Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
242 syf.
8/10 puan verdi
Mahkeme Tiyatrosu
Distopik ve iç karartıcı bir dünya. Hukukun ve insanlık tarihinin en temel ilkelerinin altüst edildiği bir dünyada yaşayan Josef K.’nın hikayesi. Kafka kitabın içinde kelime oyunu da yaparak aslında kitabın kahramanının kendisini olduğunu açıkça belli etmiştir. Bu yüzden gözlemci bakış açısıyla yazılmasına rağmen aynı zamanda Kafka’nın iç dünyasının dışavurumudur bu eser. Kafka’nın tasvir ettiği bu dünyada hukukun ve adaletin en temel ilkeleri olan; masumiyet karinesi, adil yargılanma, mahkemelerin bağımsızlığı, suçun açıkça isnat edilmesi, savunma hakkı, aklanma hakkı, yargıçların bağımsızlığı ve mahkemenin her bir ögesinin görevi gibi temel ilkeler ve düsturlar bu dünyada adeta yok sayılmış ve rejimin ve diğer insanlardan üstün olanların istekleri doğrultusunda şekillenmiştir. İşte böyle bir dünyada aklanmaya ve hakikati ortaya çıkarmaya çalışan hikaye kahramanımız bu uğurda mücadele verdikçe bu dünyayı tanımaya başlamış ve bu karanlık dünyanın kahramanlarıyla bu dünyada aklanmanın mümkün olmadığının farkına varmıştır ancak bu farkındalık herhangi bir değişikliğe sebep olmamıştır maalesef. Kafka bu absürt romanıyla bizlere birçok hayati mevzuyu çarpıcı şekilde gösteriyor. Son olarak da hikayenin sonundaki kaçınılmaz sonun aslında insanlığın kaçınılmaz sonu olduğunu anlıyoruz.
Dava
DavaFranz Kafka · Karbon Kitaplar · 201753,1bin okunma
176 syf.
5/10 puan verdi
·
28 günde okudu
İşte
İlk hikayeler güzeldi, bir hikaye beni fazla etkiledi okumaya başladığım sıralarda nefret ettiğim biri vardı o kadar yumuşadım ki gittim ona yazıp hatasına rağmen ben de helallik istedim mal gibi sonra görüldü attı ben de yazmakla hata yaptım diyip tekrar engelledim aptalca bir şeydi bana belki ömrüm boyunca zararı olacak bir kitap oldu. Ya da yararıdır umarım. Of. Okumaya başlarken nefretimin dinmesini amaçlamıştım sadece. Keşke Kur'an falan okusaydım
Her Şeye Rağmen Sevgi
Her Şeye Rağmen SevgiLev Tolstoy · Arkhe Yayınları · 20151,064 okunma
Reklam
200 syf.
5/10 puan verdi
Saf Mutluluk Üzerine
Para mı, aile mi, ev mi yoksa hiçbiri değil sevgili mi? Hangisi o çok arzuladığımız mutlululuğa bizi ulaştıran ? Bu güncel Fransız romanı bu klişe sorunun cevabını tam olarak vermese de bunun üzerine bizleri düşündürüp bazı cevaplara çıkarıyor. Bazı yollar sunarak ve fikir çatışmaları üzerinden kendimizce birtakım cevaplara ulaşmamıza yardımcılık rolü üstleniyor. Roman olarak geçen ama aslında özüne baktığımızda küçük bir hikaye olan bu kitap sade bir hayat süren, tuhafiyeci dükkanı olan eşi ve çocukları olan Jo’nun hayatının piyango kazanmasıyla birlikte hayatının değişmesini konu alıyor. Jo, bir anda milyoner olduktan sonra kendisine birçok kez “Arzularının Listesini” hazırlıyor ancak görüyoruz ki bu liste aslında hiçbir zaman tek seferde bitecek bir liste olmayacak çünkü o da çok iyi biliyor ki insan, arzuları sürekli yenilenen ve asla açlığı bitmeyen bir hırs abidesidir. Jo, kocasının piyango çekini alıp kaçmasıyla şoka uğruyor ancak bu şok hayatta gerçek duyguları tanımasına sebep oluyor. Jo bu şekilde gerçek mutluluğu, güveni, ihaneti, aşkı ve acı gibi ortak duyguları tecrübe ediyor. Bu kitap sonunda bizi aslında hepimizin bildiği ama ne kadar farkında olursak olalım hepimizin farklı yollardan geçip aynı ya da benzer sonuçlara ulaştığımız mutluluk arayışı için güzel bir örnek gözler önüne seriyor.
Arzularımın Listesi
Arzularımın ListesiGregoire Delacourt · Pegasus Yayınları · 2014118 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
Büyüleyici
Sabahattin Ali’nin o tatlı ve o aynı zamanda ruha dokunan diline hayran kalmamak mümkün değil. Bu yüzden bu roman aslında sadece bir roman değil bir hayat hikayesi, bir iç hesaplaşma ve insana topluma dair bir gözlem esasında. Sabahattin Ali Ömer karakteri üzerinden insanın vicdanıyla zekasının, sevdiğiyle adeta kendi deyimiyle içimizdeki şeytanın
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
127 syf.
8/10 puan verdi
Bir Romantiğin Öyküsü
Realist ve aynı zamanda romantik yazarımız “acı” anlamına gelen “Gorki” lakaplı ünlü rus yazar, Aleksey Maksimoviç Peşkov’un yazdığı kitaplarının arasında bence onu en iyi tasvir eden, nasıl bir yazar olduğunu özetleyen kitabı budur. Çünkü kitapta yer verdiği kendi tabiriyle “toplum süprüntüsü” adını verdiği insanların yaşamda acılar çeken, yoksul, alt tabaka, birkaç kuruşa geçinmeye çalışan ancak diğer bütün insanlar gibi yaşamda aynı duygulara sahip olan insancıkların yaşamlarından kesitler sunuyor bizlere. Onların yaşamını realist gözüyle ancak romantik bir anlatımla sunuyor. Çünkü bunu yapmasının sebebi bu insanların hayatına yalnızca bir gözlemci, uzaktan izleyen ancak hiçbir şey yapmayan insanlar gibi kalmak istemiyor; aksine onların yaşam alanlarına, evlerine, sokaklarına, işlerine, aşklarına dahil oluyor ve içten bir anlatım tekniğiyle bunu yazıya döküyor. Bu sebeplerle biz o insanlarla bütünleşiyoruz ve misalen söylüyorum o meyhanede oturuyoruz, o sokakta dileniyoruz, o ağacın altında aşk rüyasına dalıyoruz. O yüzden “Gorki” bu lakabı boşuna almadığını bize kaleminin ve iç dünyasının gücüyle fazlasıyla gösteriyor.
Aşk Rüyası
Aşk RüyasıMaksim Gorki · Karbon Kitaplar · 2019395 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
Toplumsal Çıkarımlar
Birbirinden farklı ancak ders ve içerdiği ögeler bakımından ortak gayeler ve konular içeren altı öykü bulunan kitap cumhuriyetin ilk yıllarında devrim niteliğinde değişen toplum yapısının Türk halkı üzerindeki etkilerinden bahsediyor. Bunun yanı sıra toplumumuzda uzunca zamandır süre gelen hurafeler, batıl inançlar, gelenek görenek adı altında
Meyhanede Kadınlar
Meyhanede KadınlarHüseyin Rahmi Gürpınar · Karbon Kitaplar Yayınları · 20202,049 okunma
Reklam
48 syf.
·
Puan vermedi
Değerlendirme
Kitap sürükleyici küçük yaş grubu için uygun ama yinede çok güzel bence okunabilir yani okumanızı tavsiye ederim şimdiden iyi okumalar sevgili okurlar…
Yıldızlı Öyküler 8 - Pastayı Kim Yedi
Yıldızlı Öyküler 8 - Pastayı Kim YediNehir Aydın Gökduman · Erdem Çocuk · 201762 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kitabı yorumlama
Kitabı çok beğendim.Okurlara tavsiye ederim sürükleyici bir kitap.Olayları okurken içindeymiş gibi olayı yaşıyorum ve ayrıca kitapta adı geçen karakterlerin yaşadığı duyguları bizzat hissediyorum. Kitabın konusu Charlie ve arkadaşlarının mekanik robotlar ile yaşadığı anormal olan olaylar şimdiden iyi okumalar
Freddy'nin Pizza Dükkanı'nda Beş Gece - 2. Kitap / Anormaller
Freddy'nin Pizza Dükkanı'nda Beş Gece - 2. Kitap / AnormallerScott Cawthon · Teen Yayıncılık · 2018109 okunma
112 syf.
6/10 puan verdi
Tanrılar Konuşuyor
Başlık iddialı gözükebilir ama aslında gayet basit çünkü yazar hayatıyla tartışmalı ve sansasyon yazar Andre Gide yunan mitolojisinin en meşhur tanrılarından Prometheus ve Thesusu iki kitapta iki farklı zaman ve mekanda konuşturmuştur. İlk kitapta Prometheus yazarın zaman diliminde bir cafede diğer tanrılarla güncele ve hayata dair diyaloglarda, tartışmalarda ve müzakerelerde bulunmuştur. Prometheus’un mitolojik hikayesi sembolik olarak yakın zaman dilimine uyarlanmıştır. Mitolojideki kartal, zincir ve ateş figürleri ve sembolleri insana uyarlanmıştır.İkinci kitap ise Thesus’un Atina şehrine kurmasından sonra emekliliğe ayrılıp dönüp arkasına baktığındaki hayat hikayesine dair görüşlerini anlatmaktadır burada da ilk kitaba nazaran daha fazla sembolik anlatım benimsenmiştir. Kitabın sonundaki mitolojik isimler sözlüğü hikayelerdeki kahramanların kim olduğunu bize özetleyerek kitabın içine girmemizi kolaylaştırmıştır. İçerik olarak tatmin etmese de anlatımdaki sadelik kitabın bir çırpıda bitirilmesini kolaylaştırmıştır.
Prometheus ve Theseus
Prometheus ve TheseusAndré Gide · Kapra Yayıncılık · 202257 okunma
70 syf.
8/10 puan verdi
korku ve utanç
Ne acı değil mi korkuyla yaşamak zorunda kalmak ayrıca o yetmezmiş gibi utançdan da korkmak. İşte bu kitap bütün psikolojik derinliğiyle bunu anlatıyor. Zweig freuddan ve onun öğretisinden ne kadar etkilendiğini bu kitabında açıkça belli ediyor. Rahat ve burjuva yaşamı süren, eşi saygın bir hukukçu olan ve iki çocuğuyla malikanede yaşayan kahramanımız kendini alışılmış yaşamının dışına bir maceraya atıyor ve kocasını aldatıyor burada hikaye başlıyor. Burada her şeyden ve her düşünceden habersiz kahramanımız, yaşadığı ilişkiyi ve içinde bulunduğu durumun farkında olmadan sadece maceradan duyduğu haz ve zevkten hoşnut oluyor. Ancak bu böyle devam etmiyor ve onu derin korkulara sürükleyen, terler içide bırakan, aklını donduran ve adeta nasıl yaşadığını hem unutturan hem de hatırlatan bir rolde şantajcı çıkıyor karşımıza. Ve uzunca bir süre kahramanımız bu korkunun içine hapsoluyor ve çıkış yolu arıyor, korkunun yanı sıra korkunun ardına saplanan ve birbirini tamamlayan utanç duygusu da eşlik edince kahramanımız bu durumun içinde ordan oraya savrulup duruyor. Hikayenin sonunda anlıyoruz ki yaptığı meslekten ötürü bu tarz insanların böylesi durumlarda nasıl davranacaklarını çok iyi bilen avukat kocası kadının şantajcı zannettiği aslında onun tuttuğu bir oyuncuyla bu oyunu oynuyor. Yalnızca kadının ders almasını isterken aslında onu bağışlamışken kadının korkunun içinde adeta ölüme sürüklendiğini görünce oyunu sonlandırıyor. Kitabın sonunda yazar bize ortak insani duygularımızdan olan korkunun tahlilini ne kadar iyi yaptığını hissettiriyor.
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,6bin okunma
Reklam
111 syf.
3/10 puan verdi
Ben bir direğim bu sizin iç hesaplaşmanız
Yolculukta ya da evde sıkıldıysanız hayata ve öyküye alışılmış anlatım ve dilin dışında birini arıyorsanız bu kitap tam size göre. Tatmin edici uzunlukta, sade bir dille, yormayan bilinç akışı tekniğiyle ve yazarın kararsız ama ısrarlı monoloğuyla birbirinden çok da bağımsız 10 tane öyküsüyle gündelik bir kitaptır. Kimi hikayesinde kendi benliğine arayan aynı zamanda dışardan delirmiş olarak görünen bir kahraman kimi zaman ise adeta dikkatli bir gözlemci ama bunu yalnıza kendi içinde çözümleyen ve kendisiyle tartışan bir kahraman var yazarın öykülerinde, bazılarında ise kendini bile eleştiren aynanda içinde iki yazar taşıyan bir kahraman olarak gözüküyor yazar hikayelerinde. Fazla bir şey beklenilmez ama okunur güzel kitap.
Köşe Başında Suret Bulan Tek Kişilik Aşk
Köşe Başında Suret Bulan Tek Kişilik AşkGüray Süngü · Dedalus Yayınları · 2014408 okunma
96 syf.
9/10 puan verdi
öz göze görünmez
“Hakikat sadece ama sadece yürekle görülür.” İşte böyle söyledi yazar küçük prense. Küçük prens yaşadığımız dünyadan başka bir gezegende yaşayan bir kaşif, bir meraklı, ufku ve yüreği bizim anlayamadığımız kadar geniş birisi. Bulunduğu gezegen kendi etrafı kadar küçücük ve o gezegende çok sevdiği evcilleştirdiği çiçeği ve hep çiçeğini yiyecek mi yemeyecek mi endişesini taşıdığı bir koyunu var. Yaşadığımız dünyada bir çöle düşmeden önce diğer gezegenlere gidiyor küçük prens. Birinde bir kral var, hükmediyor. Birinde bir sarhoş var, kederli. Birinde iş adamı var, evrendeki yıldızlara sahip olduğunu söylüyor ve onları sayıyor. Birinde bir kendini beğenmiş var, kendini övdürüyor. Birinde coğrafyacı var ama kaşif değil, yalnızca duyduklarını kağıda geçiriyor. İşte bu gezegenleri gezdikten sonra söyle diyor Küçük Prens “ Büyükler ne kadar da garip” evet yetişkinler ne kadar da garip öyle değil mi aslında Küçük Prens her şeyin ne kadar basit ve anlamının ne olduğunu çok iyi biliyor ama gezerken yetişkinlerin bütün her şeye ne kadar da kendi gözlerinden anlamsız baktıklarına şahit oluyor. Daha sonra yolu dünyada bir çöle düşüyor. Burada ise dünyanın büyüklüğüne hayret ediyor ama korkmuyor. Tilkiyle, yılanla, güllerle tanışıyor. İşte kitabın başından beri yazarla da aslında hikayesi burda başlıyor. Daha sonra öyle güzel bir ders verip bu dünyadan gidiyor. İşte kitabın sonunda anlıyorsunuz aslında bunun bir çocuk kitabı olmadığını.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Kapra Yayıncılık · 2021234,2bin okunma
314 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Doğa, İnsan ve Montaigne
“Doğanın istediği gibi yaşa, hiçbir dogmanın hiçbir kitabın kölesi olma.” İşte çevirmenin de önsözünde dediği gibi bu kitaptan bu iki dersi bu iki temel öğretiyi benimsemeden kitabı bitirmek mümkün değildir. Montaigne yaşamış olduğu yüzyıla göre oldukça geniş bir zamana yayılan düşünce anlayışı ve ruh anlayışına sahip ki bıraktığı eser hem geçmişe hem de günümüzden bile uzak geleceğe ışık tutuyor, sağlam bir insanlık ve doğa anlatısı bırakıyor. Denemelerinde temel olarak insan-doğa ilişkisi, ölüm, mutluluk, hüzün, ruhun anlamı, yaşamın anlamı, insanın temel ve ortak özellikleri olan;cinsellik, açlık, aile, iş vb, disiplin, eğitim ve tabi ki felsefe konuları üzerinde dilini eğip bükmeden düşüncelerini törpülemeden kısmadan serbestçe ve her kesime anlatıyor. Her konuda geçmiş zamanın unutulmaz filozoflar Sokrates, Platon, Diogenes, Aristo ve diğer birçok iz bırakan kişilerden alıntılar yapıyor ve bunu en doğru yerlerde en iyi biçimde kullanıyor. Montaigne ruhu ve yaşamı insanın yapay olarak yaşama ve hayata eklediklerinden arındırıp salt tabiata ve ruha özgü şeyleri anlatarak oldukça uyulması gereken dersler veriyor. Son olarak onun da dediği gibi onun amacı eğitmek, öğretmek, üstünlük taslamak, bilgiçlik değil salt deneyimlerinden hayatı yorumlamasından ve aslında hepimizin bakması gereken basit perspektiften insanları uyarmak. Değerlendirmemi hali hazırda zaten klasiklerden olan bu kitabı her yaşta insan mutlaka okumalı ve kütüphanesinde bulundurmalı ve hayatındaki zorluğa bir yol aradığında güzel bir bakış açısı olarak kitaptan faydalanmalıdır.
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,5bin okunma
Değer
Dinlemenin değeri anlaşılmasında, bilginin değeri ayırt edilmesinde, konuşmanın değeri yaratıcılıktadır.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.