k

Kastamonu

Kastamonu'ya döndükten bir süre sonra tekkeler ve türbeler kapatıldı. Esad Efendi'nin dedikleri bir bir çıkmaya başladı. Dindarlar göz hapsine alındı. Kur'an kursları yasaklandı. 1928 yılında Harf Inkılâbı ilân edilince, biz Kastamonu'da iki dehşetli hadiseyle karşı karşıya kaldık: CHP valisi tellâl bağırttırdı: "Ey
Kastamonu halkı Yılanlı Tekkesi'ni ve o tekke türbesinde yatan şeyhler silsilesini İslâmiyet'in aydınlık, merhametli ve güzel yüzleri olarak biliyordu. Hepsi de Kadiri şeyhi olan dedeleri arasında keramet sahibi veliler de vardı.
Reklam
Bizim vatanseverlik duygumuzu, en coşkun mısralarla ortaya koyan şairlerimizin başında, Orhan Şaik Gökyay duruyor. Bu vatan, toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir. Tutuşup kül olan ocaklarından Şahlanıp kan akan ırmaklarından Hudutlarda gaza bayraklarından Alnına ışıklar
Sayfa 233
Parçalanmış Anadolum, Türkiyem Kan oturmuş hep yüreklere Alaca bezler çekilmiş direklere Bu pörsük, bu kansız bez benim değil İndirilmiş al bayraklar benim Çiğnenmiş topraklar benim!
Orhan Şaik Gökyay
Orhan Şaik Gökyay
Mehmet Feyzi Efendi Hazretlerinin ifadesiyle Kur'an-ı Kerim Hud sûresi 4. Ayetindeki: "Her nerede olursanız, Allah sizinle beraberdir..." mânây-ı İlahisi çerçevesinde insanımızın kalbine polis mesabesindeki halis imanı sokamadıktan sonra, bugünkü cemiyetlerin hayalini kurduğu temiz toplum hasretiyle oyalanır dururuz.
Ahmet Rıfat Güzey
Mânâ âleminin altın silsilesinin en önemli halkalarından biri olan Kastamonu, Seyyid Ahmet Sünnetî, Seyyid Ahmet Siyâhi, Müfessir Alâeddin, Şeyh Şa'ban-ı Veli ve Abdülfettah-ı Veli gibi onbinlerce Allah dostu ulularıyla mübarek bir cevahir mahzeni durumundadır.
Ahmet Rıfat Güzey
Reklam
1944 yılında, bazı komünistlerimizin devlet hayatında faaliyet göstermelerine itiraz eden fikir ve sanat dünyamızın seçkin kişileri, "vatan hainliği" suçlamalarıyla sıkıyönetim mahkemelerimizde bir buçuk yıl zulüm gördüler. En güzel vatan şiirlerimizden birini yazan "Bu Vatan Kimin?" şiirinin büyük vatanperver şairi Orhan Şaik Gökyay'da "vatan haini" suçlamasıyla zindanlara tıkıldı.
Doğup büyüdüğü Kastamonu'nun çay boyu ayazının keskinliği onun içinde yanan kor ateşi soğutmak şöyle dursun, bir damla serinlik bile vermeye yetmiyordu.
I. Dünya Savaşı sırasında Dördüncü Ordu karargâhında Mekke ve Medine'yi kurtarmak için Hicaz Seferi Kuvveti hazırlanması meselesi görüşülürken, Harbiye Nazırı Enver Paşa bu iş için Mustafa Kemal'i atamış ve bunun üzerine Mustafa Kemal'in, "Değil Hicaz'a asker sevk etmek, hatta oradaki askerleri de geri almak ve kuvvetleri verimsiz yönlere dağıtmamak gerek" diyerek görüşünü belirtmiş ve sonunda Mustafa Kemal'in bu görüşünün kabul edilerek Medine'nin boşaltılmasına karar verilmiştir. Tam bu sırada ışıkların aniden sönerek ortalığın zifiri bir karanlığa bürünmesi üzerine bunu ilahi bir ikaz kabul eden Cemal Paşa birden ürperip sarsıldığını hissetmiş ve daha sonra Hicaz'ın boşaltılmasından vazgeçilerek Fahreddin Paşa Medine'ye gönderilmiştir.
İSMAİL HAKKI YILANLIOĞLU BÖYLEDİR İŞTE!
İsmail Hakkı Yılanlıoğlu da ebedî âleme göçtü. Bir yüce dağımız daha devrildi. Cenaze namazını, Kastamonu'nun o meşhur Nasrullah Camii'nde "Er kişi niyetine" kıldık. İsmail Hakkı Yılanlıoğlu dünyaya "er kişi" olarak geldi. Yetmiş dört yıllık ömrünü tam bir "er kişi" olarak tamamladı. Ve gönül kubbemize tam bir
Sayfa 134 - Yakın Plan Yayınları
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.