Kadın güzeldi ve o çok süslü kırmızı ipekli kimonosu içinde, en azından görünürde itaatkardı.
"Tek bildiğim, kıskançlıktan boğulacak gibi olduğum."
Sayfa 351 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Komşum, bıkıp usanmadan, yağmurdan, soğuktan, rüzgârdan çekinmeden çarşaflarını, battaniyelerini silkeler durur.
Annem tecrübesizdi, çocuksuydu, çocuksu olmayı tercih etmişti. Annem yetişkin olmayı tercih etseydi gerçeklerle başa çıkamazdı.
Güzelliği ve düzgün vücutlu olması annemin elindeki en önemli kartlardı.
Ancak kaybedeceği en garanti olan kartlar da bunlardı, o yüzden uykuları kaçardı. Genç ve güzel kadınlar bunu bilir, bedeniyle gurur duyduğu için kendisinin çıplak ya da yarı çıplak fotoğrafını çekerken herkesin malumu olan bu gerçek canını yakar, onu yiyip bitirir. Bunun geçici olduğu, onu görünür, arzulanır kılanın yok olacağı gerçeğinden haberdardır kadın, ya o zaman ne olacaktır? Güzel kadınların kaygısı budur, özellikle de güzellikten başka kozu olmayanların. Kendilerini iyi hissetmezler. Annem kendini iyi hissetmezdi. Annem güzeldi, ancak ne eğitimi ne tecrübesi ne de parası vardı, annem babamın mülküydü, babam bu güzel mülküyle gurur duyarken annem kaygılar içerisinde parıldardı.
Hem biraz tuhaf, hem de aynı zamanda güzel görünüyor. İnsanın yüreğine dokunan bir güzellik bu.
