Psikolojik olarak insanı etkileyen bir kitap. Yaşı küçük ve ya ergenlik çağındaki insanların okumasını tavsiye etmiyorum. Yazar olaylardan çok karakterlerin iç dünyasını anlatıyor ve onları okurken bazen 'yeter artık' diyebiliyorsunuz. Hikayesi güzel fakat sonu 350 sayfalık bir kitap için sönük kalmış diye düşünüyorum.
- Garip bir adam şu karşıdan gelen. Elinde küçük bir yoğurt kutusu, sayıklaya sayıklaya ve söylene söylene geliyor baksana. Hey, o elindeki yaprağı görüyor musun? Ne de çok ilgileniyor onunla.
- Geceleri yapayalnız buralarda böyle dolandığına göre bir derdi olmalı.
- Yapayalnız ve karanlık bir adam.
(...)Bir kahkaha attı delioğlan, odanın içerisinde. Saatlerce dışarıda tek başına yürümüştü ve yurt odasına geldiğinde onu karşılayan yine yalnızlık olmuştu. Ve birden acı bir gülümsemeyle ağzından şu sözler döküldü: Yahu yalnızlık! Ne kadar da çok seviyormuşsun beni.(...)
Fakat şunu unutuyorlar: İşlerine gelecek kıvama gelmesi için insanları ne kadar sıkboğaz ederlerse etsinler, yer alacakları hadiselerin önüne ince hesaplarla suni bentler kurup diledikleri yöne doğru akması için ne kadar zorlarsa zorlasınlar bütün kaçışlarına rağmen firavunların koştukları ölümdür. Ve onlar bu ölümü can evlerinde beslerler.