Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslâm Tarihi

İslam'ın Hıristiyan dünyasına karşı kazandığı ilk zaferleri, vakur fakat ateşli bir dille tasvir eden Vâkıdî, eseri zamanımıza kadar ulaşan birinci dönem tarihçilerinin en tanınmışlarındandır.
Mana YayınlarıKitabı okuyor
Bilinmeyen şeyin öğrenilmesini sağlayan bilgi, kılavuz" anlamındaki delil kelimesinin çoğulu olan delâil ile "Peygamberlik" anlamındaki nübüvvet kelimesinden oluşan delâilü'n-nübüvve tamlaması terim olarak "Bir peygamberin bizzat gösterdiği veya peygamberliğine alâmet olmak üzere kendisi dışında meydana gelen tabiatüstü olayları konu edinen, peygamberin getirdiği ilkeleri ilmi tahlillere tâbi tutarak bunların ilâhî kaynaklı olduğunu, dolayısıyla o peygamberin de hak peygamber olduğunu ispat olarak tanımlanabilir. Peygamberlerin gerçekleştirdiği tabiatüstü olaylar, benzerlerini meydana getirme açısından muhataplarını aciz bıraktıkları için mücize, nübüvveti kanıtladıkları için de delil-delail diye adlandırılır.
Mana YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İtâvet
İtâvet yani Üstün gelen kabilenin mağlup olandan zorla aldığı bir miktar maldı.
Sayfa 62 - (128) İrtidat eden kabilelerin düşüncelerine göre zekât ,İslam'dan önce uygulanan itâvet yani üstün gelen kabilenin mağlup olandan zorla aldığı bir miktar maldı.Bu durumda itâvet güçler dengesi gerektirdiği sürece kabilenin ödediği vergiden başka bir
Türlerine göre biyografik eserler
1. TABAKAT Ortak özellikleri olan insanların olusturduklari grupları ele almak üzere telif edilmiş ilan eserlerdir. 2. TERACİM "Açıklamak" anlamındaki "terceme" kelimesinin çoğunluğunu olan teracim, kişiler hakkında biyografik bilgi veren eserler için kullanılmıştır. 3. MENÂKIB "Menkabe" kelimesinin çoğulu olan menâkıb da biyografik bilgiler ihtiva eden eserler için kullanılmıştır. 4. FADÂİL Şehirlerin, kişilerin ya da belirli zamanların faziletlerini öne çıkaran eserler olarqk kaleme alınmıştır. 5. SÎRET Özelde Hz. Peygamber (sav), genelde ise diğer insanların da hayatlarını anlatan eserlere sîre (çoğulu: siyer) denir. 6.AHBAR Haber kelimesinin cogulu olan ahbâr; kişiler, mekanlar için yazılan eserlere isim olarak verilmektedir. 7. MEŞAYİH Kişilerin hocalarını derlediği bir tür de me'cemüş-Şüyûh denen türden eserlerdir. 8.VEFEYÂT "Vefat" kelimesinin çoğulu olan "vefeyât" önemli kabul edilen şahısların vefat tarihlerini belirlemek üzere yazılmış kitaplardır.
Mana YayınlarıKitabı okuyor
433 syf.
10/10 puan verdi
İslam Tarihinde Yer yer Hayretlere Yer Yer öfkeye, üzüntüye kapıldığım noktaları objektif tarafsız fâkat ehli sünnetin görüşünü benimser şekilde anlatan, diğer Tarih kitaplarını okuduğumda Kronolojik sıranın kopuk bir şekilde zihnimde dağınık kalmasına karşın Yazarın Kitapta Ana ve Ara başlıkları Çok sade alt metinlerle açıklaması ki dipnot ve haşiye kısımlarında klasik eserlerden Vâkıdî, Tâberî, Tabakât gibi hazine kitaplardan alması da zihnimi şevke getirdi , Ayrıca Her ana başlıkta o olayla ilgili Kişilere tarihlere sosyal siyasi yapıya bir girizgah yapıp zihni hazırlaması da anlamama çok güzel katkıda bulundu İlk defa bir İslam Tarihi kitabını Şevkle okudum.
İslam Tarihi 2
İslam Tarihi 2Adem Apak · Ensar · 2011875 okunma
İslam, evrimsel süreci reddeder.
Evrimi reddeden din mantığı, Yasin-82'de de şöyle ifadesini buluyor: "O'nun işi, bir şeyin olmasını istedi mi ona sadece 'ol' demektir, o da hemen oluverir" Oysa bilimsel yaklaşım, şeylerin oluşumunu birbirine karşı görece farklılıklar gosterse de belli nicel birikimler sürecine bağlı olarak açıklar. Yani şeyler bi anda ve doğaüstü bir gücün keyfiyetine göre değil, iç ve dış koşullarla belirlenen bir evrim sürecinde oluşur ve dönüşürler. Tanrı'nın 'ol' deyişiyle yoktan var olmadıkları gibi vardan da yok olamazlar. Kendi içlerinde sürekli bir hareketlilik gösterip belirli koşullara bağlı olarak nicel birikimler sonucu bir nitelikten diğer bir niteliğe dönüşürler. Dolayısıyla, "Allah'ın yarattığı değiştirilemez" ve Tanrı "istedi mi ona sadece 'ol' der, o hemen oluverir" cümlelerinde ifadesini bulan din mantığı, bilimsel mantığın tam karşıtıdır. Kaldı ki "kader"in mutlak inanç olduğu bir felsefede, bilimsellik ve bilim yönelimi de söz konusu olamaz.
Reklam
İslamî dönemdeki iktisadi, içtimaî, siyasî, kültürel ve hatta dinî birçok olayın kökenlerini câhiliye döneminde aramak gerekir. Çünkü vahyin ilk muhatapları bizzat Câhiliye Arapları'dır. Bu nedenle İslam öncesi Arap tarihini bilmek siyer ilmi açısından son derece önemlidir.
Mana YayınlarıKitabı okuyor
Telif ve Tercüme Siyerler
Siyer, Osmanlı döneminde daha çok edebi tarzda yazılmaya başlanmıştır. Siyer'e dair eserler, tercüme şeklinde lirik edebi unsurlar bakımından zengin olarak kaleme alınmıştır. Siyer eserleri telif-tercüme tarzında ortaya konulmuş ve bu eserlerde esas metne bağlı kalmaksızın müellifin kalemine ilham şeklinde gelen duygular samimiyetle anlatılmıştır. Eserler, manzum-mensur şeklinde kaleme alınmıştır. Bu eserlerden birçoğu günümüze gelmiştir. Özellikle telif eserler, Milli Kütüphane ve Süleymaniye Kütüphanesi gibi yazma eserlerin saklandığı kütüphanelerde mevcuttur.
Mana YayınlarıKitabı okuyor
Kur'an'daki "düşünmez misiniz?" ifadesi
Yine Tabbara, "Ant olsun ki, biz düşünen bir kavim için ayetlerimizi açıkladık", "düşünmez misiniz?" ifadelerinden, İslam'ın, "her şeyde aklı hakem seçtiği, insanları akıllarını kullanmaya yönelttiğini, Kur'an'da elli küsur yerde akıl ve akıl kökünden türemiş kelimeler zikredildiğini ve bunun da akıl­cılığın kanıtı" olduğunu iddia eder. Mantık çok basit ve o kadar da bilimdışıdır. Ve tabü diğer şeyler gibi akılcılığın ölçütünü de daha en baştan sınırlar: Allah'a iman Buna götürmeyen bir düşünce ve akıl, istediği kadar karşıtlarını ortaya koysun, Kur'an'a göre, akıl ürünü değildir! Yani çağın gerisinde, bilim yoksunu insanın hurafelere dayalı aklı, gerçek anlamda akıl olarak sunulmaktadır. Yağmurun nasıl yağdığıru bilmeyen insan, bunu bir gücün yarattığını, demek ki Allah'ın olduğunu düşünmeye yönlendirilmekte ve bundan da Kur'an'ın akla, düşünceye, bilime nasıl önem verdiği sonucu çıkarıl­maktadır.
669 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.