.
Hayır anlamıyorum nasıl bu kadar vurdumduymaz olabiliyorsunuz, nerde Allah aşkına nerde bu vicdan, bu kadar da nankörlük olmaz şu verdiğimiz değeri ,kıymeti vaktinde bilin bee!!
Bize hiçbir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.
Aklım almıyor ya az önce şahit olduğum olaya içim gitti; Bir insan nasıl bu kadar kötü olabilir, nasıl nasıl..
Bu kadar vahşilik olmaz ağzımı asla bu denli bozmamıştım ş*siz olunmaz.
Hiç bir şey söyleyemiyorum vicdan- karakter diyip üzülerek susuyorum.
İnanın bana, kardeşlerim! Bedenden umudumu yitiren bedenin kendisidir. Son duvarlara vururdu aldanıcı ruhun parmaklarıyla. Kulak verin ve inanın bana, kardeşlerim! Yeryüzünden bütün umutlarını yitiren bedenin kendisiydi, var olanın sözlerini işitirdi.
Başıyla son duvarları, üstelik sadece başıyla da değil, bütünüyle geçip`öbür dünyaya` iyice gizlenmiştir insandan. İlahi bir hiç olan, insansız, insan dışı dünya. Varlığın karnı insanlara konuşmaz ama insan olarak konuşsa yeter mi?
Varlığı kanıtlamak zordur. Söyleyin bana kardeşlerim, en garip şey kolayca kanıtlanamaz mi?
Ben'in, benliğin karmaşık çelişkisi, kendi varlığını yolunca anlatır: Neyin ölçüsü, değeri olan, yaratan, dayatan, değer veren ben.
"Bir insan, yaşadığı zaman süresince kendini gerçek peşinde koşma kabiliyeti olan, AHLÂKÎ BİR VARLIK olarak kavrama imkânına sahiptir. Zaman, insana verilmiş hem tatlı ve hem de acı bir armağandır. Hayat, varolmak için kendine koyduğu hedeflere uygun bir ruh geliştirmesi için insana tanınmış bir süreden başka bir şey değildir; ve insan, bu gelişimi gerçekleştirmek zorundadır. Наyatımızın sıkıştırıldığı çerçeve, bizim kendimize ve diğer insanlara olan sorumluluğumuzu açıkça gözler önüne serer. İnsan vicdanı da zamana bağlıdır ve yalnız onunla varolur." (Andrey Tarkovski)
Sayfa 94 - 3.Levha -Kültür ve Zaman idraki-, Zaman İdraki, İBDA Yayınları