İstanbul'da göz açıldı,
Perde perde aralandı.
Kalbin rengi boyandı,
Bir maviye, bir siyaha.
Sesler uçuştu püfür püfür
Esti geçti zamanlı,
Zamansız yelkovan, akrep...
_BİR BAŞKA TEPEDEN_
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
Yahya Kemal BEYATLI
Bir gün ;
İnce ince susarsa İstanbul”
Bad-ı sabah eserse deli deli”
Bil ki Ben bitkinim ‘ !
Ey Aşkın meali kadını’m”
Duy nidamı ‘ !
Bu Şair yüreğim Seni yazıp intihara meyl eder”
Her ağlamam kurşun”
Her hüznüm hançer””
Vurur bir tan vaktinde, öldürür Beni”” 🥀🖤
İstanbul kalabalıkların güzelliğini örttüğü şehir... Onda yaşayanlar değil onsuz yaşayanlar onun kıymetini biliyor. Uzaktan bakanlar güzelliğini görüyor onun.
Bugün, sabahki işimin iptal olması hasebiyle Haliç tarafından Fatih’e doğru bir gezintiye çıktım. İstanbul bugün bir başka güzeldi, hele Fatih pür-nûr idi her bakımdan. Madem o bölgeyi turlayacağım bâri ecdâd-ı izâmın kabirlerini de ziyaret edeyim düşüncesiyle Fatih Sultan Mehmet Han, Mehmed Âkif Ersoy ve Süleyman Nazif’in kabirlerine uğradım. Allah hepsine gani gani rahmet etsin, mekânları cennet olsun.
Bir de, Fatih’te, Büyüyenay Yayınlarından –farklı disiplinlerden müteşekkil– birkaç nâdide kitap aldım. Yolu düşenlerin mutlaka uğramasını tavsiye ederim, neşriyat konusunda epey itinalı kendileri.