İnsan kırk sayfaya ne sığdırabilir . Geriye baktığında ardında bıraktığı, yaşadığı acıyı, mutluluğunu ,umutsuzluğunu , yaşamındaki değişikliği, bir anda okuyamaz , yazamaz hale gelmesini , kaybettiği, kazandığı şeyleri , özlemini nasıl ifade edebilir. Hayatımızı biz mi Seçiyoruz yoksa hayat rüzgarı ile bizi nereye sürükler se oraya mı gidiyoruz. Yeni bir dünyaya yeni bir hayata ayak uydurmaya çalışan biz .Daha ne yaşayacağımızı bilmiyoruz . Çektiğimiz bunca acıdan başka en önemli dayanağı okuyup yazmak ta buluyoruz. İşte bu kitap bu yazar kırk sayfaya eşsiz bir şekilde yüreğini sığdırmış . Yeni bir dilde sıfırdan başlayarak kendini var etmiş. Kendisini çok sevdim o da benim gibi Thomas bernhard hayranı en kısa zamanda tüm kitaplarını okumak istiyorum . Kırk sayfalık bir şahaser okumak isteyen herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Okumaz YazmazAgota Kristof · Can Yayınları · 20231,077 okunma
Üstünlük kaybıyla tehdit edilen erkeklerin vahşeti anlaşılabilirdi. Ama çok büyük sayıda kadının kadın cinsiyetini küçümsemeye devam etmedeki kararlılığı tuhaftı.
Martin Eden kitabı Jack London’ın yarı otobiyografik romanı olması sebebiyle okurken sürekli gözlerimde karakteri, Jack London olarak hayal etmemi sağladı.
Öncelikle ana karakterin gelişim süreci incelikle işlenmiş ve kademeli bir şekilde bizlere yansıtılmıştı. Roman yönüyle okurken zevk veren ve akıp giden bir kitaptı. Ancak derinlere indiğimizde bir kişisel gelişim kitabı olabilecek kadar insanı motive eden bir yanı da vardı.
Martin Eden’in başta aşkı için devamında kendisi için verdiği emekler insanın isterse her şeyi başarabileceğini bize kanıtlıyor.
Sonlarına geldikçe olacakları tahmin etmiş, sanki bu anın geleceğini biliyormuş gibi sakince okusam da çok etkileyiciydi. Yapabileceği her şeyi yaptığına inanıp geldiği yerde gördüğü şeylerin onu hayal kırıklığına uğratması sebebiyle artık hiçbir şey yapmamaya karar verdi ana karakterimiz. Ve kendi sonunu kendi hazırladı.
“Tanrı’nın çılgın aşığı bir buseye feda eder hayatını.”
“Buralara nereden geldiğimi biliyorum, gidecek daha çok yolumun olduğunu da biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde sürünerek de olsa oraya gideceğim.”
“Şefkat ve merhamet, kölelerin yeraltı hapishanelerinde icat edilmiş şeylerdi; sefiller ve güçsüzler ordusunun ıstırabından başka bir şey değillerdi.”
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma