Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
''Kendimi kahramanın içinde düşünebiliyorum, fakat İbrahim Peygamber'in içine düşünerek nüfuz edemiyorum, o yüksekliğe erişince aşağıya düşüyorum, zira bana sunulan bir paradoks. Kaldı ki asla imanın aşağı olduğu fikrinde değilim, tam tersine, en yüksekteki o; öte yandan, felsefenin, imanın yerine başka bir şeyi koyarak, aşağılanmasına göz yummasının dürüstlük olmadığına inanıyorum.''
Sayfa 52 - pinhan
Kadere iman, tevekkülü netice verir. Bediüzzaman Hazretleri şöyle der: " iman, tevhidi; tevhid, teslimi; teslim, tevekkülü; tevekkül, saadet-i dâreyni ( dünya ve ahiret saadetini ) iktiza eder."
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Hulâsa; toplum huzur ancak, toplumun imanının kuvvetli olmasıyla mümkündür.
~~ "Allah'tan başka ilah yoktur." Dediğin zaman önce kalbinle de, sonra dilinle söyle! ~~
İslam dinini ve iman nimetini ihsan ettiği için Allah'a hamd olsun.
°° Demek, iman bir manevi Tuba-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise manevi bir Zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor. Demek selamet ve emniyet yalnız İslâmiyet'te ve imandadır. °°
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kolay anlat-anla
Kitabı çok beğendim. İman konusunu kolay anlayıp ve anlatmak isteyen herkese tavsiye ederim. Kitap herkesin anlayacağı bir dilde yazılmıştır. Öyleki işe yeni başlamış bir stajyer hocamız bu kitap ile kolay bir sohbet gerçekleştirmiştir. Öğrenciler ise sıkılmadan bir ilim kitabını ele alma şansını elde etmiştir. Akidenin önemli temeli olan bu konuyu araştırmanızı şiddetle tavsiye ederim. Allah hepimizi hak yolda sabit kılsın, İnşaAllah.
İman Esasları
İman EsaslarıNaşit Tutar · Dua Yayıncılık · 200855 okunma
Reklam
İMÂN KATEGORİLEŞTİRİLEMEZ!..
- "Âlemlerin, kendi yaratıcısıyla hiçbir nisbeti yoktur. Âlemler, sadece Allah'ın mahlûkları ve O'nun isim ve sıfatlarının tecelli aynalarıdır. Âlemle Allah arasında, birlik, ayniyet, nisbet, beraberlik gibi görüş yanlışlıkları, insana ancak manevî sarhoşluk vakitlerinde gelir..."
Sayfa 84 - 2.Levha, -Şahsiyet ve Müteâl (Aşkın) Olarak şuur- (İmân Kategorileştirilemez), İBDA YayınlarıKitabı okudu
KUR'ÂN, ALLAH KELÂMI...
- "Ku'ân, Peygamberin ağzından çıkmışsa da, her kim onu "Allah söylemedi!" derse kâfirdir..."
Sayfa 80 - 2.Levha, -Şahsiyet ve Müteâl (Aşkın) Olarak şuur- (Herkesin Bilebileceği), İBDA YayınlarıKitabı okudu
İMÂN, İTAAT ve KORKMAK...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
Hazretleri: "İbadet kelimesi, taat, rağbet ve rububiyetin ikrarı mânâlarına gelen şümullü bir kelimedir. Kul, imân etmek mevzuunda, Allah'a itaat ederse, kendisinde Allah'tan korkmak ve ummak durumu hasıl olur. Bu üç haslet kulda mevcut olunca, Allah'a ibadet etmiş olur. Allah'tan ummak ve korkmak hâli bulunmayınca, bir kimse mümin olamaz. Fakat nice müminler vardır ki, bir kısmında Allah korkusu çok, bir kısmında daha azdır. Kezâ, Allah'tan başka bir kimseye, sevabını umarak ve gazabından korkarak itaat etmiş kimse, ona ibadet etmiş sayılır; eğer her mevzuda yalnız itaat ve amel etmek ibadet olsa idi, Allah'tan başkasına itaat eden herkes, itaat ettiklerine ibadet etmiş olurlardı..."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 36-37, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İbadet), İBDA Yayınları
AMEL, İMÂNDAN AYRI...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
Hazretleri: "Amel, imândan ayrı, imân da amelden ayrı şeylerdir. Müminlerin bir çok zaman amellerden muaf tutulması, bunun delilidir. Bu muaflık hâlinde müminden imânın gittiği söylenemez. Âdet gören bir kadın namazdan muaftır; fakat ondan imânın kaldırıldığını yahut imânın terkedilmesinin emredildiğini söylemek caiz değildir. Şâri' (Şeriat sahibi), o kimseye "orucu terket, sonra da kaza et" demiştir. Fakat "imânı bırak, sonra kaza et" denilmesi caiz değildir. "Fakirin zekat vermesi gerekmez!" demek caizdir. Fakat fakirin imân etmesi gerekmez demek caiz değildir."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 35-36, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İmânın Mahiyeti-İmam_ı Âzam'dan), İBDA Yayınları
Reklam
İMÂNDA ŞÜPHE OLMAZ...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
Hazretleri: "İmân artmaz ve eksilmez; çünkü imânın artması ancak küfrün azalmasıyla, eksilmesi de küfrün artmasıyla tasavvur olunabilir. Bir şahsın aynı durumda mümin ve kâfir olması nasıl mümkün olur? Mümin gerçekten imân eden, kâfir de gerçekten inkâr eden kimsedir. İmânda şüphe olmaz. Zira, Yüce Allah "Onlar gerçekten mümindirler" ve "Onlar gerçekten kâfirlerdir" buyurmaktadır..."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 35, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İmânın Mahiyeti-İmam_ı Âzam'dan), İBDA Yayınları
FÂİL MAHLÛK, FİİLİ DE MAHLÛK...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
Hazretleri: "Kullar, amelleri, ikrarları ve marifetleri ile mahlûkturlar. Fail mahlûk olunca, onun fiillerinin evleviyetle mahlûk olması gerekir..."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 35, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İmânın Mahiyeti-İmam_ı Âzam'dan), İBDA Yayınları
YAKINLIK ve UZAKLIK...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
Hazretleri: "Allah'a yakınlık ve uzaklık, mesafenin uzunluğu ve kısalığı ile değil, keramet ve zillet mânâsınadır. İtaatli olan kul, Allah'a keyfiyetsiz olarak yakın, âsi kul ise keyfiyetsiz olarak Allah'tan uzak olur. Yakınlık, uzaklık ve yönelmek, yalvaran kula racidir. Keza Cennet'te komşuluk ve Allah'ın önünde bulunmak da keyfiyetsiz şeylerdir..."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 35, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İmânın Mahiyeti-İmam_ı Âzam'dan), İBDA Yayınları
İMANDA MÜSAVİDİRLER...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
Hazretleri: "Bütün müminler, "marifet, yakîn, tevekkül, muhabbet, rıza, korku ve ümit" gibi hususlara imân mevzuunda birbirlerine müsavidirler. Bu hususlara imânın dışında, birbirlerinden farklıdırlar..."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 35, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İmânın Mahiyeti-İmam_ı Âzam'dan), İBDA Yayınları
İMÂN ve İSLÂM...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
Hazretleri: "İmân dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir. Gökte ve yerde bulunanların imânı, imân edilmesi gereken şeyler yönünden artmaz ve eksilmez, fakat yakîn ve tasdik yönünden artar ve eksilir. Müminler, imân ve tevhid hususunda birbirlerine müsavidirler. Fakat amel itibarıyla birbirlerinden farklıdırlar. İslâm, Allah'ın emirlerine teslim olmak ve itaat etmek demektir. Lûgat itibarıyla İmân ve İslâm arasında fark vardır. Fakat İslâm'sız imân, imânsız da İslâm olmaz. Onların her ikisi debir şeyin içi ve dışı gibidirler. Din ise, imân, İslâm, ve Şeriatların hepsine birden verilen isimdir..."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 34-35, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İmânın Mahiyeti-İmam_ı Âzam'dan), İBDA Yayınları
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.