Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

a

Araştırma-İnceleme

Farabi günümüzü anlatıyor sanki... yorumda
Medinet'ül Fazıla Farabi' nin Devlet'i ve Platon' un diğer eserlerini İslam bağlamına oturtmak için yaptığı itinalı teşebbüsün bir temsilcisidir. Platon gibi Farabi de demokrat de­ğildi, zira demokrasi toplumu en aşağıdaki ortak paydada buluşturmakla sınırlıydı. Fakat tamamıyla kentli bir insan olan Farabi vatandaşlar ara­sındaki gönüllü işbirliğini övüyor ve tüm insanların sadece kent hayatına iştirak ederek en üst potansiyellerine ulaşabileceklerini kabul ediyordu.Toplumun amacı işte bunu gerçekleştirebilmekti. Platon'un toplumun amacı olan "adaletin" sadece ahlaklı davranan ve her şeyi bilen bir "filozof kral" idaresinde gerçekleştirile­bileceğini savunuyordu.
Sayfa 260 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Gazali Felsefeyi İslamın içine çekmiş, Kelamı boşa çıkarmıştır
Savaş felsefe, epistemoloji, metafizik, ahlak felsefesi, fizik ve ilahiyat gibi çok farklı alanlarda ve­riliyordu. Günümüzdeki Kazakistan sınırları içinde doğan ve Batı'da Alfarabius olarak bilinen İslam aleminin en büyük filozofu Farabi 'nin metinlerinde bu savaş zirve noktasına ulaşmıştı. Akılcıların iddialarını çürütmeye gayret ederek bu savaşa üç asır sonra son verecek olan bir başka dahi de yine bir Orta Asyalı olan Gazali idi.
Sayfa 250 - Kronik KitapKitabı okuyor
Reklam
Türk Filozof Ebu Nasr Muhammed el-Farabi (870?-950?)
Farabi'nin fikir alanı bü­yün bilgiyi kucaklıyordu. Böylece "bütün ilimleri tasnif eden, sınırları­nı belirleyen ve ilmin her bir dalını sağlam temeller üzerine inşa eden lslam alemindeki ilk isim" olmuştu. Rasyonel sorgulamanın daha da ileri gittiği alanı muhafaza edip hatta genişletirken özellikle maneviyata ayrılmış bir alanı teşhis etmiş olması büyük bir başarıydı. Bu sebeple lslam aleminde kendisine "Muallim-i Sani" (İkinci Öğretmen, zira ilki Aristo idi) denilmişti. Modern filozoflar ise Farabi'den ilk mantıkçı ve lslami neoplatonizmin kurucusu olarak söz etmektedirler. Tanrıyla il­gili olarak Vacib'ül Vücud (ilk varlık, varlığı zorunlu olan) mefhumunu geliştiren Farabi, doğrudan ya da dolaylı olarak Thomas Aquinas, Dan­te ve hatta Kant ile orta çağda yaşamış Yahudi düşünür İbn-i Meymun üzerinde önemli bir tesir bırakmıştır. Tüm dünyanın okuduğu Farabi hem Doğu'da hem de Batı'da orta çağ düşüncesinin prensiydi.
Sayfa 257 - Kronik KitapKitabı okuyor
Yunanca metinlerin yeniden keşfedilip Arapçaya tercüme edilmesi
Kadim yazarlar birçok felsefi meseleyi gündeme taşımıştı. Dünya na­sıl yaratılmıştı? Ruh ölümsüz müydü? İdeal toplum nasıl olmalı ve yönetilmeliydi? Hepsi bir yana, şayet varsa, insan aklının sınırları ne olmalıydı? Felsefe hayata tamamıyla hümanist ve kozmopolit bir açıdan yaklaşıyor ve ilerleme fikrine büyük bir sadakatle bağlanıyordu. İnsanoğlunun kainatı ve kainattaki yerini kavrayabilmek için en iyi araç adet, gelenek ya da inanç değil, akıldı. Felsefeyi kucaklayanların çoğu dinin kaidelerini kabul ediyorlar ve hatta akıl ile doğrulanabile­ceklerini varsayıyorlardı. Fakat en başından beri asıl meselenin klasik mirası, İslam'daki vahye uygun hale getirmek amacıyla canlandırmak mı yoksa İslam düşüncesini değiştirerek Yunan idrakiyle uyumlu ha­le getirmek mi olduğu muğlaktı.
Sayfa 244 - Kronik KitapKitabı okuyor
Arap Filozof Kindi' ye göre akıl sayesinde
***** Kainatın gerçekleri vahiy ve ilahiyat saye­sinde anlaşıldığı kadar anlaşılabilir. Aklın kullanılması insan olmanın özü ve ölümsüz olan ruhun unsurlarındandır. *****
Sayfa 247 - Kronik KitapKitabı okuyor
İnanmak , inandığın şeyi görmemeyi göze alıp kabullenmektir
Sayfa 37 - TutikitapKitabı okuyor
Reklam
Hucendi klasik gökbilimini uygulamaya dö­ken ilk Türk
Bu Orta Asyalılardan hiçbirisi Ebu Mahmut Hucendi kadar öne çıkmamıştı. Hucendi'yi farklı kılan klasik gökbilimini uygulamaya dö­ken ilk Türk olmasıydı Orta Asya'nın kalbinde idarecilik yapan bir ai­leye mensup olan bu Türkü hevesle önce usturlap ve halkalardan yapıl­mış olan bir küre, daha sonra da dünyanın en büyük astronomik aletini yapmaya itenin ne olduğuna dair hiçbir malumat yoktur.
Sayfa 243 - Kronik KitapKitabı okuyor
Fransız ve özellikle Alman bilim insanları, hastalıklara neden olan mikroplar teorisini ortaya koydular ki bu teori, insanlık tarihinde ilk kez, hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için rasyonel bir zemin sağladı. Sıradan bir Amerikan doktor, hala "mizaçlar" hakkında bir şeyler geveleyip insanlara yüksek dozlarda kalomel verirken küçük bir tıp eliti yeni bilimi öğrenmek için Almanya'ya seyahat ediyordu. Amerika'ya reformist bir coşkuyla döndüler. Almanya'da eğitim almış doktorlar, yerel hayırseverlerin sağladığı fonla 1893'te ilk Amerikan-Alman tarzı tıp okulu olan Johns Hopkins'i kurdular.
Ahmaklıktan sıyrıldığımız anlar ise çoğunlukla dünyada hiçbir şeyin "bizim olmayacağını bilerek para, makam, şan, şöhret ,dürtüsünden kıskanılmaktan arzu edilirken uzaklaştığımız anlardır
Sayfa 21 - TutikitapKitabı okuyor
Dünya ne iyi ne de kötü bir yer. Dünya her zaman olduğu gibi bir yer ve onu iyi ya da kötü yapan bizim algılarımız
Sayfa 48 - TutikitapKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.