Dünyayı anlamlandıran insan, çevresine, farkında olmadan değil de biraz bilinçli, düzenli, yöntemli ve tutarlı biçimde bakarsa, bakmaya çalışırsa, o zaman ona homo semioticus adını verebiliriz.
Yeni bir inceleme ile herkese merhaba : )
KIZLARIN SUSKUNLUĞU adlı kitabı bir haftadır bitirmeye çalışıyorum ve kitap hiç akmıyor. Bu yüzden çerezlik diye hitap ettiğimiz bir kitap okumak istedim. Narsist tam olarak aradığım kitaptı !
Genelde kadın karakterleri çok sevmem ama Tanrı aşkına Soraya! Çok sevimli. Aşırı sevdim. Ne istediği bilen, özgüvenli, sevecen bir kadın. Kısacası -çoğu huyu dışında- olmak isteyebileceğiz bir kadın! Fazla cesaretli demeyi unuttum!
Not: bende saçlarımın uçlarını çok boyamak istiyordum ama hep ne derler acaba düşüncesindeydim. Biraz önce saç boyası siparış verdim teşekkürler Soraya!
Ah Graham... adamım ego bir insana bu kadar yakışamaz! Tabularını Soraya ya karşı yıkman o kadar hoş ki...
Kitap her yerde +18 olarak geçiyor. Bunun sebebi içinde cinsellik anlatılması olarak düşünebilirsiniz. Biraz da öyle. Fakat içinde cinsellikten çok karakterlerin konuşması bir hayli cinselliğe dayalı. Ben bu konularda çok rahatsız olsam da rahatsız edecek kadar değildi.
Graham ile annesinin ilişkisini anlatan bir geçmiş okumak isterdim ama yazar çok kısa değinmişti. Kitap biraz daha uzatılabilirdi sanki azıcık yarım kalmış gibi hissettim.
Kısacası çerezlik biraz dinlenerek okuyabileceğiz bir kitap okumak istiyorsanız rahatlıkla okuyabilirsiniz.
Açıkçası bu kitabı okumaya başladığımda “Genç Werther in Acıları” nı okurken aldığım hazzı alırım sanmıştım. Acıdan yoğurulmuş cümlelerin nehrinde yüzerim sanmıştım. Büyük yanılgımın gerekçesi ise bu kitap yeraltı edebiyatı imiş. Ben kaldıramadım. İsme aldanmamak lazımmış.
Evet, Nietzsche ile tanışmam bu cümle ile olmuştu: Tanrı öldü.
Kitap her ne kadar kurgusal olarak dizayn edilse de tamamiyle gerçekçi olaylar çevresinde şekillenmekte. Öyle ki Nietzsche’yi tanımanın ilk adımı olarak önerilebilecek seviyede bilgilendirici öğeler barındırmakta.
Öncelikle yazar Yalom’un daha önce okuduğum eserleri üzerinden yola
Bunu çoktan anlamıştım zaten; elif şafak'tan, ayşe kulin'den, zülfü livaneli'den, küçük iskender'den, cezmi ersöz'den vs. ama dün yine gördüm orhan pamuk'tan: yaşar kemal gibi, vedat türkali gibi, ahmet hamdi tanpınar gibi, latife tekin gibi, sabahattin ali gibi, yusuf atılgan gibi, cengiz aytmatov gibi edebiyatı bana derinden ve yürekten, üreterek sevdirenlerin değerini...