Benim Hüzünlü Orospularım ve maalesef aralarında en beğenmediğim de bu oldu. Neden beğenmedin diye sorarsanız, size şu şekilde cevap verebilirim: Eğer kitabın kapağını görmesem, kimin yazdığını bilmesem, öylece sadece roman metnini elime tutuştursalar ve sence bunu kim yazmıştır diye sorsalar, bu kitabı
Gabriel Garcia Marquez deyince aklımıza büyülü gerçekçilik gelmekte. Peki nedir bu büyülü gerçekçilik? İlk başta bu akımdan biraz bahsetmem gerekiyor.
Herkes bu akımın öncüsünü
Sierva Maria, şarklarda dedikleri gibi, aşkı her şeyin üstesinden gelebileceğinin doğru olup olmadığını sordu ona.
“Doğrudur,” diye yanıtladı babası, “ama sen yine de inanmasan iyi olur”
Kırmızı Pazartesi , herkesin bildiği üzere bir cinayetin nasıl işlendiğini anlatmakta. Büyülü gerçekçilik akının öncüsü olan
Gabriel Garcia Marquez bu romanda büyülü gerçekçilik kalemini konuşturmamıştır. Daha çok gazeteci kimliğini ön plana çıkaran bir anlatım ile romanı kaleme almıştır. Kitabın orijinal ismi “Cronica de