korkmadım korkmuyorum ölümden
siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin
İnsanların kesinlikle yanlış tanıdığı Türkan Saylan ona karşı hissettiklerimin ne kadar doğru olduğunu kitabımı okuduktan sonra anladım teşekkür ederim Ayşe kulin bu güzel eseri yazdığın için. Ve Türkan o güzel insanlar için o güzel eğitimler için hastalar için iyileşenler için Doğanlar için cüzzamlılar için hepsi için teşekkür ederim..
Türkan Saylan'ın arkadaşına yazmış olduğu mektuplar ile ilerleyen çok güzel bir otobiyografi idi.
Dünyaya iz bırakmış insanların hayatlarıyla kendi savaşlarıyla bunun mektupları aracılığıyla anlatmaları muhteşem bir şey kaleme alındığı için tekrardan minnettarım çok etkilendim bu hayat hikayesinden..
Demokrat Bir babanın anti- komünist Bir annenin evladı tabii ki solcu olacaktı kendi deyimiyle..
Bilim insanı birçok şeyin başlangıcı ve mücadeleci karakteri ile gönlüme taht kurdu..
Umarım gittiğin yerde mutlusundur onca insana iyi geldiğin için
Dünya şiir gününde şiirce, şiir tadında bir inceleme olsun, incelememiz
Sıcacık samimi, duru bir sevdaya sesleniş ikinci Ahmet Arif okuyuşum , ve buyuk keyif aldım acıkcası... ne diyordu Ahmet Arif : Ahmed Arif Leyla’sına seslenirken “Başın, gözün ağrımasın.” diyor. Sevmek tam da bu. Eskilerin dediği gibi; “Tek canı sağ olsun da; yel essin, kokusu gelsin.”
Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş... hepsi. En çok da en ilk de Leylâsın bana.
Leyla'ya sesleniş
Keyifle okunası kitap/Dı Şiir tadında gecsin günümüz
Tezer Özlü kalemi düşüncesi hüznü kendıni yıpıp bitirişi, ve kısa hayatından geriye kalan üzerinde düşünülesi eserler bırakan farklı bir kalem, ama okunulası kitaplar
Buyurmazmısınız..
Duyguların, doyumların, düşüncelerin dolaysız, sade, birebir aktarımıdır mektuplar. Hele de "en yakın" arkadaşa, bir "can dostu"na yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlü'yse...Yazarının coşku dolu, yoğun bir sevgiyle, sevecenlikle yüklü, zaman zaman da "taşkın" duyarlılığını yansıtan bu mektuplar, okuru bir başka boyuta taşıyacak,
Arka kapaktan
Bizler belki de kendi kendilerine yaşaması gereken ama belki de toplumumuz buna elvermediği için evlilikler yapan kadınlarız...
(S: 60)
Tezer Özlü, yazın edebiyatının en değerli döneminde kaybettiğimiz bir kalem. Yorgundu Tezer, bu ülkeye daha fazla dayanamadı. Katıldığı 1mayıs eyleminde 50 küsur kişiyi polis öldürdüğünü gördükten sonra "burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi" diyerek terketti bu ülkeyi. Almanya'ya taşındı. Burada her şey çok ucuz diyordu Leyla'ya. Tezer Özlü'nün Leylasına. Edebiyatımızda yepyeni bir biçem getirdi Leyla Erbil, Türkiye de kadını yazan ilk kadın denildi onun için. Cahiller anlamasa da Tezer dostu Leyla'ya her zaman destek oldu...
