Şükran duygusu, beynimizde dopamin adlı bir maddenin salgılanmasını sağlar.
Fizik ilmi hakkında bir fikri olmayan, dua etmekle bulutların gidişatının değişeceğine, hastalığın hatta ölümün duracağına inanan bir insan, mucizede olağan üstü bir şey görmez. Çünkü ona göre olayların bütün akışı Tanrı’nın keyfine bağlıdır.
Sayfa 29Kitabı okudu
Allah'a kalbinle mi bağlısın ödünle mi?
Bir gün bir arkadaşımın evine gittiğimde TV açıktı ve birtakım bozuk sesler geliyordu. Kızım bu ne gürültü kapatsana şunu dediğimde şöyle bir diyalog geçti:
- Bir şeyler acaçaktım bu çıkınca değiştiremedim.
- Niye değiştirmiyorsun ?
- Duymuyor musun Kur'an okuyorlar.
- ..?
Sonra farkettik ki bir Arap kanalında hikaye-şiir tarzı seyler
Jung'a göre din, bireyden asla ayrılmayan psişik bir işlevdir. Din, psişenin derin ve ezeli yönüyle ilişki kurmayı sağlar. Bu işlevin yerine gelmemesi kişinin ruh sağlığını bozar.
Freud'un söylediği gibi din bir nevroz değildir, aksine dinin olmaması kişinin nevroza girmesine neden olur.
Sayfa 119Kitabı okudu
Takıntılı bir nevroz gizli bir dinin yarı komik yarı trajik bir karikatürünü temsil eder.
Sigmund Freud
Tüm inanlarda dini uygulamalara zorlayan güdüler kendileri için bilinmez durumdadır ya da bilinçte kendi yerlerine geçmiş olan başkaları tarafından temsil edilirler.
Sigmund Freud
Totemleri bulduğumuz neredeyse her yerde aynı zamanda aynı totemin insanlarının cinsel ilişkide bulunmasına ve buna bağlı olarak da evliliklerine karşı bir yasa da buluruz. O halde bu totemizmle ilgili bir kurum, "dış evliliktir".
Sigmund Freud
Şimdi, tabu adetleriyle takıntılı belirtiler arasındakı uyuşmanın net olarak göründüğü noktaları özetleyelim: (1) yasakların saptaması olası bir güdüden yoksun oluşu; (2) bir iç gereklilikle sürdürülmeleri; (3) kolayca yer değiştirilebilir oluşları ve yasaklanmış nesneden bulaşma riski bulunması; (4) törensi eylemlerin uygulanmasına yönelik emirlere yol açmalıdır.
Sigmund Freud
Bir hükümdarın "yanlızca korunması gerekmez aynı zamanda ondan korunulmalıdır".
Sigmund Freud