Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Heisman Hafıza Ünitesi 'mi? - Öyle yerler çok pahalıdır," dedi Alec. Kim ödüyordu? -- Sigorta. Peter Maitland'ın çok iyi bir sigortası vardı. Dolores ısrar etmişti. Peter çok sigara içerdi, kadın da herhalde o ölünce epey bir mirasa konacağını sanmıştı... Ama önce o öldü. Muhteme­len pasif içici olduğu için...
Sayfa 245 - Stephen KingKitabı okudu
Ralph bir kez daha Gilstrap'ın korkunç ekose ceketine bakarken, acaba bunu ona karısı mı aldı, diye düşünmeden edemedi. Eğer öyleyse, kadın gizlice ondan nefret ediyor olmalıydı...
Sayfa 180 - Stephen KingKitabı okudu
Reklam
Ben doğam gereği hep soğuk biri olmuşumdur . Kadınlara olan ilgim oradaki keşişlerden bile azdı. Ama bu, geleneksel kadın figürü dışında kalan farklı bir kadındı. Bu yüzden ilgimi çekmişti....
Sayfa 204 - Cixin LiuKitabı okudu
Kadınlar bazen bir canavar kadar zalim, bazen de bir kuzu kadar halim olabilirler.
Sadece haz peşinde koşuyorlar ve onu ancak aramadıklarında, kasten edilgenleştiklerinde buluyorlar. Bu şüphecilik ve hedonizm kitaplarda karşımıza çıksa modası geçmiş bir süs gibi dehşet uyandırırdı. Ne var ki kadınlar zihinsel modaların kâhinleri olmak şöyle dursun, daha çok gecikmiş papağanları sayılırlar. Günümüzde bile hedonizm onları hoşnut ediyor ve onlara yakışıyor. Sağduyularını yanıltsa ve duruşlarını sarssa bile onlara artık solmuş ama hâlâ hoşa giden bir zarafet kattığını inkâr edemeyiz. Son derece gelişmiş uygarlıklarda hayatın ne kadar kolay ve hoş olabileceğini bize hissettiriyor, bizi kendimizden geçiriyorlar. Körelmiş duyularından çok imgelem, yürek, zihin, gözler, burun ve kulakların bayram edeceği bir manevi Kyhthera’ya inatla yönelişleri tavırlarına da bir şehvet katıyor. Sanırım çağımızın en gerçeğe sadık portre ressamları onları gergin ya da katı duruşlar içinde resmetmeyecektir. Hayatları salınan saçların güzel kokusunu yayıyor etrafa...
Sayfa 189 - Marcel ProustKitabı okudu
Jacques’ın yüzüme yaklaşan bıyığıyla aç dudaklarını gördüm aynada. Derinden sarsılarak yüzümü yüzüne yaklaştırdığım anda karşımda –evet, aynen olduğu gibi söylüyorum, kulak verin, gerçek bu çünkü–, karşımdaki balkonda, camın arkasında, serseme dönmüş beni seyreden annemi gördüm. Çığlık atıp atmadığını bilmiyorum, bir şey duymadım, ama geriye doğru düştü ve düşerken başı balkonun parmaklığına takıldı... Bunu son kez söylemiyorum, dedim ya, kendimi neredeyse ıskalıyordum, gerçi iyi nişan almıştım, ama kötü ateş ettim. Yine de mermiyi çıkaramadılar, kalpte komplikasyon başladı. Fakat daha bir hafta bu şekilde kalabilirmişim, bu bir hafta boyunca olayın başlangıcını didiklemekten ve sonunu görmekten başka bir şey yapamayacağım. Keşke annem işlediğim başka günahları görseydi, hatta bu günahı görseydi de aynadaki yüzümün mutlu ifadesini görmeseydi. Yok hayır, görmemiştir... Tesadüftü sadece... Beni görmeden birkaç saniye önce felç geçirmiştir... Görmedi... İmkânsız görmüş olması! Her şeyi bilen Tanrı bunu istemezdi....
Sayfa 164 - Marcel ProustKitabı okudu
Reklam
En azından şunu söylememe izin versinler: Ait olduğu estetiği pek az kadın kavrar. Botticelli’nin Meryem’leri, revaçta olmasa ressamı beceriksiz ve yeteneksiz bulurlardı...
Sayfa 87 - Marcel ProustKitabı okudu
Eline su dökemeyecek onca kadının kendisine tercih edilmesi gururunu incitmişti...
Sayfa 53 - Marcel ProustKitabı okudu
Köşede tabutu aşağı indiren mezar kazıcılardan baş­ka kimse kalmadı. İpler boğuk bir sesle birbirine sürtü­yor, meşe tabut çatırdıyordu. Verteuil Kontu artık evin­deydi. Ve kontes şezlongundan kıpırdamadı. Kemerinin püskülüyle oynamaya devam ediyor , gözlerini tavana dikmiş, yavaş yavaş güzel beyaz yanaklarını kızartan bir düşe dalıyordu...
Sayfa 13 - Emile ZolaKitabı okudu
Annem gibi bayağı. Güç, para, başarı, şöhret - bunlara âşık.
Reklam
Aytən Hacıyeva

Aytən Hacıyeva

@Lostseyyah
·
26 Şubat 17:37
Kitab bitdi amma məndən də bir şeylər aldı..
‘Derin acıları olan bir kadını sevmek, kadının takati yetmeyince,kolları ayakları tutmayıp da düştüğü o karanlık cehenneme, bir mabede girer gibi huşu ve sükût içinde yürümektir.’
Sayfa 190Kitabı okudu
zeyyat dedi ki: her halinde türlü türlü rezillik eğilimi vardır
Kendini ele verecek bir şey yapmazdı. Bu­nu bildiğimden, hiç aklıma gelmeyen bir biçimde açık ver­mesi beni çok sarstı.
Fark yaratan kadınlar,
Güçlü kadınlar kasırga gibidir. Boyun eğmez, neredeyse ulaşılmaz hale gelirler. Hiçbir şeyden vazgeçmiyorlar. Sağduyuludurlar ve neredeyse gizlice severler. Kendine güvenen bakışları ve morluklarla dolu kalpleri var. Gülümseyip gözyaşlarını yutuyorlar. Fark yaratan kadınlar onlar.
Buna da spor salonlari diyebiliriz.
Dans ederken de olabildiğince büyüleyici görunmeye ve en güzel olduguna inandikları yerlerini en çekici bicimde göstermeye yemin etmis gibiydiler kadınlar.
Sayfa 201
153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.