Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Bu arada doyumdan yoksun bırakılmış istekleri bir başka yoldan doyuma kavuşturma çabaları olarak mitolojinin, dinin ve ahlakın doğup çıktığı görülür.
Sayfa 167 - Psikanalizin uygarlık tarihi açısından önemiKitabı okudu
İstek duyduğumuzla değer verdiğimiz arasında bir boşluk var: Değer verdiğimize âşığız ve bizi mutsuz edecek kişiyle sonsuza kadar birlikte olmak isteği duyuyoruz. Aşkta, kötülük yüzünü gösterir: Bizi çeken ve alt eden öldürücü bir ayartıdır.
Sayfa 55 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zamanın geçişiyle doğal düzenliliği ve belirli kurallara uygunluğu konusunda ilk gözlemler yapılmış ve bununla birlikte doğa güçleri insansı niteliklerini kaybetmişlerdir. ama insanın çaresizliği, bunun yanı sıra babasına ve tanrılara olan özlemi sürüp gitti. Tanrılar üçlü görevlerin korudular. Doğanın dehşetini gidermeli, insanı -özellikle ölüm konusunda olduğu gibi- kaderin zulmüne alıştırmalı ve uygar bir yaşamın onlara ortaklaşa kabul ettirdiği acı ve yoksunluklar için bir telafi sağlamalıdırlar.
Ruh Hallerinin Kölesi Olan Yaratıcı Bir İnsan Türü...
"Eğer ruh hallerinin kölesi haline gelen, kederleri içinde boğulan insanların çeşitli psişik ya da bilişsel zaaflar sergilediği doğruysa, ruh hallerindeki çeşitlenmenin, hüzündeki değişkenliğin, keder ya da yastaki incelmişliğin, muzaffer olmadığı aşikâr ama incelikli, dövüşmeye hazır ve yaratıcı bir insan türünün damgasını taşıdığı da aynı ölçüde doğrudur." (Kristeva) -Adam Phillips, Flört Üzerine, Ayrıntı Yayınları, syf: 131
Bazı gülüşler.
Bir bilseler... sevincim, içimdeki boşluğu ve sefaleti örten bir pelerin adeta.
Sayfa 57 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Doğru mu anlıyorum?
Günün sonuna doğru düşünüşünüz yavaşlıyor ve düşünceler netliğini kaybediyor. Denebilir..Söyleyeceklerimi toparlamam daha uzun sürüyor, sanırım hatırlamakta da zorlanıyorum.
Sayfa 208 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Aktarım: Hastadan tedavi sürecinde elde edinilen bilgi alımı
Freud'a göre aktarımlar gelişimin kaçınılmaz bir sonucudur; ne de olsa gelişim içgüdüsel yaşamın bazı parçalarını erken dönem nesnelerine bağlı ve yeni nesnelerle ilişkiye girildiğinde tekrarlanmaya yazgılı halde bırakır. Belirtmiş olduğum gibi, Freud'un aktarım düşüncesinde "psikolojik deneyimlerin tümü, geçmişe ait deneyimler olarak değil, şimdiki zamanda doktor üzerinde uygulanarak yeniden canlandırılır." "Aktarım nevrozu" doğrudan "çocukluk nevrozu"nu tekrarlar.
Psikanaliz, her şeyin nedenini cinsellik olarak mı görür?
Histeride “Tek bir nedensel bağlam” olabilir mi? Psikanaliz, her şeyin nedenini cinsellik olarak mı görür? “Eğer histerinin temeli sinir sisteminin bir kendine özgülüğü ise fikir kökenli, ruhsal olarak belirlenmiş belirtiler bütünü o temel üzerinde bir binanın temelleri üzerinde dikilmesi gibi dikilmektedir. Ve o çok katlı bir binadır. Tıpkı böyle bir binanın yapısını anlamak için değişik katların planlarını ayırmamız gibi histeriyi anlamak için de belirtilerin nedenselliğinin değişik karışımlarına dikkat yöneltmemiz gerekir. Eğer onları göz ardı eder ve tek bir nedensel bağlam kullanarak histerinin bir açıklamasını gerçekleştirmeye çalışırsak her zaman açıklanmamış büyük bir görüngüler kalıntısı ile karşılaşırız. Bu tıpkı çok katlı bir binanın farklı odalarını tek bir katın planına sıkıştırmaya çalışmamıza benzer.” (Breuer) -S. Freud, Histeri Üzerine Çalışmalar, Payel Yayınları, syf: 296-297
Sayfa 296Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.