Her insanının bir hikayesi vardır; acısıyla, tatlısıyla bazen o hikaye acıysa ikayesini içine atar ve birikir, birikir ve içinde zehir olur. O hikayeyi bazen kendisiyle baş başa kalarak atlatır ya da birisiyle dertleşmek ister.
Bu sebepten insanları gözlemlemeyi çok seviyorum. Çünkü; her insanın yüzünde farklı bir hikaye vardır onu görürsün bazen bunu bir deniz kenarına oturup gelenleri geçenleri izlerken bazen de oturduğun bir mekan da görürsün. Bugün de kendimle baş başa kaldım. Hem kendi hikayemi deniz ile paylaştım. Hem de çevrem de gözlemlediğim insanların hikayelerine baktım. Kimisi o acılarını koşarak kimisi oturup bir yerlere bakarak kimisi de gökyüzüne bakarak paylaşıyor. Ben de kendi hikayemi içimdeki zehirli deniz ile paylaştım. O kadar acı vermiş ki göz yaşlarım daha da fazla kıyıya vurdu.
Kitabın kapağı ile konusu oldukça alakasız, yazarın daha önce okumuş olduğum kitabı gibi paranormal olacağını düşünüyordum, ama polisiye kitabıymış. Yine de dili oldukça akıcı. Konusu da ilgi çekici. Jennifer McMahon ismini nerede görsem o kitabı sorgulamadan satın alırım
Sen her defasında,
Gelip gelip giderken,
Bütün yolların açıkta,
Ben senden gitmek istediğimde,
Neden, bana tüm yollar tıkalı...
Bütün yollarım sokaklarım neden sen!!
Artık sevgi değil bu sendeki
Zulüm bana,
Artk dost değilim yar değilim
Ben sana, düşman olmuşum
Prangalar bağlamışsın ayaklarıma
Gözlerimi bağlamışsın,
Oysa sen,
Körsün,sağırsın,dilsizsin bana
Sadece savuruyorsun beni rüzgara...