“Mısır'da anlatılanlara göre tanrısal bir insan olan Theuth adında birisi sesin sonsuz olduğunu keşfetmiş. İlk defa bu kişi, sonsuzluk içinde sesli harflerin bir değil çok sayıda olduklarını, sesli harflerle aynı özden olmayan başka harflerin olduğunu ve bunların sayılarının da belirli olduğunu söylemiş. Ayrıca sessiz harf dediğimiz harfleri de o ortaya çıkarmış. Bu kişi, ardından sessiz harfleri bir kenara ayırdıktan sonra, seslileri ve ikisi arasında kalan sesleri tek tek incelemiş, onların her birine de birer unsur yüklemiştir. Sonra da hiç kimsenin bu harfleri tek tek kavrayamayacağı düşüncesinden hareketle aralarında bir bağ kurmuş ve harfleri bir bütün olarak düşünerek hepsinin toplamına da gramer demiştir. Gramer de sadece tek bir bilgi türüdür.”
“Taksim ne demek? Paylaştırmak, dağıtmak demek. İşte burası, Istanbul'da yaşayan insanların taksim edildiği yerdir. İnsanlar bu meydandan sokaklara, semtlere, caddelere dağıtılırlar. Ayrıca burada sürekli bir pay alma durumu da söz konusudur. Yani İstanbul'dan payına düşeni Taksim'de alırsın. Çünkü burada zevk, insan, uyuşturucu, kan, aşk, acı, akla gelen her şey taksim edilir. Hak edilen payların alındığı yer burasıdır. Tabii yapılan taksim bazen adaletli olmayabilir. Ama zaten meydanın adı sadece Taksim'dir. Adil Taksim Meydanı değil.”
“— Halkımız gelişme gösterdi.
— Çürüme ve yozlaşma beni daha çok çekiyor.
— Peki ya sanat?
— Sanat bir illettir.
— Aşk?
— Bir yanılsama.
— Din?
— İnancın yerine geçen moda akımı.
— Sen bir septiksin.
— Asla! Septisizm inancın başlangıcıdır.
— Nesin peki?
— Tanımlamak sınırlamaktır.
— Bana bir ipucu ver.
— İp dediğin kopar; labirentte kayboluverirsin."
Sayfa 224 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu