k

Kastamonu

Kastamonu halkı Yılanlı Tekkesi'ni ve o tekke türbesinde yatan şeyhler silsilesini İslâmiyet'in aydınlık, merhametli ve güzel yüzleri olarak biliyordu. Hepsi de Kadiri şeyhi olan dedeleri arasında keramet sahibi veliler de vardı.
Kastamonu'ya döndükten bir süre sonra tekkeler ve türbeler kapatıldı. Esad Efendi'nin dedikleri bir bir çıkmaya başladı. Dindarlar göz hapsine alındı. Kur'an kursları yasaklandı. 1928 yılında Harf Inkılâbı ilân edilince, biz Kastamonu'da iki dehşetli hadiseyle karşı karşıya kaldık: CHP valisi tellâl bağırttırdı: "Ey
Reklam
Mehmet Feyzi Efendi Hazretlerinin ifadesiyle Kur'an-ı Kerim Hud sûresi 4. Ayetindeki: "Her nerede olursanız, Allah sizinle beraberdir..." mânây-ı İlahisi çerçevesinde insanımızın kalbine polis mesabesindeki halis imanı sokamadıktan sonra, bugünkü cemiyetlerin hayalini kurduğu temiz toplum hasretiyle oyalanır dururuz.
Ahmet Rıfat Güzey
Kağnı kolunun en sonundaki alaca önlük kuşanmış, başına benli bir çar örtmüş olan kadın, sırtına sardığı yavrusuyla bu sefere çıkmıştı. Bu kadın, Devrekâni İlçesi'nin Seydiler Bucağı'nın Satı Köyü'nden Şerife'ydi. Elindeki üvendireyi zayıf öküzlere dürterken, sanki yeteri kadar beslenmemekten zayıf düşen, bu yüzden de kendisine karşı direnen hayvanlara başladıkları bu işi mutlaka tamamlamaları gerektiğini anlatmak istiyordu. Şerife "Açlık ve soğuk beni durduramaz. İnebolu'dan aldığım bu mukaddes emanetizamanında yerine ulaştırmalıyım." diye düşünüyordu. Sırtındaki yavrusunun kendi çektiklerini çekmemesi için, bunu başarmalıydı...
Simit, ayran, soğuk hava... (Güvercinler.)
Mânâ âleminin altın silsilesinin en önemli halkalarından biri olan Kastamonu, Seyyid Ahmet Sünnetî, Seyyid Ahmet Siyâhi, Müfessir Alâeddin, Şeyh Şa'ban-ı Veli ve Abdülfettah-ı Veli gibi onbinlerce Allah dostu ulularıyla mübarek bir cevahir mahzeni durumundadır.
Ahmet Rıfat Güzey
Reklam
Küre, Ilgaz Dağları kağnı gıcırtılarıyla inlemeye başladı. Bu gıcırtı yayıldı bütün Anadolu'ya, ulaştı cephedeki askerlerimize kadar. Kağnılar birdi, bin oldu. Çoğaldı gittikçe, Türk'ü kurtaracak umut oldu. Fırtına, yağmur, kar soğuk durduramadı onları. Uzadı gitti kağnı kolları İnebolu'dan Ankara'ya, İnebolu'dan Sakarya'ya kadar.
İSMAİL HAKKI YILANLIOĞLU BÖYLEDİR İŞTE!
İsmail Hakkı Yılanlıoğlu da ebedî âleme göçtü. Bir yüce dağımız daha devrildi. Cenaze namazını, Kastamonu'nun o meşhur Nasrullah Camii'nde "Er kişi niyetine" kıldık. İsmail Hakkı Yılanlıoğlu dünyaya "er kişi" olarak geldi. Yetmiş dört yıllık ömrünü tam bir "er kişi" olarak tamamladı. Ve gönül kubbemize tam bir
Sayfa 134 - Yakın Plan Yayınları
Düşman çizmelerinin giremediği İnebolu, eli silâh tutan bütün erkeklerini cepheye göndermiş, evlerde yaşlı erkekler, kadınlar ve çocuklar kalmıştı.
Haksız ve yersiz hücumlara karşı Kazım Karabekir Paşa'nın, vesikalara dayanarak ve müteber şahitler göstererek verdiği cevapların devamına müsaade olunmadığı gibi, bastırmakla olduğu
İstiklal Harbimizin Esasları
İstiklal Harbimizin Esasları
(Yanlış bilgi felaket kaynağıdır) adlı eserin birinci cildi bitmek üzere iken çok çirkin hareketler yapılmıştır. Şöyle ki: Önce pek sıkı takip ve tarassutlar başlamış ve üç bin nüsha kitap hususi ellerle matbaadan alınarak Bakırköy de, Hazinedar çiftliğinde kireç ocaklarında yakılmış, sonra da Kazım Karabekir Paşa'nın, bu arada yakın arkadaşlarından benim ve kardeşimin, eski Kastamonu mebusu emekli albay Halit Bey'in (Akmansu)¹³ evleri aranmıştır.
Sayfa 62 - ¹³ Kurtuluş Savaşı'nda Yunan başkumandanı Trikopis'i esir almakla ün kazanan Halid Bey'in hayatı ve faaliyetleri için bkz. Ziya Göğem, Kurmay Albay Dadaylı Halit Bey Akmansü, c. I-II, İstanbul, 1954-56; Hüseyin Hilmi Kurtulmuş, "Dadayl
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.