Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Bir süredir okuduğum kitapların içine o kadar giriyorum ki telefonu elime alıp alıntı paylaşmak çok zor geliyor.
Dijital Kale
Dijital Kale
kitabında o kadar alıntılayacak yer olmasına rağmen sadece üç tane alıntı paylaşmışım mesela. Bu süreçte şunu fark ettim gerçekten bir kitabın içine girdiğimde, olay örgüsü beni sardığında kitabı bırakıp alıntı paylaşmak gerçekten çok zor ve eğer bunu yapıyorsam kitabın içine yeterince girmemişim demektir. Bazı okurlar görüyorum bir alıntısını defalarca paylaşıp binlerce okura ulaşmış. Gerçek bir okur onu kaç kişinin takip ettiğini önemser mi? O zaman akıllara ikinci bir soru geliyor, okuduğumuz kitaplar bizi değiştirmiyorsa, güncellemiyorsa, bize ruhsal olgunluk katmıyorsa, hala üç beş kişinin bizi takip etmesini önemseyip canhıraş bir çabayla takipçi edinmeye çalışmamızı önlemiyorsa ne işe yarıyorlar? Burada da küçük bir güruhun birbirini pohpohlayarak kendini değerli hissetmeye çalıştığını görüyorum. Çok kitap okuyan ama yazım yanlışı yapan( hayır yapılamaz), çok kitap okuyan ama sözcük dağarcığı hala çok kısıtlı olan(nasıl olur), çok kitap okuyan ama hala dar fikirlere sahip insanlar görüyorum. Kitlesel gelişimi güzelleyen, kişisel gelişimi yeren ekole karşı şunu söylemek istiyorum. Kitap okuduğu halde kişisel olarak gelişemeyen bir toplumu kitlesel olarak nasıl geliştireceğiz? “Kendime sorular”
Kuyuya talip olunmadan Mısır’a sultan olunmaz.
Reklam
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Okumaya Değer
Cidden ama cidden tekrar okuyacağım ama son bölüme gelince kitabı okumayacağım, bir kitap oldu. Çiçek gibi bende bu kitabın sonunu öğrenmek istemezdim, sonu dışında çok güzel kitap. Bence akılda kalsın diye sonu öyle yazılmış. Kitap bana çok ilham verdi. Okuduğum süre boyunca bir sürü resim çizdim, yazı yazdım. Çok güzel ve önyargısız bir şekilde başlanması gerekiyor. Artık insanlar böyle kitaplara aşırı önyargılı oluyor, görürseniz birinin kütüphanesinde bu seriye bi şans verin ve deneyin. Emin olun bu 02.02 ve 03.03 ü özellikle isteyeceksiniz. İkisi de birleşik kitaplar. 00.00 ve 01.01’de öyle, şansınız varsa birinin elinden tuttun
03:03 Dolunayda Açan Çiçek
03:03 Dolunayda Açan ÇiçekN. G. Kabal · Ephesus Yayınları · 20204,210 okunma
Türkiye’de eleştiride -yalnızca edebiyat eleştirisinde değil, topluma ya da kültüre yönelik eleştiride de- reflekse dönüşmüş bir yaklaşım var. Bir yokluk tespitiyle, onsuz yapılamayan şu ilk cümleyle başlıyor eleştiri: Bizde felsefe yok, bizde roman yok, bizde trajedi yok, bizde eleştiri yok, bizde birey yok.
Sayfa 101Kitabı okudu
272 syf.
·
Puan vermedi
Yazar Haig’ i ilk Gece Yarısı Kütüphanesiyle tanıdım. Aforizmalar tadında yazılmış bir kitap Rahatlama Kitabı. Gece Yarısı Kütüphanesi’nin abartıldığını düşünüyordum, tabi ki Dostoyevski Jack London okuyan bir insan için başka yazarlar maalesef derinlikli bulunmuyor çok okuyan insanlar tarafından. Sözü açılmışken çok kitap okumak gerçekten de tatmin olma eşiğimi yükseltti. Bu sebeple yazara o kadar da bayılmamıştım. Yine de okumak istedim. Ve bu kitabını beğendim. Sanırım ben aforizmik, yaşam dersi veren tarzda kitapları beğeniyorum. Bu kitabı beğenmemdeki ikinci bir faktör yeni tanışıp aşık olduğum
Marcus Aurelius
Marcus Aurelius
tan bol bol bahsetmesi. Aslında aynı yazardan, aynı düzeyde etkilenmiştik. Tabi ki burada Marcus Aurelius güzellemesi yapmayacağım ama bu kitabı sevmemdeki en büyük etkenlerden biri yazarların benzer tarzlarda benzer fikirlerde yazmış olması. Gece Yarısı Kütüphanesinden sonra bu kitap önyargımı az da olsa kırdı Haig okumaya devam edeceğim. Ve bana göre Matt Haig okumaya Rahatlama kitabından başlamak daha mantıklı.
Rahatlama Kitabı
Rahatlama KitabıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20222,305 okunma
Bir oteli yönetmekle bir kurumu, geniş bir işletmeyi, bir ülkeyi yönetmek aynı şeydi aslında. İnsan kendini, olanaklarını tanımaya başlayınca bocalıyordu, dayanamıyordu. Ülkeleri yönetenler iyi ki bilmiyorlardı bunu; yoksa bir otel yöneticinin yapabileceğinden çok daha büyük hasarlar yaparlardı yeryüzünde.
Sayfa 125 - CanKitabı okudu
Reklam
Umarım eleştiriye açıksınız
Her fırsatta ileti de yorumlar da kitaplarını öne çıkarmaya çalışan yazarlarımız ve şiirlerimiz,böyle yaparak sadece eserlerinize kötülük yapmaktan başka birşey yapmıyorsunuz,yapıtlarınıza bir şans verin,onları her daim reklam malzemesi yapmaktan sakının,bu sadece onların değerini,kalitesini ve prestijni eksiltmekten başka bir şeye yaramıyor, bir eser zaten içeriği ile en güzel reklamını yapmış olur sizin ekstra bir şey yapmanıza gerek yok Ve Necip fazıl kısakürek'in dediği gibi Pazarcı bağırır, kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır, antikacı bağırmaz. Çünkü sadece malı ucuz olanlar kendi reklamını yapar.
320 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Çocuklar İçin Uygun Değil
Büyümesi 18 yaşında durmuş ve 400 küsür yaşında olan bir adamın acıklı hayat hikayesini anlatan ve içerisinde okuyucunun istifade edebileceği onlarca konu onlarca tavsiye barındıran bir kitap. Yazar konuyu kesinlikle ustaca işliyor ve okuyucuyu sıkmadan aksettiriyor. Ancak içerisinde bulundurduğu ve sıkça kullanılan argo kelimeler hatta küfür derecesinde kelimeler dolayısıyla kitabı yarım bırakmak zorunda kaldım. İçerisinde bolca bulunan sokak ağzıyla yazılmış argo içerikli cümlelerin ahlaki zayıflık oluşturduğu kanaatindeyim. Çocukların okumasını kesinlikle tavsiye etmiyorum. Keyifli bol okumalar.
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226,7bin okunma
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Limon Ağacının Kokusu
İsrail-Filistin olaylarına içerden gözlemle yaklaşılıyor. Gerçek bir hikayeden olması da ayrı üzücü. Gerçi konu çok spesifik değil ama bazı vurucu yerlerinin kurgu olmadığını bildiğiniz zaman kitap ağır geliyor. Filistinli bir adamın çocukluğunda yaşadıkları ve sonrasında anılarının üzerine inşa edilmiş Yahudi yaşamını benimsemeye çalışmasını konu alıyor. Zaten başka da çaresi yok maalesef şu durumda. Çocukken hatırda kalan bazı anlar olur. Yetişkin olduğunuzda basit sayılabilecek bir şey sizi o çocukluk anınıza götürür. Limon ağacı da tam olarak böyle.
Limon Ağacı
Limon AğacıSandy Tolan · Pegasus Yayınları · 20106,4bin okunma
Bir pantolon giyiyor sanırsın kapri. Bi oturuyor pantolon diz kapağına iki karış...Siz Celal Şengör müsünüz arkadaş!!
Reklam
202 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Fahrenheit
Merhaba kitap dostlarım, bugün sizlere Fahrenheit 451 kitabının yorumuyla gelmek istedim.Kitabın başlarında anlatılan ütopyaya çok hakim olamadığımı düşünürken birdenbire kendimi sorgulamaya geçmemle birlikte aslında elimin altında duran kitapları ateşe verdiğimi hissettim.Evet bende bir itfaiyeciydim.Tanrım reva mı bu ? İlla o ateşin parlaklığını görmeye çıkardığı sesi duymama gerek yoktu.Bende onları okumayarak yakıyormuşum kalbimde küle çeviriyormuşumda farketmemişim.Geç farkettim tozlu rafların da zamanla alevlenebileceğini.Şimdi anladım ki okumadan geçen her gün kalbim bir itfaiyeci.Hayır durdurmalıyım bu döngüyü.Ya kitaplar beni yakıp küle çevirecek ya da ben onları seçim benim.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,1bin okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
Özgür olduğunuzu hissedeceğiniz en özel anlardan biridir kitap okumak
Günümüzden 50 yıl sonrasını tahmin edebiliyor musunuz ? Neler hayalinizde yer ediyor ? Orwell, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984) adlı romanında gelecekte dünyanın üç devletçe yönetileceğini kurgulamıştır. Kahramanımız Winston, diktatör yönetimlerin birinde çalışan memurdur. Diğer iki devlet de Winston'un bulunduğu devletten farksız değildir otorite konusunda. Kitabı tek cümle ile özetle derseniz okuyucuların ortak görüşü "Big Brother is watching you" olacaktır. Roman boyunca Winston dahil halk, evde, işte, sokakta her yerde izlenmektedir bir ekrandan. hayatınızın her evresi devletçe belirlenip uygulanma talimatı veriliyor. Uygularken gözetim altında oluyorsunuz. ⠀ Orwell, yaşamı boyunca gözlemlediği devletler ve özellikle Sovyet rejimine beslediği kin neticesinde dikatörlük kavramına Stalin'i oturtmuştur. Hayvan Çiftliği'nde bu bakış açısı göze çarpmaktadır. Winston, diktatör rejime karşı harekete geçmiş sıradan bir insandır. Harekete geçmese belki işkence görmeden yaşayabilirdi ama bir umutla harekete geçti ve başarısız oldu...⠀ Kitap okumaya, kahve ya da çay içmeye fırsatınız varken değerlendirin. Zira Winston uzun süre çamurdan hallice kahve içti. hele kitap... Özgür olduğunuzu hissedeceğiniz en özel anlardan biridir kitap okumak.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
"Birine haktan bahsetmek için, "vasiyyeh" kelimesi ile de tutarlı olarak, o kişiyi seviyor olmanız gerekir. Hakikatten bahsettiğiniz kişiye sevgi duyuyor olmanız gerekir."
Sayfa 63 - Timaş Yayınları - 8. BaskıKitabı okuyor
882 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.