- "(...) Rüzgâr çizgili atların sineği, gelin endamlı teknelerin midyesi, altın ışıklı saçların kepeği ve daha nelerin neleri vardır! Eğer şahsiyet, kalem, söz, fikir ve dâva şeklinde heykelleşecek olursa, şahsiyetsizliğin, onu battal etmek için, insan kılığında, hangi sefalet ve şenaat unsurlarına kadar bürüneceğini hayal etmek gerektir. Fakat şahsiyetsizliğin, şahsiyetin mutlak mânası üzerinde tahribi, Şeytanın Allah'ı devirmeye çalışması kadar netice alabilir. Sen istediğini yap; hesap ve ceza günü bizimdir!
Çatlıyorsun, patlıyorsun, kuduruyorsun, tepiniyorsun! Çünkü bizim şahsiyetimiz var, senin yok! Çatla, patla, kudur, tepin! Zira sen bugünü kazansan bile biz yarını mutlaka fethedeceğiz!
Sayfa 99 - Düşmanlarımıza (19 Mart 1968), Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
- "(...) Şahsiyet bir kubbe midir; şahsiyetsizlik bir örümcek olur, gelir, onu körletmeye çalışır. Şahsiyet bir tarla mıdır; şahsiyetsizliğe hemen tarla faresi olmak düşer. Haydi, şahsiyet bir çam ağacı olsun! Tırtıllar, ya tırtıllar?… Yok, yok; şahsiyet, en nadir ağaçtan, en mahrem emeklerle yontulmuş kocaman bir tahttır! Şahsiyetsizlik hemen küçülür, küçülür, nokta kadar bir kurt olur ve mevsimler boyu süren kısık (heyamola)larla, en nadir ağacın en mahrem emeklerle yontulu nakışlarını yer...
Sayfa 98 - Düşmanlarımıza (19 Mart 1968), Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
"Çünkü ben bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu görünce üstüme öyle bir hüzün çöktü ki altında bir çiçek gibi ezildim. Onun için de bu masmavi dünyada ne kokum kaldı ne de rengim. Ben bir defterin iki sayfası arasında değil milyonlarca insanın arasında kurutulmuş bir çiçeğim." #filimalıntısı
Roger Garaudy; ünlü Marksist fikir adamı ve siyasetçi... Marksist idi! Hem de nasıl! Sinek gibi oradan oraya konan ve bu keyfiyetin zaman serisi hâlindeki toplamını sanki bir hünermiş gibi "şu kadar senedir yazan" diye empoze eden veya edilen bir toplumda, gelişi-gidişi uyduruk adamlara, gerçek bir nefs muhasebesine örnek diye takdim edilse yeridir
"Kalbini ulvî meşru şeylere muhabbetten,
temayülden mahrum bırakarak süflî, gayr-ı meşrû şeyler ile alakadar olan şahıs da böyle çirkin bir halet-i kalbiyyesinden dolayı mesul olacaktır."
Hz. Ömer'in (ra) halife olup minbere çıktığında ilk sözü şu dua olmuştur:
'Allah'ım! Ben sert tabiatlı bir kulunum, beni yumuşak huylu eyle; zayıfım, beni kuvvetlendir; cimriyim beni cömert kullarından eyle!'