Kuantum fizikte bütün alternatif olasılıkların eş zamanlı gerçekleştiğini söylemiş.
Aynı anda. Ayni mekânda
Kuantum süperpozisyon. Kutudaki kedi hem canlı hem de ölü.Kutuyu açıp onu canlı ya da ölü görebilirsin, hikâye böyle ama bir bakıma, kedi kutu açıldıktan sonra bile hem canlı hem de ölüdür.
Bütün evrenler birbirinin üzerine binmiş halde var olmaya devam eder. Bir aydıngerin üzerindeki, aynı çerçeve içinde, hepsi de birbirinden birazcık farklı olan milyonlarca resim gibi. Kuantum fiziğin çoklu dünyalar yorumu sonsuz sayıda farklı paralel even olduğunu söyler. Hayatinin her anında yeni bir evrene girersin. Verdiğin her kararla.
Ayn mekânda, resmen birkaç milim uzağımızda oldukları halde, normalde bu dünyalar arasında iletişim ya da geçis olamayacağı düşünülürdü.
- "Bir kuantum fizikçisi, bu fizikle uğraşırken insanın daha çok kaderciliğe inandığını söylüyor... Ardından şu: Gerçekçi bir duruşa bağlanma gibi bir kaygınız varsa, "parçalanmamış bütünlük" meselesi, bu "ontolojik-varlıkbilim" teklifi, basit bir felsefî mülâhaza değil, fiziğin keşifleriyle ve özellikle kuantum teorisinin neticeleriyle de dayatılmaktadır.
David Bohm'un belirttiği gibi, "insan, dünyanın farklı ve muhtar olarak var olan parçalara bölünebileceğine dair klâsik görüşü reddeden yeni bir parçalanmamış bütünlük düşüncesine doğru yönelmektedir", bu Heisenberg'in "tabiat"ına karşı gelmektedir..."
- Aynı ânda iki farklı yerde olmak istiyorum. Bu mümkün mü?
Fred Alan Wolf: "Bedenin olamaz! Zihnin olabilir, çünkü fizikî bir olgu değildir. Yolculuk etmek de değil zihnin yaptığı. Sadece genişler, böylece aynı ânda iki farklı yerde olabilir. Bir okyanus gibi düşünün zihni, bunu anlayabilirsiniz, zihnin sadece iki farklı yerde değil, her yerde aynı ânda olabileceğini görürsünüz..."
Fritjof Capra: Müşahede edenin zihni, elektronun sahib olduğu özellikleri icad eder, bu bakımdan da o özelliklere hiçbir şekilde objektif-afakî denemez. Modern fizik kartezyen-mayyeniyetçi düşüncenin zihin ve madde arasındaki ayırımını aşarken, sadece klâsik bir ideal olan tabiatı objektif tanımlama biçimini değersiz kılmakla kalmayıp, aynı zamanda "değerlerden arınmış ilim" mitine de meydan okumuştur. Âlimlerin elde ettikleri ilmi neticeler ve araştırmada kullandıkları teknolojik uygulamalar, kendi zihin yapılarında tesbit edilecektir.
Werner Heisenberg'in dediği gibi, "objektif gerçeklik kavramı böylelikle buhar olup uçmuştur..."
Fred Alan Wolf: "Keşke kesin olarak bilebilsek! Bugün şöyle bir teori var: Zihnimiz aslında bize, yâni bu bedene âit değil, dolayısıyla mezara gitmez. Zihnimiz, daha büyük bir zihnin yansımasıdır. Bedenimiz öldüğünde, zihnimiz bu büyük zihnin veya bütünün parçası olmaya devam eder. Zihnimizin içinde bulunduğu bedeni tanıyan kısmı ise, biz ölünce yok olur..."
Fred Alan Wolf: "Hayır! Tanrı'yı tecrübeyle bilebilirsiniz, ama ne olduğunu söyleyemezsiniz. Tanımlamaya kalktığınızda, örgütlü dinler gibi onu sınırlarsınız."
- Ama Tanrı'nın varlığından eminiz değil mi?
Fred Alan Wolf: "Değiliz! Dokunamadığımız şeylerin varlığından emin olamıyoruz biliyorsunuz. O sebeble "inanç" diye bir kelime var."
- Kaderimizin efendisi biz miyiz, yâni kontrol bizde mi?
Fred Alan Wolf : "Hem evet, hem hayır. Bazı şeyleri kontrol edebiliriz ama, her şeyi değil. kendimizle ilgili bir şey yaparken aslında dünyanın bütününü etkilediğimizi unutmamalıyız. Dolayısıyla sadece bizim için iyi olan, bütün için iyi değildir ve o zaman gerçekleşmez..."