Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zülfünur Ekinci

Zülfünur Ekinci
@z_nurekinci
96 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Babaya Mektup
Kafka’nın babasına yazdığı bu mektubun kitap olarak basılması ve bizlerle buluşması son derece değerli. Okurken herkesin kendinden ve kendi aile yaşatısından bir şeyler bulacağına son derece inanıyorum. Bazı anlarda beni duygulandıran ve zorlayan bir eser oldu. Fikrimce Kafka’nın babasının narsistik kişilik bozukluğuna sahip olabileceğini düşündüm. Bu kadar zorba ve bir insanın özgüvenini yerle bir eden kişi kesinlikle sağlıklı bir kafa yapısına sahip olamaz. Dünyaca tanınan başarılı ve yetenekli bir insan ise böyle bir babaya sahip olunca her zaman içinde bir yerlerde eziklik duygusuyla başa çıkmaya çalışır… “Seni her zaman sevdim, sana diğer babaların çocuklarına gösterdikleri ilgiyi göstermesem de. Bunun da nedeni benim başkaları gibi rol yapamamam.” “… sevecen bir sözün, sessiz bir el tutuşun, sıcak bir bakışın benden istenilen her şeyi alamayacağına inanamam.” “Herhangi bir şey yapma kabiliyetime dair güvenimi kaybettim.” “Orada önemli bir ders de aldım, adaletsiz olabileceğini gördüm.” “Senden kaçmak istiyorsam, ailemden de kaçmak zorundayım, hatta annemden de.” “Utancının kendinden daha uzun ömürlü olmasından korkuyor.”* “Hani biri beş alçak basamak yukarı çıkarken diğeri sadece bir basamak çıkar, ama bu tek basamak en azından onun için, diğer beş basamak kadar yüksektir ya, işte aynen böyle.” “Her zaman olduğu gibi bazı pürüzler çıktı, ama hayat böyle pürüzlerin üstesinden gelmek demek değil mi zaten?” “Evlilik korkusunun kaynağına yönelik bir görüş de, insanın ebeveynlerine karşı işlediği günahları, ileride kendi çocuklarına ödeteceğinden korkması.”
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · İndigo Yayınları · 040,1bin okunma
Reklam
96 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka
7.7/10 · 40,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
438 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
İnce Memed 1
Uzun zamandır okumak istediğim, Yaşar Kemal’in dört kitaptan oluşan serisinin ilk kitabını bitirdim. Kitaba dair başta alışamadığım sonrasında ise çok beğendiğim şey; diyalogların şairene tarzıydı. Yani biri konuşurken diğeri de aynı anda konuşuyormuş gibi hissettiren bir durum söz konusuydu. Hatta şöyle ki sanki kitabı ben okumuyordum da izliyordum kafamda öyle canlanıyordu. Romana geçecek olursak; genç bir delikanlının çocukluktan başlayarak nasıl eşkıya olduğunu ve dönemin toplumsal yapılanmasını detaylıca işleyen bir roman.. Okurken bir çok şey kafamda canlandı ve oturdu. Güney taraflarını, dağlarını, taşlarını ve insanlarını hayal edebildim. Sadece eşkıyaların bu kadar hüküm sürebilmesi, ağalık makamının bu kadar güçlü olması garip ve rahatsız ediciydi. Her seferinde olan her şeyw anadolu gerçekleri diyerek okumaya devam ettim. Bu sebeple diğer kitapları da merakla okuyacağım. Akıcı dili ve ilgi çekici olay öyküsüyle zorlamayacağına da eminim. Koskoca romanda ise ilgimi çeken ve birden fazşa kez okuyup üstüne düşündüğüm basit bir alıntıyı buraya eklemek istiyorum; “Yanında da kartalların yuvaları var. Kartallarla komşuyuz.”
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,5bin okunma
Zülfünur Ekinci
Bir kitabı okumaya başladı
Kent İmgesi
Kent İmgesiKevin Lynch
7.6/10 · 251 okunma
Reklam
626 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Jane Eyre
Bir solukta okunacak ve küçük heyecanlarıyla kendine bağlayan o romanı sonunda bitirdim. Öncelikle kurgusu çok akıcı, dili gayet sade, aynı zamanda da keyifli bir kitaptı. Dönemin İngiltere’sini ve yaşayış tarzını kitabı bitirdiğinizde sanki gidip görmüş gibi gözünüzde canlandırmanız mümkün. Küçücük ve sevilmeyen bir kızın yalnız kaldığında
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,1bin okunma
533 syf.
·
Puan vermedi
Kinyas ve Kayra
Uzun zamandır okumak istediğim, merak ettiğim bir kitaptı Kinyas ve Kayra. Hakkında çok fazla iyi yorum okuduğum için de beklentim haliyle yüksekti. Üç bölüme ayrılmış kitabın ilk iki u neredeyse beni hayal kırıklığına uğrattı. Sert bir dile sahip olması, şiddet içeren durumlar ve anlatılan ağır şeyler psikolojik olarak zorlayıcıydı. Hatta okuduğum bir ara bu kitap için en sevdiğim kitap diyen insanlardan şüphelenmeye başlamıştım. Sonra üçüncü bölüme geçince ve kitabı bitirince tüm taşlar kafamda oturdu. Benim için kitabın şöyle bir çıkarımı vardı. Hayattaki tüm seçimler bize ait. İyiye ya da kötüye gitmeye biz karar veriyoruz. Eğer bir gün kötüye saparsak ve bu yolda ilerlersek eninde sonunda yine dönme şansımız var. Ve bu dönüş bizi hayata bağlayabilir… “… hayat ne kadar sürerse ölümün de o kadar muhteşem olacağına inandım.” “Ama ayıkken umutsuz olan birinin uykusunda rahatlamayı beklemesi de gülünçtü.” “İnsanların birbirine aşıkken gündelik hayatlarına devam etmelerini anlayamıyordum.” “… medeni olmaya çalışan bir medeniyetsizlik.” “Mimarlık bilimdir. Sanat değişl.” “Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından…” “Ölümün de para gibi, yoktu dini.” “En kötü kabus bile iyidir hayatın kendisinden.” “İnsan hiçbir şeyi değil, her şeyi bildiği için mutsuz!” “Beni yüzüstü gömün. Çünkü yeterince gördüm!” “Hayat, ölene kadar hissedilen zevklerden, çekilen acılar çıkarıldığı zaman geriye kalandır.”
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,8bin okunma
67 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Çocukluğun Soğuk Geceleri.
Çocukluğun Soğuk Geceleri Tezer Özlü’den okuduğum ilk roman. Yazarı tanımak adına okuduğum bu eserde karakter çocukluğu boyunca ve sonrasında yaşadığı olayları derinlerine inerek anlatıyor. Benim için çok akıcı ilgi çekici ve etkileyici bir kitap değildi. Son sayfasına gelene kadar bir kaç sene sonra bir kez daha okumam lazım nasıl olsa diye düşünerek okudum. Uzun zamandır okuduğum hiçbir kitapta bu durumu yaşamamıştım. Resmen anlamadığımı düşündüğüm bir kitaptı. Her şeye rağmen kitaptaki cümleler çok derindi bu sebeple hepsini kafamda anlamlandırarak okudum. “Bu evlerin her yanı eşyalarla yığılı. Her şey bir köşeye tıkıştırılmış.”* “Bu kadar güzel yemişler varken, insan nasıl ölmeyi düşünür?” “… bu evden hemen kopabilmek için büyük çaba harcıyoruz.”* “Her an belirtilen bir öğretiye, bizler hep hazırlanıyoruz. Neye?” “Dünyanın bize yaşatılandan, öğretilenden daha başka olduğunu seziyorum.” “O an bozkırı da çok sevdiğimi düşünüyorum.”* “İnsanın ıslaklığının güzelliğini düşünüyorum.” “Yüzlerce yıl yaşamak istiyorum.” “… daha çocuksu sevgiler yaşamak istiyorum.” “Paris’i görmeden, Paris’i yaşamadan insan, insan olamaz.” “Süren, akan yaşamın içinde bulunmak ne büyük bir coşku!” “… yaşanması güç bu büyük kenti nasıl da seviyorum.”
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,4bin okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
Yaşamak..
Yaşamak kitabına başlamadan önce kendi yazıldığı ğlkesinde yasaklanmış olması çok ilgimi çekmişti. Acaba diyodum insanların gözünü nasıl açıyor da okunmasından bu kadar korkuyorlar. Tam düşündüğüm gibiydi aslında. Baştan başlayacak olursak kitap; ana karakterimizin zengin bir ailenin oğluyken tüm servetini kumarda kaybedip yaşadığı zorlukları konu alıyor. Tam olarak ana konu kumarda kaybetmek değil ama fitili ateşleyen nokta bu. Sonrasında savaşa gitmesi geri dönmesi ve tüm ailesini yavaş yavaş kaybetmesi son derece travmatik. Bazı anlarda özellikle ana karakterin oğlunun başına gelenlerden sonra insanın güçlü olan herkese ve otoriteye kini artıyor. İnsanın yaşamak için verdiği savaşı anlatan bir kitap. “İnsan mutlu olduğu sürece, fakirlik utanılacak bir şey değildir.” “Hayatımız ne kadar da çabuk geçmişti!”
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Veronika yaşamak istiyor..
Evet, kitabı bitirdiğimde ben de bunu düşündüm (bu yorumu daha önce de duymuştum). Veronika ölmek değil yaşamak istiyor. Genç bir kızın hayatta artık yaşayacağı hiçbir şey tadacağı hiç bir zevk kalmadığına kendini ikna edip intihar etmesiyle başlıyor kitap. Sonra kızımız akıl hastanesine yatırılıyor ve doktorlar ona -yanlış hatırlamıyorsam- bir
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077bin okunma
Reklam
Zülfünur Ekinci
Bir kitabı okumaya başladı
İyi Hissetmek
İyi HissetmekDavid Burns
8.6/10 · 10,9bin okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
Bir Ömür Nasıl Mı Yaşanır?
İlber Ortaylı’nın deneyimleriyle, gözlemleriyle ve büyük bilgi birikimiyle meydana gelen bu kitap insanın içine heves tohumları ekiyor. Yer yer sınıflandırmaları yüzünden “bir şeylere geç kalmış” hissi yaratsa da kitabın verdiği tavsiyeler o kadar başarılı ki bu his unutuluyor. Görmemiz gereken çok yer öğrenmemiz gereken çok şey var! “İnsana değer katan insanla beraber olun.” “Omnia mea mecum porta.” ~ “Her şeyimi yanımda taşıyorum.” “Bir şehri gezmek emek ister. Okuyacaksınız, harita bakacakasınız, notlar alacaksınız, fotoğraf çekeceksiniz ve defter tutacaksınız.” “Okudum, anladım; gezdim, tanıdım.” “Çünkü yapı, çevresiyle güzeldir.”
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055bin okunma
517 syf.
8/10 puan verdi
Yazar Martin Eden..
Martin Eden kitabı Jack London’ın yarı otobiyografik romanı olması sebebiyle okurken sürekli gözlerimde karakteri, Jack London olarak hayal etmemi sağladı. Öncelikle ana karakterin gelişim süreci incelikle işlenmiş ve kademeli bir şekilde bizlere yansıtılmıştı. Roman yönüyle okurken zevk veren ve akıp giden bir kitaptı. Ancak derinlere indiğimizde bir kişisel gelişim kitabı olabilecek kadar insanı motive eden bir yanı da vardı. Martin Eden’in başta aşkı için devamında kendisi için verdiği emekler insanın isterse her şeyi başarabileceğini bize kanıtlıyor. Sonlarına geldikçe olacakları tahmin etmiş, sanki bu anın geleceğini biliyormuş gibi sakince okusam da çok etkileyiciydi. Yapabileceği her şeyi yaptığına inanıp geldiği yerde gördüğü şeylerin onu hayal kırıklığına uğratması sebebiyle artık hiçbir şey yapmamaya karar verdi ana karakterimiz. Ve kendi sonunu kendi hazırladı. “Tanrı’nın çılgın aşığı bir buseye feda eder hayatını.” “Buralara nereden geldiğimi biliyorum, gidecek daha çok yolumun olduğunu da biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde sürünerek de olsa oraya gideceğim.” “Şefkat ve merhamet, kölelerin yeraltı hapishanelerinde icat edilmiş şeylerdi; sefiller ve güçsüzler ordusunun ıstırabından başka bir şey değillerdi.”
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma
176 syf.
7/10 puan verdi
Hayır Diyebilme Sanatı..
Bu kitap çok sıkıştığım bi anda “yeter artık bi yerlerden akıl almalıyım” derken karşıma çıktı. Çok uzun olmamakla birlikte genel olarak aslında bildiğimiz şeylerden bahsediyor. Örnekler üzerinden seçimlerimizin ve tavırlarımızın nasıl sonuçlandığını anlatıyor diyebiliriz. Çok etkileyici ya da ilginci olduğunu düşünmemekle birlikte tabiri caizse “kör göze parmak” mantığıyla bir şeylerin farkına varmamızı sağlayabilir. Kitaptan sevdiğim bazı alıntılar ise şöyle; “Gözden çıkardığınız sınırlarınız hapishanenize dönüşür.” “Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir.” “Hayır diyerek herkese yerini ve mesafesini bildirmiş olursunuz ki bu hatırlatma ilişkilerin sağlığı açısından çok kıymetli.” “Olasılıklar gerçeklerden her zaman daha yorucu ve daha yıpratıcıdır.” “Gerçek arkadaşlık bir rüzgar gibi eser ve hafiftir.” “Gün içinde yapmanız gereken şey ne kadar çok olursa her zaman yenilerine yer vardır.”
Hayır Diyebilme Sanatı
Hayır Diyebilme SanatıMüthiş Psikoloji · Destek Yayınları · 202011,4bin okunma
2024 OKUMA HEDEFİ
11/50 kitap - %22 tamamlandı
11 kitap okudu
50 kitap
3.508 sayfa
10 inceleme
0 alıntı
6 günde 1 kitap okumalı.