Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Necip Fazıl'ın Şiiri

Profil
HAKİKAT SIRRINI KURCALAYAN ŞAİR...
"Hep ben ayna ve hayâl, hep ben pervane ve mum; Ölü ve münker nekir, baş dönmesi, uçurum." İnsan için bir yardım yok mudur? "Ben"in bu bunalımlarıyla sarsılan şair, Yunus gibi, Mansur gibi velilerin büyük hayatında çareler arar. Sonra bacalar, dağlar, kadın, şehir, uzayan kaldırımlarda "ben"in dokunuşlarıyla hakikat sırrını kurcalayan ve kelimenin otantik anlamında mistik olan şair, olgunlaştıkça ruhun daha çıplak realitesiyle ve varoluş sorumluluğundaki ağırlıkla mı karşılaşmaktadır? "Yaram var havanlar ezemez merhem / Yüküm var pazarlar çekemez dirhem" derken iyice ben ve hakikatin, yalın, çıplak ve dolaysız karşılaşmasındaki büyük azapla mı sarsılmaktadır?..
Sayfa 67 - 68, Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınlarıKitabı okudu
DAHA ÖTESİ...
- "(...)Durgun bir mistiklikle, bir eşya yorumuyla dünyaya ve varoluş bakan şair, gittikçe bunlara kanmaz olur. Daha ötesini arar. Hayatla hakikat arasındaki mutlak bağı, tam hakikatiyle tesbit etmek ister. Yoksa bütün bu ikilik, eşya ve ben düosu bir görünüşten mi ibarettir? Hakikatte bütün oyun "Ben"in kendi kendisiyle oynadığı bir oyun mudur? İnsan, "haritada bir bir deniz görmüş" cesine hakikate boğulmuş mudur? Yoksa obje ve süje, hep aynı vak'ânın iki yüzü müdür?.."
Sayfa 67 - Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınlarıKitabı okudu
Reklam
KİFAYETSİZLİKLER...
- "(...)Varoluş sırrı, hakikat sırrıdır asıl önemli olan. Zamanın raksı ne içindir? Bir son vardır; bu "ben", bu meselelerin etrafında dönüp durmaktadır. Şair "Mutlak Hakikat"i arayıp durmaktadır. Kelimeler, sesler, musikî, imajlar onu belli anlama ve yoruma götürmektedir, ama bunlarda hemen arkasından kifayetsizliklerini ona duyurmaktadır..."
Sayfa 67 - Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınlarıKitabı okudu
"BEN"İN HİÇLİKLE SAVAŞI...
- "Sembolizm, tecritçilik ve mistisizm, kimi zaman bir araç, kimi zaman bir ruh hâli, kimi zaman da bir unsur olarak, "ben"in var veya yok olma, yani ekzistansiyel bunalımının nağmeleri ve makamları gibi O'nun şiirini bütünler. Şiir, aslında, O'nda sürekli olarak, "ben"in hiçlikle yaptığı ölümüne savaşın en etkili ve belki de tek silahıdır..."
Sayfa 67 - Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınlarıKitabı okudu
"MİSTİK" ŞAİR...
- "Ben"in eşyayı ve eşyanın ötesini araştırması, bir çok münekkit ve edebiyat tarihçisinin Necip Fazıl için "mistik" demelerine sebeb olmuştur. Gerçekten de, hele başlangıçta bir mistik eğilimini olduğu inkâr edilemez. Fakat, bu mistisizmde pasif ve sadece eşyaya bakıştan doğan bir mistiklik değildir. O, eşyanın ötesini de daha çok insan beninin alınyazısı bakımından düşünmekte ve Mutlak Hakikat'i bulma kaygısıyla eşyanın ve âlemin esrar perdesini aralamaya çalışmaktadır..."
Sayfa 66 - 67, Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınlarıKitabı okudu
SANKİ BURNUM DEĞDİ BURNUNA YOKUN!..
- "(...)Ve şair, bunalımının en kat'i yerinde zaman zaman haykırır: "Söyleyin aynalar bana ben kimim?". "Sanki burnum değdi burnuna yokun!" "Lügat bir isim ver bana hâlimden!". "Düşündüm benden evvel zaman var mıydı? / Hakikatler boşluğa bakan aynalar mıydı!"
Sayfa 66 - Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınlarıKitabı okudu
Reklam
AYNALAR ve "BEN"...
- "Aynalar, geçen zamanı amansız şekilde yansıttıkları ve insanın faniliğini açıkladıkları için âdeta bir saplantı gibi ruha yapışıktırlar. İnsan, aynalarda zamanın "ben"i nasıl hiçlikle burun buruna getirdiğini duyar. Zaman ve eşya, "ben"i hiçlikle, fânilikle, yok olmakla yüzyüze getirir...
Sayfa 66 - Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınlarıKitabı okudu
NECİP FAZIL ve ZAMAN
Zaman, çelişkili bir kendini anlatış içinde bu mücerret en müşahhas biçimde varoluşu azaba sokan "ben"i saran ve sarsan mücerrettir. "Kulak verin ki zaman tahtayı kemiriyor / Tavan aralarında, tavan aralarında" beyitinin de gösterdiği şekilde, âdeta rahatsız edici bir fare gibi tavan aralarında bizim öz benliğimizi sesiyle, akışıyla etkilemektedir. Yağmur kelimesiyle sembolize edilen (zaman), "tende acısız yatan bir bıçak"tır. Sızısı insanın içinden hiç çıkmaz..."
Sayfa 67 - Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınlarıKitabı okudu
NECİP FAZIL ve HAKİKAT ÂLEMİ...
- "
Arthur Rimbaud
Arthur Rimbaud
'nun "Cehennemde Bir Mevsim"i ve "Aydınlanışlar"ı hep insanın içinde bulunduğu sınırları aşamamanın azabını dillendirir.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'de ise bunun öteside vardır. Bu da hakikat dünyasının eşsiz kanunlarıyla buyruk olduğu hakikat âlemidir. Üstad, âdeta şiirinin bütünüyle, "Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim" demektedir. İnsan ve tabiat ötesi varlıklar, en aziz ve yakın dostlardır. "Ne derlerse desinler /Yakın dostlarım cinler" diyecek kadar bu etsiz kemiksiz varlıklarla şair daha başlangıçta içli dışlıdır. "Beni çağırmakta yabancı dostlar / Bu dostlar ne güzel dilsiz ve adsız"
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 65-66, Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınları
NECİP FAZIL ve SEMBOLİZM ...
- "
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'i Batılı anlamda bir sembolist şair saymaya imkân yoktur! Gerçi şiirinde sembolist bir yapı zaman zaman göze çarpmaktadır. Ama, bu, Batı şairinde daha çok bir estetik ve poetik kaygı olduğu hâlde, Necip Fazıl'da hakikati arama ve bulma cehdinde ruhun zaman zaman büründüğü renk ve çok defa da aştığı üslûp vak'ası olmaktan başka bir şey değildir. Sembolizm,
Stephane Mallarme
Stephane Mallarme
'yi müziğe,
Paul Verlaine
Paul Verlaine
'i arzu sislerine, kâinat sembolizmine,
Paul Valery
Paul Valery
'i mücerredin sükûnetine,
Arthur Rimbaud
Arthur Rimbaud
'yu nefsle ruhu ayıran cidarın titreşimlerindeki arı uğultusuna, arı oğulu lirizmine ulaştırmıştır. Necip Fazıldaki sembolizm ise, Bu âlem anlayışının ötesinde, ruh dünyasını tasvir araçlarından ve imkânlarından biridir..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 64-65, Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınları
52 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.