o

Ortadoğu

Saddam, ABD'nin kışkıtmasıyla İran'a saldırdı.
Saddam ayaklanma hazırlığı içinde olmakla suçladığı komünistlerden binlercesini öldürdü, binlercesini zindanlarda çütüttü. Sovyetler Afganistan'ı işgalinden ve Humeyni'nin İran'da devrimini gerçekleştirmesinden dolayı zorlanan ABD, Batılı ülkeler ve bölgenin Sünni ülkeleri, Saddam'ın politikalarından çok mutlu olmuştu. Ve Batı nın o dönemki Sünni müttefiki Saddam'ı İran'a saldırma konusunda ikna etti.
Suudilerin yönettiği halkın büyük bölümü Suudilerin servetinden yararlanamıyor. Özellikle nüfusun yüzde 20'sini oluşturan Şiiler. Ağırlıklı olarak ülkenin güneydoğusunda, Kutayf bölgesinde yaşayan Şiiler hen anlamıyla siyasi ve ekonomik baskı altında. Kazandıkları paralarla yetinmek zorundalar. İtiraz ettikleri zaman evleri başlarına yıkılıyor ama dünya medyasında haber bile olmuyor.
Reklam
İran'ı tehdit gören Suudiler, İsrail'i dost görüyor.
Altı tane Arap yarımadasındaki körfez ülkesi İran'da Humeyni Devrimi'nden iki ve Irak Savaşı'dan bir yıl sorna, Mayıs 1981'de kendi aralarında "Körfez İşbirliği Konseyi" adlı örgütü kurdu. Örgüt daha çok "İran'ın olası Şii yayılmacılığına" karşı kuruldu. Elbette liderliğini Suudi Arabistan yapıyor çünkü kendi ülkesinde yaşayan Şiilerden çok korkuyor. Bu altı ülkenin yönetimleri "Şii korkusu" söylemi yerine "nükleer bomba"korkusunu ön planda tutmayı tercih etti. Onlara göre, "İran nükleer bomba yapacak ve hepsini yok edecek!" Fakat bu ülkelerden hiçbiri kendilerini ve tüm Müslüman ülkeleri yok edecek İsrail'in nükleer, kimyasal ya da biyolojik bombalarından söz etmedi ve etmiyor. Herkes İran'a karşı birleşmiş durumda.
Diktatör Anayasası
Arap coğrafyasında insanlar yasaları çok bilmediği gibi anayasayı hiç bilmezlerdi. Anayasadan söz eden olmayınca anayasal haklarını bilen insanlarda olmuyordu. Bu durumda her şeyi tek kişi ve o kişiye bağlı kurum, kuruluş ve yapılar beliriyordu. Anayasa ve yasalar onlar için vardı ve hep öyle olurdu.
Türkiye'de Suriyeli sığınmacılar hakları savunuculuğu yapanlar önce "en hakiki Müslüman" Suudi Arabistan'a bakacaklar. Ülkede yaklaşık 12 milyona yakın çalışan yabancı var ve büyük bölümü köle statüsünde. Özellikle evde hizmetçi, bahçıvan, çocuk bakıcısı, şöför ve benzeri işlerde çalışıyorlar. Hem de en az ücretlerle.
Elli altı Arap ve İslam ülkesi hep korkak, çaresiz ve teslimiyetçi.
Reklam
Kaddafi 2008 de Şam'da toplanan Arap Liderler Zirvesi'nde konuştu "Amerikalılar bir Arap ülkesinin liderini bir bayram sabahı asıyor ve siz ses çıkartmıyorsunuz! Unutmayın, bir gün sıra size gelecek! " dedi. Liderler onu gülerek alkışladı. Birçoğu ona "deli" gözüyle bakıyordu.
2010 da Arap Baharı denen rüzgar esmrye başladı. İlk olarak Tunus da esti. Kısa bir süre sorna Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve son olarak Suriye'de ayaklanmalar başladı ya da başlatıldı. Gerekçe, "Bu ülkelerde demokrasi yok ve insanlar özgürce yaşayamak istiyor " idi. Bu ülkeler ABD kölesi kral, emir ve şeyler tarafından yönetilen Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emielikleri, Umman, Ürdün ,Fas ve halk ayaklanması Suudi Ordusu tarafından bastırılan Bahreyn idi. Geri kalan arap üülkeleri her taraf Amerikan, İngiliz, Fransız ve İsrail üsleriyle doluydu. Bunların da hepsi diktatörlü ama Arap Baharı bu ülkelere hiç uğramadı.
102 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.