"İdareli bir demokrasi muhteşem bir şeydir, Manuel, idare edenler için... en büyük gücü de 'özgür'ün 'sorumluluk sahibi' olarak tanımlandığı ve neyin 'sorumsuz' olduğunu idarecilerin belirlediği 'özgür basın'dır."
Kimse devrimi korumak için diktatörlük kurmaz; diktatörlük kurmak için devrim yapar.
Zulmün amacı zulümdür. İşkencenin amacı işkencedir. İktidarın amacı iktidardır.
Maymunlar ve insanların bilişsel olarak yer değiştirdiği, bizim bildiğimiz evrimsel piramidi alt üst eden bir paralel evreni keşfederken tek düşündüğüm ana karakterin yalnızlığı oldu. Kendimi benzer bir durumda hayal etmekten alıkoyamadım, ya benzer bir durumda maymunların zeki oldukları bir uygarlıkta tek başına kalan, özgürlüğü için çırpınan, kafeslere tıkılan, üzerinde deneyler yapılıp tasmalarla gezdirilen ben olsaydım nolurdu? Korkunç bir yalnızlık ve çaresizlikten ziyade harika sorulara cevap aramış bu kitap, bu yüzden okuması keyifliydi.
Tek eleştirim ise sonu oldu, böyle ve benzer sonları bir türlü sevemiyorum açıkcası. Tahmin edilmeyen bir şaşırtmacayla sona erdirilmiş olması tatsız bir ruh halinde bıraktı beni, bu haliyle basitleştirdiğine inanıyorum var olan hikayeyi.
Dahiyane! Isaac Asimov'un Heinlein için neden bilimkurguya yön veren üç büyük yazardan biri dediğini kitabı elime alınca anlamış oldum.
Okurken heyecanlandıran zekice ayrıntılarla dolup taşan bir kitap hakikaten.
(Misal örgüt haberleşme sistemi için üç kişilik hücre sisteminden bahsederken sonrasında anlatılan açık üçgen piramidi sistemini anlamak, hayal etmek, anlamayıp geri dönmek, tekrar okuyup çözebilmek için uğraşmak harikaydı. kitabın benim için heyecan verici ayrıntılarından yalnızca biri!)
Kitabın anlatımında pek sevemediğim nokta ise olan olayları her ne kadar çok derin ayrıntılı da olsa özetleyici bir şekilde ve 'geçen ay şunlar şunlar oldu' şeklinde tasvir ederek anlatması oldu. Geçmiş zamanda bol ayrıntılarla olanları özetlemek yerine şimdiki zamanda anlatıyor olsaydı bence birkaç kitaplık bir seri bile çıkardı bu kitaptan. Bu yüzden yer yer heyecanlandırsa da bazı noktalarda keşke olaylar olurken okuyabilseydik dedirtti.
Güçlü bir kadın ana karakteri okuması her zaman keyifli oluyor, bu kitapta da hikayenin merkezindeki adı Yılan olan şifacıyı tanımak, kendinden emin duruşu ve karşısına çıkan zorluklarla mücadele ediş şekli haz vericiydi. Yılanlarla insanları tedavi etmesi ve yılanları anlatış biçimi garip bir yılan sempatisi beslenmesine sebep oluyor doğrusu. Aynı zamanda hikayenin dingin bir sürükleyiciliği var, yoğun maceralarla hızlı bir akıştan ziyade sakin ama yer yer heyecanlandıran bir gidişatı vardı. Ele alınan olayları ve kurgusunu da açıkçası sevdim, hatta araya çok masum bir aşk ve tatlı küçük bir kız çocuğunun da eklenmiş olması ayrıca hoştu.
DüşyılanıVonda N. McIntyre · İthaki Yayınları · 202258 okunma
Polisler her zaman suçluların zenginleştiğini görür. Bir polisin suçlular için en elverişli konumun yüksek mevkiler olduğunu görmemesi için epey aptal olması gerekir.