Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Roman - Tarih - Edebiyat

Profil
"Suçlu millet yoktur, suçlular vardır.."
Sayfa 501 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Esir olmak da savaşın cilvesidir..
Sayfa 154 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Kalp krizinden öldü," dedi Beşir. "Ama gerçekte kırık kalp yüzünden öldü.."
Sayfa 151 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Savaşın da bir ahlakı vardır..
Sayfa 159 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Arapça konuşan Yahudileri hatırlıyordu. Çoğunlukla bu iki toplum ayrı dünyalarda yaşar ve çalışırdı ancak kesişmeler belli bir düzeyde kaçınılmazdı. El-Ramla'nın iyi halli Arapları Yahudi terziler tarafından dikilen elbiseleri almak için Tel Aviv'e giderdi, fesler Yahudilere ait kuru temizlemecilerde temizlenir veya vesikalık fotoğraflar Yahudi fotoğrafçıda çektirilirdi. Hairi kadınları elbiselerinin Yahudi kadın terziler tarafından yapılması için Tel Aviv'e giderdi. Aile doktorlarından biri olan Doktor Litvak Yahudi idi; Ahmed ve Zekiye'nin kızlarının gittiği Schmidt Kızlar Koleji'nde kızların birçok sınıf arkadaşı da Yahudi'ydi. "Hepsi Arapça konuşurdu ve bizler gibi Filistinliydiler," diye anlatıyordu Hairi'nin kızlarından biri. "Oradaydılar - bizler gibi, Filistin'in bir parçası gibi.."
Sayfa 32 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
4. Tümenden Ömer Çavuş'un beklediği an gelmişti sonunda. Takımının çok iyi hazırlamıştı. Askerini topladı: "Bana bakın! Sekiz ay durmadan eğitim yaptık. Bütün o çalışmalar işte bugün içindi." Öğleden sonra savaşa girdiler. Gördükleri eğitimin hakkını verdiler. Karşılarındaki birliği ezip dağıttılar. Düşman döküntülerini toplayarak ilerlediler. İyi yer tutan bir Yunan artçı birliği ilerlemelerini durdurdu. Bir tepeye yerleşip ateş savaşına başladılar. İki yan da cephaneye kıyıyordu. Savaş alanında duyulması imkânsız sesler işiten Ömer Çavuş geriye baktı, inanamadı: Genç, yaşlı köylüler, ellerinde güğümler, testiler, içi tepeleme üzüm dolu sinilerle, savaşan askeri serinletmek için kızgın savaşa aldırmadan, tepeye çıkıyorlardı. Her yandan uyarılar yağdı: "Geri gidin!" "Çekilin burdan!" "Kaçılın!" Duymadılar ya da dinlemediler. Getirdikleri çoban armağanlarıyla savaşan askerlerin arasına dağıldılar. Ömer Çavuş'un yanına sekiz-dokuz yaşında, yeşil gözlü bir kız sokulmuştu. Su dolu bir maşrapa uzattı: "Buyur ağam iç, susamışsındır." Halkın can ve sevgi cömertliği, Ömer Çavuş'a dokundu, ağlayası geldi. Bu halk için ölmeye değer diye düşündü. Serseri mermilerden korumak için elini küçük kıza siper etti..
Sayfa 655 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
İnsan çile çekerken birdenbire yaşlanıyor, değişiveriyordu. Ruhların haritası yüzlerden okunmaya başladığında da binlerce tecrübe ve müsamahayla her şeyi oluruna bırakmayı öğreniyordu..
Sayfa 249 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
"Oradan Mısır'daki kampa getir diler. Üç arkadaş kaçtık. Bilmediğimiz yollara düştük. Çölde kaybolduk. Yakalandık. Hapis yattık. Altı ay önce pis bir yük gemisiyle İstanbul'a getirip bıraktılar. Bir daha vurulduk. Çünkü İstanbul hükümetinin esirlikten dönenlerle ilgilendiği yok. Çoğumuz hasta, yaralı, sakat, bakıma muhtaç. Devlet yüzümüze bakmıyor. Sanki İngilizler dost, bizler düşmanız. Allah Allah! Biz hangi devlet için savaşmıştık? O kadar sayageldiğimiz Padişahımızın devleti, böyle bize yabancı bir devlet olmuş Rumlarla Ermeniler, sakat, yalnız gazileri tenhada sıkıştırıp dövüyorlar. Neyse ki ben dilenmeden ve dövülmeden bir iş buldum. Kuruş kuruş yol parası biriktirdim. Param tamam olunca yola çıktım.."
Sayfa 154 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
"Dinle, Dalia," dedi Beşir ağır ağır. "Evini, bütün eşyalarını, ruhunu bir yerde bıraksaydın, nasıl hissederdin? Her şeyiyle geri almak için savaşmaz mıydın?"
Sayfa 229 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gelen yaralılar Ankara istasyonunda birikmeye başladı. Çünkü Ankara'da yaralıları yatıracak yer kalmamıştı Sağlık Bakanlığı, Valilik ve Belediye çaresizlik içinde kıvranıyordu. Olmaz gibi gelen bir öneri ortalıkta dolaşmaya başladı: "Ağır yaralılar hastanelere, ağır olmayan yaralılar evlere!" Olacak şey miydi bu? Mutaassıp halk buna razı gelir miydi? Ama bu sihirli söz hızla yayıldı ve benimsendi. Meclis bu işi örgütlemesi için Dr. Rıza Nur'u görevletidirmişti. Birçok Ankaralı evinin bir odasını Sakarya gazilerine açacak, evlere yerleştirilen yaralılarla doktor milletvekilleri ilgileneceklerdi. Herkesi titreten sorun çözülmüştü..
Sayfa 448 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Yunan İkinci Kolordusu ile Türk 2. Grubu, Sakarya'nın güneyindeki bölgede, aynı sert koşullar içinde doğuya doğru yürümekteydiler. Aralarında bir yürüyüş günü fark vardı. Türk komutan daha deneyimli olduğu için birliklerini küçük gruplar halinde ve daha çok geceleri yürütüyordu. Buna rağmen yalnız bu gün 322 asker hastalanmıştı. Bu zahmete katlanamayıp kaçanlar da olmuştu. Yunanlıların durumu doğal olarak çok daha ağırdı. Çünkü bu bölgeyi hiç tanımadıkları için güvenlik kaygısıyla gündüzleri yürüyüp sıcaktan kavruluyor, gece yatıp soğuktan titriyorlardı. Albay Kalinski sinir içindeydi: "Hani bu yürüyüş askeri bir gezinti olacaktı?"
Sayfa 318 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
1948 yılında Ağustos ayının bir gününde Stockholm'deki Uluslararası Kızılhaç Konferansı'nda İsrailli bir delege sunduğu raporda, "İsrail kuvvetleri tarafından işgal edilen bölgede 300.000 Arap ikamet ettikleri yerleri bırakıp gitti ama hiçbiri sınır dışına sürülmedi veya ikametgahını terk etmeye zorlanmadı [orijinalinde vurgulanmış]. Tam tersine, birçok yerde Arap sakinlere kaçmaları için bir sebep olmadığı anlatılmaya çalışıldı..." diye bildirdi. Ama el-Ramla'da insanların zorla kovuldukları açıkça belli oluyordu. "Tel Aviv'de bulunan Kızılhaç delegesine göre işgalci Yahudiler [el-Ramla'yı] tüm Arap sakinlerini, kalmalarına izin verilen Hıristiyan Araplar hariç, şehri boşaltmaya zorladılar. Bu bilgi kısmen Amerikalılar tarafından kontrol edilen bir kaynak tarafından da doğrulandı," diye bildiriyordu, gizli bir ABD Dışişleri mesajı..
Sayfa 142 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Sonsöz
İstiklal Savaşı, dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan biridir. Emperyalizmi ve yamaklarını dize getiren, bir enkazdan yepyeni, çağdaş bir devlet kurmayı başaran atalarınızla gurur duyun, şehit ve gazi atalarınızın onurunu yalancılara çiğnetmeyin..
Sayfa 688 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Hindistan İngiltere'nin yumuşak karnıydı..
Sayfa 45 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
527 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.