Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
"Mani' ve muktazi tearuz ettikde mani' takdim olunur". Engelleyici delil ile gerektirici delil karşı karşıya gelirse engelleyici olana öncelik tanınır.
Sayfa 66 - İslam Hukukunun Kaynakları. Diğer Kaideler.Kitabı okuyor
"İctihad ictihad ile nakzolunmaz". Bir ictihad, başka bir ictihadla bozulmaz ve çürütülmez.
Sayfa 66 - İslam Hukukunun Kaynakları. Diğer Kaideler.Kitabı okuyor
Reklam
"Ala-hilafi'l-kıyas sabit olan şey saire makisün aleyh olmaz". Kural dışı/istisnai olarak konulan bir hüküm başka meselelere dayanak olmaz.
Sayfa 66 - İslam Hukukunun Kaynakları. Diğer Kaideler.Kitabı okuyor
"Mevrid-i nasda ictihada mesağ yoktur". Hakkında ayet veya hadis bulunan konu ictihada kapalıdır. Olsa olsa o ayet veya hadisin anlaşılması yönünde ictihad (beyan ictihadı) yapılabilir.
Sayfa 66 - İslam Hukukunun Kaynakları. Diğer Kaideler.Kitabı okuyor
"Tasrih mukabelesinde delalete i'tibar yoktur". Sözle açıkça belirlemenin yapıldığı yerde, sözden veya fiilden başka anlamlar çıkarılamaz.
Sayfa 66 - İslam Hukukunun Kaynakları. Diğer Kaideler.Kitabı okuyor
A. Temel Fıkıh Kaideleri
Bunlar hiçbir zaman vazgeçilmeyen, hukukun müsellematından (axiom) olup bütününe yansıyan ve hemen hiç istisnası bulunmayan ana kaidelerdir ki, bazı müellifler bunları "el-Kavaıidü'I-Külliyyetü'I-Kübra" ismiyle anarlar.
Sayfa 62 - İslam Hukukunun Genel İlkeleri (Kavaid-i Külliyye)Kitabı okuyor
Reklam
562. Neceş helâl değildir.
Neceş, bir kimsenin alma niyeti olmadığı hâlde müşteri kızıştırmak için alıcı gibi davranması ve fiyat yükseltmesidir.
Sayfa 180 - MALİ MUAMELATKitabı okuyor
Re'y taraftarları sözü izafî bir şeydir
Hanbeli bilginlerinden Süleyman b. Abdi'l-Kavi et-Tufi, Hanbeli usûlüne dair yazdığı «Muhtasar u'r-Ravda» adlı eserin şerhinde şöyle der: «Bilesin ki re'y taraftarları sözü izafî bir şeydir. Hükümlerde re'y ile ictihad yapan herkese şamildir. Bütün İslâm alimleri buna dahildir; çünkü müctehidlerin hepsi ictihadlarında akıl ve re'ye başvurmadan yapamazlar. Doğruluğunda münakaşa edil- meyen «Tahkiku'l-Menât» ve «Tenkihu'l - Menât» gibi ictihad usullerini her müctehid kullanmıştır.
Sayfa 20 - REY VE ICTIHADKitabı okuyor
Nerede olursa olsun, ister Irak'ta, ister Medine'de, fıkhın bulunduğu her yerde re'y de bulunacaktır. İslâm hukukçularının hepsi sadece ellerindeki delillere göre, ictihadın şartlarında ihtilaf etmişlerdir. Kitab, Sünnet, İcmâ' ve Kıyası kabulde ve sadece bunlardan biriyle yetinmeme konusunda ittifak etmişlerdir. A'meş'in dediği gibi, hadisçiler nakilci olup, eczacı gibidirler. Fakihler ise tabip hükmündedirler. Bu itibarla fakih olmayan bir hadis râvîsi fetvâ vermeğe kalkışırsa gülünç duruma düşer.
Sayfa 19 - REY VE ICTIHADKitabı okuyor
Hüküm yalnız Allah'ındır. Hz. Peygamber ise, sadece O'nun tebliğcisidir. Islam hukukçusunun yaptığı ise yalnız nasslan kavramaktır. Fakih için hüküm koyuyor diyen kimse, fikih ve şeriatı anlamamış demektir. Hatta yanlış bir yola girmiştir...
Sayfa 16 - Giriş.Kitabı okuyor
Reklam
Maslahat-ı mürseleye göre hüküm vermek için şartlar
Aceleci değerlendirmelere ve istismara açık olduğu için neyin maslahat, neyin mefsedet sayılacağının tespiti ve maslahat-ı mürseleye göre hüküm vermek bazı şartlara bağlanmıştır. Bu şartları sıralayarak konuyu bitirelim: a. Maslahat kat'i olmalıdır. Yani tahmine ve vehme dayanmamalı; varlığından emin olunmalıdır. b. Maslahat külli olmalıdır. Yani kişisel ve özel değil, toplumsal ve genel olmalıdır. c. Maslahat zaruri olmalıdır. Yani beş temel değeri korumakla ilgili olup, gereğince hüküm verilmediği zaman büyük sıkıntılar ve yoksunluklar baş göstermelidir. d. Maslahat makul olmalıdır. Yani akl-ı selim tarafından onaylanmalıdır. e. Maslahat şer'i deliller ile çatışmamalıdır.
Sayfa 57 - İslam Hukukunun Kaynakları, Yöntemler. İstıslah/Maslahat-ı Mürsele.Kitabı okuyor
Selem; cinsi, türü, miktarı, özellikleri, teslim zamanı belirlenmek şartıyla para peşin, mal veresiye yapılan akittir.
Sayfa 45 - FootnoteKitabı okuyor
Teslimine güç yetmeyen muâmeleler:
Alış-verişin amacı satıcının paraya, alıcının ise mala malik olması ve bunların karşılıklı olarak teslim edilmesidir. Satıcı sattığı malı teslim edemezse satıştan beklenen yarar gerçekleşmez. Bu yüzden Hanefilerin çoğunluğuna göre, bir kimse teslimine güç yetiremeyeceği bir malı satsa, bu mal onun mülkiyeti altında bulunsa bile satış bâtil olur.
Sayfa 162 - Teslimine Güç Yetirilemeyecek Olanlar Şeyin Satış.Kitabı okuyor
İbnü'l-Kayyim ve hocası İbn Teymiyye gibi bazı Hanbelilere göre, satış sırasında mevcut olmamakla birlikte, adete göre gelecekte meydana gelmesi kesin olan şeyin satışı caizdir. Çünkü yok olan (ma'düm) bir şeyin satışının yasaklanması ne Kitapta, ne Sünnette ve ne de sahabe sözlerinde sabit değildir. Sünnette sadece garar satışı yasaklanmış olup, garar da; "teslim edilemeyen şey" demektir. Bunun mevcut olup olmaması sonucu değiştirmez. Kaçıp giden ve gelip gelmeyeceği belli olmayan at' in veya çalınan bir otomobilin sahibi tarafından satılması gibi. Burada yasaklamanın illeti ne yokluk ve ne de varlıktır. Satılanı teslim edememekten doğan garar (risk) halidir. Diğer yandan İslâm'da bazı durumlarda ma'dûmun satışı geçerli sayılmıştır. Nitekim olgunlaşacağı belli olan meyvenin dalında satışı caiz olduğu gibi, içi dolmuş bulunan taneli bitkilerin satışı da caizdir. Buna göre, bir şeyin gelecekte meydana gelip gelmeyeceği belirsiz ise, bunun satışı henüz mevcut olmayışından ötürü değil, garar yüzünden batıl olur. Kısaca, buradaki satış yasağının illeti teslime güç yetirememe yani garar halidir. Nitekim mevcut olup da teslimine güç yetirilemeyen şeylerin satışının yasak oluşu da bu nedene dayanır. Ibnü'l-Kayyim, I'lamü'l-Müvakkiin, Kahire 1325-1326, II, 8 vd; ez-Zühayli, a.g.e, IV, 429.
Sayfa 162 - BATIL SAYILAN ALIŞ-VERİŞ ÇEŞİTLERİ.Kitabı okuyor
Olmayan Şeyin (Ma'dûm) Satışı:
Henüz meydana gelmemiş olan bir şeyin satışının geçerli olmayacağı konusunda görüş birliği vardır. Delil Allah elçisinin şu hadisidir: "Nebi (s.a.) erkek devenin sulbündekini, dişi devenin karnındaki cenini ve yine hayvanın karnındaki doğacak yavrunun yavrusunu satmayı yasakladı."¹ Hadiste geçen "medâmîn"; erkek develerin sulplerindeki meniyi, "melâkîh"; dişi devenin karnındaki cenini, "hablü'l-huble" ise; dişi devenin yavrusunun yavrusunu ifade eder.² 1. Buhari Buyû 61; Müslim Buyû 5-6; Ebû Dâvûd, Buyû 24. 2. Malik, Muvatta 63; ez-Zeylâi, Nasbu'r-Râye, IV, 10.
Sayfa 160 - BÂTIL SAYILAN ALIŞ-VERİŞ ÇEŞİTLERİ.Kitabı okuyor
390 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.