Tüm bunlardan dünyada iki insan ırkı olduğu sonucuna varabiliriz. Sadece iki: Düzgün insanların oluşturduğu "ırk" ve ahlaksızların "ırkı." İkisi de her yerdeydi, toplumdaki tüm gruplara sızmış haldelerdi. Hiçbir grup tamamen düzgün ya da tamamen ahlaksız insanlardan oluşmuyordu. Bu anlamda hiçbir grup "saf ırk" değildi ve bu yüzden de kamp gardiyanları arasında bile düzgün birileri bulunabiliyordu.
Geldikleri ülkeler, milliyetleri, dinleri, renkleri farklı olunca demek ki savaş mağdurları da farklı muameleler görüyordu bu iğrenç dünyada. Halbuki hepsi savaştan kaçmış zavallı kadınlar, çocuklardı. Hepsi insandilar. Tel örgülerin ardındaki o siyahi çocuğun kara gözlerindeki umutsuzlukla Ukrayna kampındaki mutlu beyaz, sarışın çocukların gözlerindeki umut ışıltıları arasında, cennetle cehennem kadar fark vardı.
Bizim ırkımızdan en uzak sözde "ırkları" aynı zamanda en homojen ırklar olarak görme eğilimindeyizdir; bir Beyaz için, bütün Sarılar birbirine benzer, ve tersi de muhtemelen doğrudur.