Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
“Neden Cumhuriyet? Uzun yıllar hanedan reisi ve en kıdemli şehzade olan Osman Ertuğrul Efendi cumhuriyete taraftardı ve cumhuriyeti kabul ediyordu. “Bu olay bizim aile için iyi olmadı ama memleket için iyi oldu” demişti.”
·
Puan vermedi
Safiye Sultan - Ya İpek Urgan, Ya Gümüş Hançer', Osmanlı İmparatorluğu'nun 16. yüzyılına farklı bir ışık düşüren 'üçleme'nin ikinci cildi. Üçüncü cilt, 'Safiye Sultan - Sözüm ki Tek Sana Geçmez, Celladımsın Ey Zaman' adıyla yakında okurlarımızla buluşacak.
Safiye Sultan 2
Safiye Sultan 2Ann Chamberlin · İnkilâp Kitabevi · 20091,511 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
16. yüzyılda nerdeyse elli yıl boyunca üç kıtaya egemen olmuş, otuz milyon nüfusa hükmetmiş olan Sultan Süleyman, Türklerin tarihinde buyurganlığı, yasaları ve imparatorluğa belki de en güçlü, en zengin dönemini yaşatmasıyla ün salmıştır. Usta bir politikacı olmanın yanı sıra, Tanrı'nın kendisine olağandışı bir güç verdiğine, yeryüzünde Tanrı'nın gölgesi olduğuna inanan Süleyman, Osmanlı imparatorları arasında en büyük başarılara ulaşmış, halkının selametini ve adaleti en fazla gözetmiş sultan olma niteliğini de korumaktadır. Değerli tarihçi ve gazeteci André Clot bu kitapta tarihin bu önemli kişisini usta kalemiyle bir kez daha yaşatmaktadır
Muhteşem Süleyman - Osmanlı'nın Altın Çağı
Muhteşem Süleyman - Osmanlı'nın Altın ÇağıAndre Clot · Epsilon Yayınları · 200518 okunma
devlet şuuru
Osmanlılarda devletin bütünlüğü anlayışı vardır ve bu anlayışa göre, devletin şerefine herkes sahip çıkmak zorundadır. Avrupa bankalarında parası olmadığı açık olan ve çok nadir azaları dışında hakikaten yokluk çeken bir hanedan, söz konusu; fakat para ve geçim sıkıntısı bile bu ilkeyi yıkamıyor.
Sayfa 76 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Alderson, Structure of the Otto-man Dynasty adlı yapıtında, "Osman'ın iki eşi olan Bâla ve Mal Hatun'dan başka ilk dönemde Türk kadınlarıyla evlilik pek yoktur. (...) İlk dönemlerde padişahlar diplomatik avantajlar için evlilikler yapmışlarsa da genellikle bir veya iki eşe, I. Osman Bâlâ Hatun'a, Orhan Nilüfer'e, sadık kalmışlardır," der. Osman Gazi için düzülen masalsı-destansı yaşamöykülerinde, Şeyh Edebali'nin kızı olan eşinin adı konusundaki karışıklığı çözmek olanaksızdır. Çünkü ilk Osmanlı kaynaklarında, bu kutlu eş veya eşlerin adları, Mal Hatun, Malhun Hatun, Bâlâ (Bala) Hatun, Balahun Hatun, Rabia Hatun, Kameriye Hatun olarak geçiyor. Yakın zaman araştırmaları, bu adlar karmaşasına bir de Edebali'den başka bir kayınbaba adı (Ömer Bey) ekleyerek, Edebali kızı Bâlâ Hatun'u Alậüddin Bey'in; Ömer Bey kızı Mal Hatun'u da Orhan Bey'in annesi göstermiştir. Oysa bu konu, saf bir yörük geleneği dışında kaynağı olmayan Hayme Hatun öyküsünden daha müphemdir.
Sayfa 33 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
II. Abdülhamid(1876-1909) döneminde merkezi Bilecik olmak üzere Ertuğrul Sancağı kurulup o çevredeki Osmanlı yapıları onarılırken Edebali’nin tekkesi ve türbesi de imar edilmiş; sandukalara yeni puşideler örtülmüş; 13 sanduka adlandırılarak bir kroki hazırlanmıştır. Bu krokide, Mal Hatun'a ait sandukanın karşısında "Hazreti şeyhin kerime-i muhteremleri olub Sultan Osman Han Gazi hazretlerinin harem-i hümayunları Mâl Hatun hazretleri" yazılmıştır. İstiklâl Savaşında Bilecik'i işgal eden Yunan birlikleri ricat sırasında kasabayla birlikte tekkeyi de ateşe verdiklerinden, şimdiki türbenin ve içindeki sandukaların tarihselliği yoktur.
Sayfa 40 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Reklam
Osman Bey’in tek kızı
Fâtıma Hatun Alderson’un adını verdiği Fâtıma’dan tarihler söz etmiyor. Adı, kardeşi Orhan Bey’in vakfiyesinde geçiyor. Orhan’ın da bu adda bir kızı vardır.
Sayfa 41 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Osmanoğullarının ikincisi Orhan'ın, yeni kurulmuş Türkmen devletçiğinin beyi olarak neden soylu Rum kızlarıyla evlendiği, üzerinde durulacak bir sorudur. Gerçi, Türk asıllı bir hatunu da varmış, ama soyu, oğlu Murad Hüdavendigâr'dan sürmüştür ki, Murad'ın anası Rum hatunlarının ilki olan Nilüfer'dir (Holifera). Orhan'ın Nilüfer, Asporça ve Theodora; kimlikleri bilinmeyen Beylun Hatun, Maria, ikinci bir Theodora, Efdandise adlı eşlerinden söz ediliyor. Uzun yaşamında, en az dört Rum hatun aldığı; büyük oğlu Gazi Süleyman'ı, John Vatatzes'in kızıyla, küçük oğlu Halil'i, Bizans İmparatoru V. Ioannes'in kızı Irene'le evlendirdiği: kendisinin ve oğullarının evliliklerindeki siyasal gerekçeler nedeniyle adı geçenlerin Müslüman olmaya zorlanmadığı; Bizans topraklarının işgalinde bu evliliklerden yararlanıldığı; Osmanlı Hareminin ilk yapılanışında ise Bizans geleneklerinin etkili olduğu yadsınamaz.(…) Padişah ve şehzâde annelerinin, karalar bağlama yazgıları da yine Orhan'ın eşleriyle başlamış görünüyor. Orhan'ın öldüğü 1361/2'de, oğulları Kasımla Halil'in, Murad tarafindan boğduruldukları haberiyle yasa batanlar yine onlardır. Şair Ahmedî, taht uğruna baş veren şehzâdeler trajedisinin bu ilk sahnelerini iki dizeyle özetlemiştir: "Oldular yağı ana kardeşleri / Kamunun bitti elinde işleri." Orhan Bey'in kızlarınınsa adları biliniyor.
Sayfa 43 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
NİLÜFER HATUN [Yarhisar, 1283'ten önce(?) - İznik veya Bursa, 1363(?)] İhtiyarüddin Şücâûddin Orhan Gazi'nin hatunu ve I. Murad'ın “padişah anası." “Kadın sultan" denebilecek kimlikle karşımıza çıkan bu hatun, ilk Osmanlı hanımıdır. Bostanzâde Yahya Efendi Tarih-i Sâf’ta, "Hatunu İnegôl Tekfurunun kızı Nilūfer Hatundur. Osman Gazi'nin sağlığında evlenmişlerdi," diyor. Nilüfer, tutsak/cariye konumunda padişah eşlerinin de ilkidir. Oğuz soylu Ertuğrul oğlu Osman'ın kucağına, ana tarafından Rum kanı taşıyan ilk torunu da Nilüfer Hatun koymuştur: Rumeli fatihi Gazi Süleyman Paşa (d. 1316). Bundan on yaş kadar küçük Murad Hüdavendigâr'sa (d. 1326) büyükbabasının öldüğü yıl doğmuş. Nilüfer, Orhan Bey'in "başhatun"udur. Faslı gezgin İbn Battuta'nın, İznik'te katına çıkıp görüştüğü ve başhatun dediği Beylun, olasılıkla Nilüfer'di.
Sayfa 43 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Holifera'ya İslami bir ad verilmeyerek önceki adından uyarlama Nilüfer denilmesi düşündürücüdür. Yaşadığı onca trajik olayın ardından, din değiştirmeye de zorlanmış veya kendisi Müslümanlığı seçmiş olabilir mi? Gerçi bir din adamı olan İbn Kemâl, Müslüman olduğunu yazıyor. Ancak bunun herhangi bir kanıtı, Sözgelişi Nilüfer'in İslami bir adı yoktur. Sağlığında yaptırdığı tesisler arasında bir caminin bulunmaması da dikkati çeker. İbn Battuta'nın, Beylun (Nilüfer?) Hatun'un Orhan'la birlikte Bursa'da değil, ondan ayrı olarak İznik'te oturduğunu yazması önemlidir. İznik, beylik sınırlarına katılmış olsa da, o yıllarda Anadolu'nun Kudüs'u denecek düzeyde Hıristiyanların kutsal bir merkeziydi. Nilafer'le evlenişinin Orhan'ın yaşamına ve konutuna yeni bir hava getirdiği; "harem-saray" deyiminin kullanılmış olmasından da, Osmanoğullarında ilk harem yaşantısının Nilüfer’le başladığı sonucuna varılabilir. Diğer yandan, Osmanlı aleyhtarı içerikli kimi yabancı kitaplarda, Alderson'un deyimiyle kabul edilemeyecek bir öykü yer alıyormuş: Güya Osman Gazi, bir süre geçince Nilüfer’i kendi haremine almış!
Sayfa 48 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Reklam
İbrahim'in sandukasındaki dizelerden bu şehzâdenin, annesi Asporça'dan önce öldüğü anlaşılmaktadır. Makale yazarı Yanko İskender Hoci daha önemli bir yorumda bulunarak Orhan'ın oğullarından İbrahim ile Halil'in, biri Asporça'dan, ikincisi Theodora'dan doğma iki şehzâde değil; Halil İbrahim adlı tek şehzâde olması gerektiğini; Osman Gazi'nin türbesinde, İbrahim'in sandukasından ayrıca Halil'e ait bir mezarın bulunmayışının da bunu doğruladığını ileri sürmektedir. Bu durumda, Asporça da Kantakuzenos kızı Theodora'dan başkası değildi denebilir.
Sayfa 53 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Theodora-Orhan Bey izdivacına, 1340'larda bölgedeki çatışma ve siyasal çekişmeler ortamının bir cilvesidir denebilir. O tarihe kadar Osmanlı Beyliğine İznik, İzmit ve Bursa gibi üç önemli kentini ve epeyce bir arazisini bırakan Bizans İmparatorluğunu, batıda da güçlü hasmı Sırp Kralı Stephan Duşan (1331-1355) tehdit ediyordu. Genç III.
Sayfa 55 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
171 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.