Şimdi İslâmiyette akıl nedir? Aklın methine ait yüzlerce hadîs var. Buna mukabil, sırf akılla da bir şey olamayacağına ait birçok ölçü mevcut!.. İslâm, teslim olmaktır. Teslimiyet, selâmet, İslâm... Bir aileden geliyor bu mefhumlar.... Teslimiyet akılla, aklı teslim etmekle olur. Aklını teslim eder müslüman; boğazından yukarısı yoktur müslümanın... Yeri- ne teslim eder onu... Bir doktora; neşterini de iyi kullandığı- nı duyduğumuz veya bildiğimiz doktora, burnumuza koyduğu bayıltma ilacına kadar kendimizi teslim ediyoruz. O, beni keser mi, öldürür mü diye düşünmüyoruz da ebediyetin doktoruna nasıl teslim olmuyoruz? Akıl kendisini teslim eder, teslim olduktan sonra ona gerçek akıl iade olunur ve şimdi akılla düşün, denilir. Tâbi akılla, metbu akılla değil... Tâbi olunan akıl değil, tâbi olan akıl... Ona "akl-ı selim" derler. İşte bütün incelik buradadır
Fakat Nasrettin Hoca ondan çok üstün... Bir fıkracığını alalım ele, görün nasıl oluyor yeni baştan Nasrettin Hocayı keşf... Her şeyimiz yeni baştan keşfedilecek... Beklediğimiz büyük inkılâp budur. Son zamanlarda Garp felsefesinin vardığı hakikatlerden biri, bir ilme talip olmak için o ilmin mukaddimesinden birşey bilmek lâzım olduğu hakkında... Bilmem anlatabildim mi? Meselâ ampulü görmemiş olan, ne olduğunu bilmeyen, gidip bakkaldan bir ampul isteyemez. Bilmediğimiz mevzu- da bile bir ilk bilgi sahibi olmaya mecburuz. Çok derin bir hikmet...